tuvalette fayanslar ve kapılardaki malum kahverengilikler.
yemekten kürdan çıkması
kürdanların küflü olması
temiz diye alınan çarşaflarda kan lekelerinin olması.
sararmış yastıklar
pencerelere asılan giyilmiş çoraplar.
koğuşta öldürdüğü fareyi birbirinin üzerine atıp şaka yapan askerler
alaturka tuvalette olan ibrikleri alıp o ibriklerle birbirini ıslatan askerler. (o tuvaletlerin durumuna hiç girmeyeyim)
çeşmeden akan suyun oldukça kirli olması, bu sularla yemek ve çayların yapılması. (bir gün bizim uzman çavuş beni yanına aldı yardım için, bütün lavabolardan su numuneleri alıyoruz. daha sonra bana uzman o numune sonuçları için dedi ki sakın abicim o sulardan içme içinde olmayan basil ve bakteri yok, say say bitmez.
çeşmeden su içemeyince, kantinde de su ve içecek kalmayınca (şikayetimize rağmen günlerce de gelmezdi nedense) çaresiz kalıp askeriyede bulduğumuz temiz su zannettiğimiz bir su tankerinden su içmek, o tankerin içinin yosunlu olması ve birliğin büyük bir bölümünün fena halde ishal olup toplu halde revire çıkmamız. (ben de dahil)
sararmış, çeşitli nedenlerden regarenk olmuş çarşaf ve kılıflara girmeyeyim.
koğuşlarda uyurken gaz çıkaran tipler
askerde birbirinin üzerine binen askerler. (bizim kısa dönem bir arkadaş onlara ne yapıyorsunuz , siz homo musunuz lan diye sormak zorunda kaldı; uzun dönem askerlik sonucu abazalıktan birbirimize binmeye başladık abi diye o arkadaş cevabı almıştı.*)
ailesiyle konuşurken anne babasına ana avrat küfür eden birkaç asker. (kısa dönem arkadaşla ağzımız açık kalmıştı o konuşmalara)
iki kol açtırılarak aynı anda yapılan üç aşı ve bu aşıları yiyenlerin fenalaşıp (bazı arkadaşlar bayılmıştı) revire kaldırılması * daha sonra biraz ağır olan menenjit aşısını öteki aşılar vurulduktan yarım saat sonra yapmışlardı bize yaptığı ters etki yapmasın diye aşı olmayan askerlere)
askerliğin son gecesi koğuşta bu lanet yerden kurtuluyorum en sonunda diye heyecandan sabaha kadar uyuyamamıştım.
Bütün taburun çöpünü konteynerlardan kürekle kamyonete doldurmak, kurtlara böceklere basmak sureti ile çöpün üstüne bindirilip şehir çöplüğüne gitmek ve yine kürekle çöpü boşaltmak. Bu esnada Sinek yoğunluğundan dolayı ağız ve gözü kapalı tutmak. Hayatımda hiç sigara içmemiş ben, 26 yaşımda ilk kez çöp kokusunu bastırması için sigara içtim. Parfüm gibi gelirdi duman kokusu.
askerliğimin tamamı acemi birliğinde eğitim çavuşu olarak geçtiği için milyonlarcasına denk geldiğim mide bulandıran olaylardır. nerede çokluk orada bokluk derler ya o hesap. en çok aklımda kalanı 50 tane acemi ile aynı koğuşta yatmak ve çoğu gece nöbetçi çavuş olduğumdan uyanık olmak zorunda olmam ve o acemilerin g.tleri ile bando kurarcasına takır takır yellenmeleri mevzusu. bir süre sonra artık gülmeye başlamıştım tabi ritm tutuyordum. fazla coşanı uyandırtıyordum koğuş nöbetçisi acemiye.
sonra tuvalet mevzusu var tabi 400 kişilik bölüğün toplamda 6 kabinden oluşan bir tuvaleti olması. sabah 5.30 da kalk emri veriyorsun 400 kişinin neredeyse tamamı aynı anda tuvalete yollanıyor çabuk uyanıp hızlı koşan giriyordu ortalık iyice dağılmadan. banyo mevzusu zaten yazılmış defalarca. tüm bunların dışında en iğrendiğim kısmı sürekli emir altında olmak özgürlüğün ancak saat 17.00 de mesai bittikten sonra başlıyor tabi oda tam özgürlük değil acemiler hiç bir yere gidemiyor ve çocuk gibiler onlarla uğraşmak zorundasın sabaha kadar tekrardan..
50kişilik koğuşda gece nöbetine kalkınca osuran ve horlayanlar ve geri döndüğünde temiz havayı almışsın tabi kapıyı açınca burnunu sızlatan o leş kokudur.
acemi birliğinde 380 üniversite mezunu adam arasından birilerinin sıçtıktan sonra götünü baş havlusuna silmesi, havluyu burarak tuvaletin deliğine sokması ve neticesinde bütün bölüğün 1 hafta tuvalet cezası almasına vesile olması.
yaa o imzalattıkları maddelerin bir sebebi var aga.
ıslak parmaklarını prize sokan birileri var ve seninle benimle belki altlı üstlü yatıyor bu adam.
dışardaki düşmana gerek yok amk.
acemi birliğimi kırk ağaçta yapıcaktım daha içeri girmeden cehenneme hoş geldin yazısını söküyolardı 94-4 devreydim içeri giren bembeyaz içeri girdik o yapılan aşılar anlatılmaz yaşanır sonra içeri girdik ve siz çok özelsiniz diyip kıyafetlerimiz değişmeden istikamet yemiştik (sağa sola deli gibi koşup sürünmek falan) aradan zaman geçti yemin töreni yapıldı ve daha bi meziyetli oldu acemi öpen dağına her hafta intikal ve bize sürekli peygamber ocağı diyorlardı bi gün yemek haneye emeklerken ayağa kaltım ve dedım ki laaan pezevenk sen buraya peygamber ocağı diyorsun ama peygamberler görse oturur ağlarlan şerefsiz dedim ve sonra ufak bir kavga ve askerliği uzatmamla sonuçlanmıştı.
çok iğrençlik var ama benim en midemi bulandıran; yüzleri bile pislik içinde olan, tuvaletten çıktıktan sonra elini yıkamayan 2 tane hayvanın yemekhaneci yapılmış olmasıydı.
yıkayacakları çatalı bıcağı düşünemiyordum bile ama sike sike yiyorsun işte.