tamamen oradaki ortama büyük beklentilerle gidildiğinden kaynaklanan bir hayal kırıklığıdır. biri sizi itip-kakarken bir diğeri size gel yavrum, gel aslanım tarzında yaklaşınca dengeniz bozuluyor. üst devrelerin size olan yaklaşımı karşısında sesiniz çıkmazsa ilk gece daha çekilmez bir hal alıyor. siz siz olun korkmayın sesinizi yükseltin biraz. ağlayıp zırlamanın da bir manası yok zaten. zevk almaya bakın, askerliğinizin son günlerinde aklınıza ilk geceniz geldikçe buruk bir tebessüm ettiğiniz de oluyor.
geçen tertiplerle buluştuk iftar falan; klasik ilk günümüzün muhabbeti oldu... yatakhane tamamen poşet, 22 kişi... herkes birbirini ilk kez görüyo normal olarak ama çabuk kaynaşılmış şükür... gırgır şamata... kısacası çok keyifli ve eğlenceli bi ilk geceydi yalan yok...
Ben birligime öğlen 2 gibi teslim olmuştum. Akşama kadar boş beleş gezdirdiler bir yerlerde beklettiler sonra bölükler belli oldu bölüklere götürdüler. Sivil kıyafetlerle yemekhaneye gittik akşam yemeği yedik. Oradan amfiye götürdüler sik gibi saat 22:00 a kadar beklettiller orada. O gecenin sabahı bana en çok koyan çantamdaki 1 karton winston un usta asker denilen orospu evlatları tarafından çalınmasıydı. Sabah 5 te koğuşun dolaplarına vura vura uyandırılmak falan hiç garibime gitmemişti.
şimdi nerden geldi aklıma bilmiyorum ama bi hatırladım nedense.
askere gittiğimde 27 yaşımdaydım, çoğu kişiden büyüktüm, yetişkin biriydim yani. üniversiteyi ailesinden uzakta okumuş, ve o günden beri yalnız yaşayan biri olarak bile şoklardan şok beğenmiştim.
gündüz birliğinize teslim olursunuz. sonra evrak işleri kıyafetler, dolaplar, koğuşlar vs vs...
yaklaşık 3000 tane ilk gününü yaşayan ve birbirini hiç tanımayan insan. cep telefonu yok, doğru düzgün ışık yok, hava soğuk, karanlık bir alan.
bir süs havuzu gibi bişey vardı, oturdum mermerine, yaktım bir sigara. düşündüm, sabah beni yolcu eden sevdiğimi, ailemi ve şu an onlara ulaşamadığımı... sonra kaldırdım kafayı baktım, amaçsızca dolaşan ve boş boş bakan yüzlerce insanı... yemin ederim walking dead seti gibiydi.
ayrıca bir de askerlikte ilk sıçma diye bişey vardı, havasından mı suyundan mı bilinmez, ilk 4 gün sıçamamıştım.
hayvan gibi uyursunuz. çünkü bir önceki gün acaba neler olacak diye heyecandan uyuyamazsın. sabahın köründe teslim olursun.
gün boyu yok evraklardı yok sigortaydı yok yatak falan derken bir sürü uğraşırsın. akşam olunca ulan bakalım ne zaman bitecek diye düşünürken sabah çavuş girer içeri ve bağırır koğuş kalk.
ne acayip bir yerdeyim lan dersiniz. saat 9 da uyunur mu derken ışıkları söndürüyorlar s*kerim böyle işi deyip yatıyor uyuyorsunuz. ben 15 dk kadar uykum gelmemişti saat dolayısıyla hemen ardından yattım uyudum hiç de kasmadım iyi de yapmışım. ama buz gibiydi hava içlik giymeden alışkanlık yok yatınca erkenden kalktım normal olarak. koşa koşa tualete falan lan ne iğrenç zamanlardı askerlik. bu arada iğrenç olan askerlik değil orayı o hale sokan kekeler.
her türk gencinin tatması gereken gecedir. hani yıllardır ben şöyle erkeğim ben böyle erkeğim diye dolaşan nice adamların tir tir titrediğine şahit olduğunu görürsün, zaten o ilk gece uyumak mı imkansızdır ben uyudum diyen adam yalancıdır çünkü askere gelmeden önce duyduğunuz hırsızlık hikayeleri sizi tetikte tutar hayal edersiniz gecenin bir vakti boynunuzdan çalınacak cüzdanı. ilk gecenin ortasında ayağa kalkar benim ne işim var lan burada dersiniz dışarıda bekleyen var benim niye hayatımdan bu zaman geçiyor diye sorgular ve geçmeyen zamanı beklemeye devam edersiniz ama üzülmeyin geçiçek hemde açılmayan şemsiye misali geçicek gerçi bende hala geçmedi.
genelde zor geçen gecedir ancak bizim o kadar kötü geçmemişti.
331.kd amasya il j. komutanlığı aralık celbi, uçakta tanışılan kafamız uyuşan elemanla karar verdik, saat geç oldu bugünde cumartesi teslim olmayalım akşam amasya'da gezer bir otelde kalırız yarın öğlen teslim oluruz, "bu ikisi 1 gün geç geldi" diye not alacak değiller ya.*
ertesi gün pazar kahvaltı yapılır nöbetçi kuaför bulunup saçlar uygun hale getirilir ve birliğe giriş yapılır, akşama kadar senin gibi acemi ancak ilk gecelerini atlatmış yeşillere bürünmüş 90 asker ve bizim gibi geç gelen 4 sivil kaynaşmaya başlarız.
pazar günü olduğu için ortalık sakindir herkes sağda solda gezip vakit öldürüyor, tabii bizde sivil halimizle ortama ayak uydurmaya çalıştık, bir iki komutanla sohbet ortam iyi, komutanlar genç ve kafa dengi kısa dönemlere iyi davranıyorlar, "biter olm, korkmayın size kimse dokunmaz, 5 ay ne ki hemen geçer gider" vs oo dedik iyiymiş lan hep böyle olacaksa askerlik zor değilmiş.*
neyse akşam yemeği olur yemekte yanda oturana o soruyu sorarım.
+gece bu binada mı yattınız.
-yok topraam yer yokmuş burda bizi hapishaneye götürdüler sizde bizimle oraya geleceksiniz orada yatacağız.
biz diğer istanbulluyla birbirimize bakıp güldük, dedik herhalde geç geldik diye bize şaka yapıyor bunlar, ne şakası adamlar bizden sadece 1 gece önce gelmişler, adamların suratlar bembeyaz nerdeyiz biz moduna girmişler bile şaka yapacak hal mi kalmış.
akşam yemeğinden sonra bir otobüs bir minibüs geldi bizi doldurdular içine amasyanın öbür ucuna amasya hapishanesine!
meğer olay doğruymuş o sıra kısa dönem kalkacak korkusuyla millet yüklenmiş askerliğe deli gibi kısa dönem var. 50 kişi beklerken amasya'ya 100 kişi gelmiş, adamlarda bize ancak hapishane içindeki askeri karakolda yer ayarlamışlar sabah alaya geleceksiniz akşam hapishanede yatacaksınız 15 gün acemiliğiniz böyle olacak dediler.
girdik mekana tabii dün gelenler yerleri kapmış, biz geç gelen 2 istanbullu artı 2 izmirli o karakolun uzun dönemlerinin arasında kaldık bide dolap falanda kalmamış, bizim elimizde kendi valizlerimiz birde kamuflajlar birde askeriyenin verdiği çanta var ee biz bunları nereye koyacağız nereye yatacağız, yetkili biri yok mu, kim ilgileniyor arkadaşım burayla diyecekken o an bodrumda otel odasında değil, asker ocağında olduğunu anlıyorsun, artık askerliğin başladığını ve herkesin başının çaresine bakması gerektiğini idrak ediyorsun.
hemen yan ranzadaki uzun dönemle muhabbete başladık ordan burdan istanbula geldin mi nerede kaldın, şafak kaç vs derken, efendi bir çocuktu sağ olsun dedi hocam benim dolaba sıkıştırırız senin valizleri gel. o krizi öyle atlattık.
millet ufaktan tanışma faslını geçip geyiğe başlamış bizde ranzalar arasında dolaşıp muhabbetlere katıldık her türlü bilgi altın değerinde, nerde duş alınır nerde traş olunur kimse bir şey bilmiyor her şey belirsiz.
8 gibi herkesin pili bitmeye başladı tabii onlar erken kalktığı için hemen çöktüler bizde gram uyku yok, ama yatmak lazım sabah erken kalkılacak.
valizler yataktan kaldırınca yatağa odaklandım bir an, klasik asker yatağı yorgan, 2 battaniye ve bir yastık ama yastık mavi den kahverengiye geçişini tamamlamak üzere neyse üzerine bir şey serer uyuruz dedim yeter ki yatak olsun, yatak rahattı, koğuşta sıcaktı şortla uyunuyordu aralık ayında, istanbullu elemanla alt ranzada yataklarımız yan yanaydı vurduk kafayı, ulan dün gece nerdeydik bu gece nerdeyiz, her yerde buram buram hasret, özlem,yalnızlık derken "biter mi lan bu askerlik" diye diye uyuduk.
ilk gece böyle geçti işte, sabahta "koğuuşş kalkkkk" diye bir bağırış beklerken, tek tek "hocam günaydın haydi kalkın" diyerek omuzumuza dokunup bizi uyandıran bir uzun dönem asker bizi şoka sokmuştu.
tek derdimiz dolaplar ve yastıklardı, ertesi gece alay komutanı geldi bizi ziyarete gelirken eksiklerimizi öğrenmiş ve tedarik etmiş, ekstra dolap ve yastık getirdiler, adam çok ilgiliydi sohbet etti bizimle okullarımızı mesleklerimizi sordu, bir derdiniz olursa bana gelebilirsiniz dedi.
hiç beklediğimiz gibi olmadı askerlikle tanışmamız ve öyle öyle bitti, ama çok saçma anlarda yaşanmadı değil.
askerlik gerçekten çook genele hitap eden bir yer o yüzden bazı kurallara mantıkla bakamıyorsun ve maalesef bir süre sonra bu kurallara hak veriyorsun, sonuçta hepsi güzel anılar olarak kaldı, ama biz şanslıydık gerçekten, başka şehirlerde çok zor şartlarda yapan arkadaşlarımda oldu.
son olarak askere gidecek arkadaşlar her türlü soruları için mesaj atabilirler.
Genel evdeki fahişenin ilk gecesıne benzer alt ranzada yatanlar üst ranzanın döşegindeki şafakları şiirleri okurlar üst ranzada yatanlar sevgılısini karısını sevgilisi karısı olmayanlarda anacını babacını düşünürler 459 koca gun nasıl geçer diye kara kara düşünür allah sabır versın sayılı gun geçer.