üzerinden 22 sene geçmiştir. genelde acı ve üzücü hatıralar var ama her şeye rağmen iyi ki yapmışım. bir erkek ve türk çocuğuna "özgürlüğün" ve disiplinin ne olduğunu başka türlü bu kadar iyi öğretemezsin..
Ben bir kere koca taburu kurtardım.
Kolordu denetlemesinin bitmesine saatler kala, paşa nasılsa artık gelmez diye salmışız, telsizden birbirimize açık fıkralar falan anlatıyoruz, nizamiye uzmanı botları çıkarmış ortada geziyor falan, gözüme güneşle birlikte kırmızı bir şey parladı.. telsizle konuşmaya devam ederken “paşa mı lan bu” dedim. Uzman neye uğradığını şaşırdı, toparlandı falan..
Meğer tabur komutanı da, telsizi mi dinliyormuş ne, kafada dallar, koca bir telsiz anteni sallana sallana koşuyor.. üstümüzü başımızı toplayana kadar yanımızdan üç yıldızlı jip carrrr diye geçti, yarbay jipin peşinden koşuyor, jip ileride durdu, iki üç bir şey söylediler, jip çekti gitti..
Yarbay: hanginiz lan o nizamiyeci, dedi.. ben, “benim komutanım” dedim. “Aferin, çarşı yazacağım sana, biriniz adam gibi nöbet tutuyormuş” dedi, gitti..
Az bir günüm kalmıştı, diyebilirim ki ondan sonra askerlik yapmadım.
Uzun zamandır ayakkabılarımı boyamıyordum bugün ayakkabılarımı boyadım ve çağrışım oldu yıllar yıllar önceye çok eskilere gittim askerlik yaptığım yılları hatırladım her gün botlarımı boyardım her gün tıraş olurdum çünkü bunlar kuraldı ve kurallar çok katıydı ve hepsi geride kaldı bir varmış bir yokmuş hepsi geçti gitti evet zaman her şeyi yok eder şimdi her gün ayakkabılarımı boyamıyorum her gün tıraş olmuyorum benim özgürlüğüm her gün ayakkabılarımı boyamamaktır her gün tıraş olmamaktır.
Kredi cekip bedelli yapacagim sey (heralde). 6 ay gitsem de olur aslinda burda ne "bedelli karsitlari" gibi ne de "askerde 1 gun 1 yil" diye aglayanlardan degilim. Tamamen bambaska sebepler. bakalim, tanri bize nasil bir kader cizmis *