çoğu yerde bu böyledir. doğu illerimizin bazılarını saymazsak ülkemizin yüzde 90'ında askerlik vazifesi çöpe atılan 15 aydan öteye geçmez. bittiğinde derin bir nefes alırsınız ve geriye baktığınızda... hiç bir şey yoktur. hayatınızdan boşa giden 15 ay dışında.
bakış açısıyla aalakalı bi durumdur bu. kimi askerliği komutana hizmet olarak görür görev süreci boyunca vatanına milletine söver öyle askerliğini bitirir. kimi de komutana hizmeti vatana hizmet gibi görür o şekilde davranır ve layıkıyla yapar askerliğini. mantalite meselesidir.
savaşı da zaten askerler değil komutanlar kazanır ve kazanılan savaşları politikacılar masada kaybeder gerçeği ile irdelendiğinde doğru bir söylemdir. askerlik mantığı itiat etmeyi öğretmek ve emir almayı ve uygulamayı öğretme şeklinde işler. o yüzden askerliğin askere göre bir mantığı yoktur. birlik olma mekanizması ile çalışır. komutanda bu mekanizmanın en önemli parçasıdır. komutanın senin hizmetine ihtiyacı olduğunu düşünecek kadar önemsiyorsan kendini geçen sürede bu törpülenir ve emir almayı öğrenirsin. ha doğru mudur? tartışılır. ama bir savaş esnasında komutan ve ondan gelecek emirleri yapmaktan başka bir şansın yoktur.
(hoşuna gitsin gitmesin bu böyle. azıcık paçan sıkıyorsa verilen emri yapma mağdure.)
benim için de geçerli olan bir hizmettir. askerlik yapacağımı söyleyip paşa evi taşımışlığım çok vardır. ancak böyle bir bkz vermek oldukça da saçmadır. (bkz: akp li siyasetçi çocuklarının askerlik durumu)
siz hiç nöbet tutan general çocuğunu geçtim generalle aynı soyadı taşıyan bir asker gördünüz mü?