askerlik, sorumsuz yaşanacak en son aşamadır. bu nedenle telefonu unutup eğlenmeye bakın. beden eğitimlerini ciddiye alıp sağlınızı perçinleyin--sigarayı bırakın. tahammül sınırlarınızı zorlayarak menen kendinizi geliştirin.
nizamiye girişinde elektrikli geçiş sistemi yoksa ya da olsa bile elle arama yaparak içeriye alıyorlarsa cinsel organınıza telefonu saklayarak girebilirsiniz. ama 2-3 hafta içeriye giriş çıkış yapın ortamı iyice görün. riskli çünkü. askerde ceza alıp mimli dolaşmak iyi olmaz.
gittiğiniz birliğe, birliğin komutanına ve daha pek çok değişkene göre değişen durumdur.
bir kere acemi birliğine telefon sokmak gereksizdir. bir kere ilk girişteki aramalar çok yoğundur ve kesin bulunur. tırnak makasının törpüsünden tutun da el emeği gözümün nuru majezik'e kadar her bok alınmıştı.
sonrasında ilk çarşı iznine kadar telefonu falan göremezsiniz. o zamana kadar ustalarınızla aranızı iyi tutmalısınız. ksd'ler için bu çok kolay olmakla birlikte uzun dönem askerlerin geneli türlü çakallık ve kıllık peşinde yavşaklardır.
ilk çarşı izninize çıkarken telefon, mp3 çalar, fotoğraf makinesi, kamera falan hep sahiplerine verilir. şahsen cep telefonu ve mp3 çalarla gitmiştim. ikisini de aldım.
dönüşte aramaya %99 tâbi tutulacaksınız. yakalamak isteyen adama telefonu yakalatmamanın tek yolu prezervatif-göt ikilisidir. ama mp3 çalar dediğimiz gayet küçüktür ve saklanabilirler.
açıkçası telefon yerine mp3 çalar daha iyidir acemi birliklerinde çünkü her yerde zaten telefon mevcuttur. girdiğiniz riske değmez. ama koğuşlarda horultular ve dahası arasında uykuya dalmakta zorlanan biriyseniz ya kulak tıpası alacaksınız ya da benim gibi mp3 çalar yapacaksınız.
not-1: askeri malzeme satan dükkânlarda cepli donlar mevcuttur. biraz zorlarsanız yumruğunuz kadar alabilir. ancak oluşacak şişkinlik çok kolay fark edilir. telefonu burada taşıyabilirsiniz ama risk gene de büyüktür.
tugay ya da daha büyük bir birlikte usta askerseniz başınızdaki komutanlar elinizde telefonla gezseniz bile gık etmezler çünkü kendileri de size ulaşmak istediklerinde o telefonu arayacaklardır. öyle ki benim acemi birliğimde ustalarımızdan biri telefonunu suya düşürünce idari işler astsubayı "e nasıl bulacağız şimdi seni" diye sormuştu da eleman sırıta sırıta "bulamayacaksınız komutan" demişti.
ilçe jandarma komutanlığı ve jandarma karakolu gibi göt kadar yerlerde ise alay komutanından ödü patlayan rütbeliler vardır. kuş uçurtmazlar. gelin gelelim dışarıdan girerken "telefonunu santrale teslim ettin mi?" sorusundan başka bir şey de yapmazlar. ilk girişte teslim edin. ortamı, kimin kim olduğunu öğrenin. telefonların durduğu dolabın anahtarı zaten santrâlcidedir. bir de bazı orospu çocukları askerleri telefon ya da başka bir kuralı çiğnerken basmak için parmak uçlarında yürürler. eğer muhabere erseniz işiniz hem daha kolay hem daha zor. soğukkanlı biriyseniz telefon cebinizde oturursunuz. sol omzunuzu kapıya verir ve telefonu sağ yanınıza çıkartıp kurcalasanız ve o anda içeri bir rütbeli gelse bile yakalanmayabilirsiniz. önemli olan soğukkanlı olmakta.
nizamiyede duran komuta rütbesi ve kontrolde hangi devre askerlerin olduğunu bilerek yapılması gereken sokma hareketi.
aksi durumda önce temiz bir tutanak, disco hatta askeri mahkemeye kadar yolu var. tamamen üslerine kalmış bir durumdur.
ayrıca acemi birliğinde telefon işleriyle uğraşmayın. zaten iki ay bir şey o kadar çakal olmalık bir durum yok. gidin paşa paşa alın telefon kartınızı. ankesörlü de konuşun. iki ay için girdiğiniz riske değmez.
(bkz: öğüt)
(bkz: nasihat)
çantamda spor ayakkabının içine sokup üstüne kokmuş bir çift çorabımı sokuşturmuştum. nizamiyedeki astsubay çantamı aradığında hiç bir şey bulamamıştı.