yargılanıp en ağır cezaya çarptırılması beklenen teğmendir. ayrıca bu psikopatın rahatça orda görev yapabilmesini sağlayanların da acilen görevlerine son verilmelidir.
Sessiz sedasız olayın üzeri kapatılırken taraf gazetesinin ortaya çıkarması sonucu "tamamdır abisi, bizim çocuk yapmış bir hata çekicez kulağını" demekle her şey çözülmüyor. bireysel bir olay deyip aradan çekilemezsiniz. bir kurum olarak o teğmenin yaptıkları sizi de bağlar. dört anne, çocuklarını bir teğmene değil bir kuruma emanet etti. hiç değilse basın yoluyla bir özür gelmeli. ama tabii biliyoruz tsk hata yapmaz, tsk özür dilemez.
askeriye de mantık aranmaz diye savunur bir de bu komutan ve komutanlar. yazacak çok şey var ama değişecek hiç bir şey yok. askeriyenin kusursuz ve mükemmel olduğuna inanan, körü körüne bağlanmış kişilerin kafasındaki düşünceyi değiştirebilir misin ? tabiki hayır.
peygamber döneminde kılıçla yapılmış savaşları eleştiren arkadaşlara sesleniyorum; o savaşlarda düşmanlara, müşriklere karşı savaşıldı. islam ordusunda hiç bir komutan tutupta kılıcı ''al lan kendini öldür'' ya da ''seni cezalandırıyorum hüsmen, al bu kılıcı kendine sok'' demedi. kimseyi böyle bir gereksizlik yapmaya zorlamadı.
peki bunu bir insan neden yapar ? ya da sadece 1 kişinin yaptığını bütün orduya mal etmek doğru mudur ?
hangi 1 kişi bu ? oruç tutan insana eğitim vs gibi görevleri bir süreliğine vermemek ya da bir iki saatliğine vermek yerine, oruca inat 12 saat aşırı sıcakta veyahut soğukta görev yaptıran komutanları çok duyduk. duyan duymayana söylesin.
parçaları birleştiriyorum. ilker başbuğ'un ağlama duvarında çektirdiği fotoğraflar, büyük klüp denilen mason klübüne üye olması, bazı komutanların ceza adı altında kendi askerlerini feci halde dövüp, eğitim veyahut ceza sırasında ölmelerini sağlamaları ve ast subay alma sınavları esnasında bazı komutanlarca sorulan ''denize hz muhammed mi düşse kurtarırsın yoksa atatürk mü?'' sorusu sonucu; askeriyenin pekte akıl kar ı bir yer olmadığını anlıyorum.
yargılanmasına başlanan teğmen mehmet tümer'dir. sanığın, ölen gencin babasının ve bazı askeri görevlilerin olayla ilgili bilgi ve görüşleri alınmıştır.
böyle birşeyin olamayacağını aklı başında herkesin bildiği durumdur. gazetenin zaten ne olduğu ortada. yapılan haberin de düzmece olduğu çok açık. karalayın bakalım daha ne kadar devam edeceksiniz.
(bkz: çamur at izi kalsın)
Tsk'nin vahiyle ya da peygamber ile yönetildiğini sanan ulusalci milliyetçi ergenlerin ihtimal vermedigi gerçek yasanan olaydi.
Bu anli şanlı ordumuzun ne ilk olayıydı ne de son olacak.
Yayinci gazetenin taraflı olması ya da olmaması haberin gercekligini ne kadar etkiler acaba? Bir tartışmanın tarafı olmak ne zamandır haksız, yalancı olmak anlamına geliyor?
Bu koru korune bağlılığı anlayamiyorum. Orduyu yönetenler de zaafları olan, hata yapabilecek sıradan insanlar değil mi? Ayrıca 90'li yıllarda aynı ordu değil miydi bunun benzerlerini hatta beterlerini yapan?
Adam sadece 6 sene ceza aldı. Asker başına 1,5 yıl. Alın size sistemin askere biçtiği değer. Bu hesapla daha yeni gündeme gelen 7 asker ve mayın olayinda suçlu bulunursa biri, alacağı ceza 9 sene.
Bu iş için kullanılan mühimmat içi boşaltılmış mühimmat olmalıdır ancak yine asker bilmemelidir tabi. Askerin sabrını, stres altında dirayetini, kararlılığını sınarsın. Ancak dolu el bombasıyla değil. Bu mantık, patlarsa patlasın ölürse ölsün demektir. Olası kastla Adam öldürme olur.