pencereden dışarı bak ve neler var söyle diyerek on dakika boyunca dışarıyı tarif eden çocuğa önünde cam yok mu? neden onu söylemiyorsun diyerek elemek.
eğer ki çocuk arkasına dönüp duvarın rengine bakarsa elenir . ancak karşısındaki duvarla arkasındaki duvarın renginin aynı olacağını düşünüp söylerse geçer .
sonuç ufakkene gittik işte mülakatlara kulelide bakalım söylenenler doğru mu diye renk körü çıktık elendik . bu söylenenler hurafedir renk körlüğü ise gerçektir yani.
safsatanın önde gidenidir. en sevdiği liderin kim olduğu sorusuna winston churchill* diye cevap veren adam da benim yanımda babalar gibi geçmiştir mülakatı.
tamamiyle diksiyona, kafanın doluluğuna ve dolma potansiyeline, özgüvene, duruşunuza, kararlığınıza bakılan o mülakatlarda osuruk beyinli şakirtçiklerin geçemeyince boku askere, atatürk'e atma çabasından başka bir şey değildir. ne imam çocukları, ne ismi islam, cihat, muhammed olan arkadaşlarım vardı devremde, ki ikinci adım da muhammeddir benim. zamanında namaz kılmışlığımdan dizlerimde de kıl yok denecek kadar azdı, bakıp da eleyen olmadı beni. özet olarak; öptürün gidin bi' abdest mabdest bir şey alın namaza durun, uzaklaşın bu dünyadan siz.