dereyi görmeden paçaları sıvamak gibi bir şeydir. aslında gitmese bile o kadar çok efsane vardır ki çevresinde, ister istemez etkileniyor insan. sadece erkekler değil, askerliğini yapmış abisi, babası, sevgilisi ya da kocası olan bir kadın bile askeriye kurallarını, nerde neyin olduğunu çok iyi biliyor.
çok saçma bir durumdur. insanların bilmediği birşey hakkında konuşması kadar saçma birşey olamaz.derler ki biliyorsan konuş alim sansınlar, bilmiyorsan sus adam sansınlar.
bokun pis bişey olduğunu öğrenmek için ille boku yemek gerekmez. en verimli çağında askere gidip subay karılarına hizmet etmenin mantığını anlayamadığından bahsetmesinde bir gariplik yoktur.üniversite mezunu bir genç insan en verimli olması gereken çağda komutanların kölesi oluyor en verimli aylarını boşa geçiriyorsa o şey pistir. bill gates türkiye'de olsaydı nah microsoft olurdu. okuldan ayrıldıktan sonra iş hayatına atılmak gerine 18 ay askerliği yapması gerekirdi. 18 ay boyunca subaylara hizmet etmek daha önemli bizim ülkemizde. microsoft kurmak falan bunlar teferruat önemli olan subayalara çay getirmek, hizmet etmek, sabah akşam nöbet beklemek. (bkz: türkiye nin jeopolitik konumu çok rerö rerö) (bkz: askerimiz amin)
askere gitmemiş birinin askerlikten bahsetmesi, tamamen anlamsız laf kalabalığıdır.
bu yüzden yeni bir emre kadar kadınların askerlik hakkında konuşmaları yasaklanmıştır.*
silahlı kuvvetlerin mantıklı, mükemmel bir yer olduğunu savunmuyorum ama gerekli bir müessese olduğu aşikar. askerlik süresince hiç hazzetmediğiniz işleri yaparsınız, zamanınızın çok boş geçtiğine inanırsınız. evet doğrudur. şimdi ben size "emin olun bunlar sizi olumlu yönde etkileyen şeyler. sabretmeyi, mecburiyet anında yaptıklarınızı, asla olmaz dediklerinizi kuzu kuzu yapabildiğinizi, sizi seviyorum diyenlerin gerçek yüzünü görmenizi sağlar. olgunlaşırsınız" desem. hadi lenn dersiniz.
o yüzden siz, sanki askere gelmeseniz birer fabrikatör yada bilim adamı olacakmışsınız gibi "hacı, en verimli çağımızda askere alıyolar, olmaz ki" demeye devam edin.
