çünkü hiçbir kuvvet komutanının, hiçbir albayın, hiçbir yarbayın, hiçbir benzeri düzeyde komutanın evladının güneydoğuda şehit düştüğü haberiyle karşılaşmıyoruz. mal mıyız, şehit adayı mı? biz ikisinden biriysek onların evlatları ne?
bu vatan için milyonlarca şehitimiz kan vermiş kurtuluş savaşında,çanakkalede,sarıkamışta,doğuda.şöyle bir vicdanınızla başbaşa kalın eğer askerlik olmasaydı şu an burada biz olurmuduk veya şimdiki biz bizmidik.ya araplar gibi çağ dışı kalmış medeniyettik ya da hristiyanlaşmış dönmelerdik.eğer askerlik olmasa mecvbur olmasaydı şu an ülke bu ülke olmazdı.birileri askere çamur atmak istiyor siz atın atacağınızı türk halkı böyle oyunlara karnı tok yoksa şu an sizin isteidğiniz gibi akıldan uzak şeriat ülkesi olmu ştuk veyada şu an türkiye bayrağı yerine amerika birleşik devletleri bayrağı dalgalanırdı.
disiplin ve fedakarlık herbabayiğidin harcı deildir, sıkıya gelemeyen kişilerin söylemidir.
uzunca entry yazarakta hiçbirşey değişmeyeceğine göre gittiğinizde hiç değilse vatani görevinizi adam gibi yapmayı deneyin en azından hayatın gerçeklerini görün adam olun.
bahanesi ekonomi olarak ta görülmemesi gereken saçma sapan iddia. öncelikle o cahil er dediğiniz komandolar dünyanın en başarılı komandolarındandır. türk silahlı kuvvetlerinin terörle mücadeledeki başarısı da bunun en önemli başarısıdır. bu sebeple çoğu nato ülkesi bizim komando okullarımızda eğitim görmektedir. bunun yanı sıra, bir profesyonel askerim olsun 5 tane erden, cahil erden daha ekonomiktir anlayışı oldukça yanlış ve mantıksız bir zihniyettir. profesyonel dediğiniz askere iyi bir maaş vermek zorundasınız. ancak gönüllü askerlikle * görevini yapmakta olan askerlerimize küçük miktarlarda harçlıklar verilmektedir. bir profesyonel askerin aldığı maaşı da karşılamaz öyle 4 5 tane askerin harçlığı, kimse salak değil, tek akıllı siz de değilsiniz kusura bakmayın. ayrıca rambo değil kimse 5 askerin işini yapsın. ne bu, oyun kahramanı mı? bir asker piyade ise piyadedir, topçuysa topçudur. kimse 5 kişinin yaptığı işi yapamaz. kaldı ki sizin o cahil dediğiniz erler türk silahlı kuvvetlerinin alnının akıdır. görev verildiği her an, her dakika ve tüm operasyonlarda son derece başarılıdırlar. silahlı kuvvetlerimizin kabul gören kayıp-ele geçirme oranını tersine çevirmesinde en büyük pay onlarındır. profesyonel askerlik tüm dünyada gönüllü askerliği uygulayamamış orduların tercihidir. hiçbir ordu daha iyi diye profesyonel orduya geçmez çünkü akıllıca değildir. askerlik meslek değil, sanattır ve bu sanat vatan ve millet aşkıyla yoğurulmuş olmalıdır. işe meslek gözüyle bakan hiç kimse canını feda etmez. söz konusu vatansa gerisi teferruattır ancak söz konusu imzalanmış bir sözleşme ve her ay yatan trink paraysa kimse sikine takmaz bunu. parayla asker olacaksa hiç olmasın. parayla asker olanların , o ülkelerin ne hallerde olduğunu gayet iyi görüyorsunuz. sonuç olarak nereden tutsan elinde kalan slogandır. bu kadar yazmamıza da gerek yok aslında. sike sike yapacaksınız. bizi sike sike asker yaptılar dersiniz ileride.
ordunun yemek işlerini yemek fabrikalarına yaptırması durumunda bu istekte bulunan erkeklere olumlu cevap verilecektir. çünkü olay sadece patates soyacak adam eksikliğinden kaynaklanmaktadır.
basit bir hesapla paralı profosyonel askeri birliklere geçen ordumuz olduğunu düşünürsek, kabaca 5 tane cahil askerin yaptığı işi 1 eğitimli askerin yapacağını düşünebiliriz. bu ordunun fazladan 4 kişiyi beslememesi, barındırmaması anlamına gelir ki ekonomik açıdan hesaplıdır.
ordu bir kere devletin bir parçası, özel teşebbüs değil ki. kdv de yok ona ötv de. elektrik de bedava doğalgaz da. sen bana patates soyduracaksın diye, ya da paşanın birine yemeğini taşıyacağım diye ne diye aylarımı çalıyorsun ki benim. yaptır yemek fabrikasına ucuz ucuz yesin herkes.
vatana hizmet gerektiğinde cephede gerektiğinde dağda çarpışmaktır. ama çarpışan askere yemek yapmak (sizin deyiminizle patates soymak) da vatana bir hizmettir. patates soymak için mi askere gideceğim dersen, cephede savaşmak için mi askere gideceğimden farklı bir cümle söylemememiş olursun aslında.
savaşacak bir asker için onun lojistiğini sağlayan birden fazla kişi olduğunu anlayamamış kişilerin cümlesidir de aynı zamanda. bir askerin beslenmesi için onun besinini üretecek aşçılara,o besinin nakliyesinde kullanılacak şoförlere, şoförün kullandığı araçtan malların indirilmesine yardım edecek bir başka görevliye ihtiyaç vardır. bu daha da arttırılabilir. nasıl bir mantık sizinki ben anlamıyorum. yahu savaşı yalnızca silahlı adamların çatışması olarak mı görüyorsunuz? işin lojistik kısmı hiç mi umrunuzda değil? işin haberleşme kısmı hiç mi umrunuzda değil? sedyeyle adam taşıyacak fazladan bir kişi bile belki de fazladan bir hayat kurtaracak, bunu anlamak çok mu zor? ayrıca tsk iş ve işçi bulma kurumu değildir. bir bütçesi vardır ve ona göre eleman alımı yapar. neden askerliğini yapmak üzere birliğine gelen berberler varken sırf bunun için dışarıda berber alsın? ya da neden elinde eleman varken dışarıdan garson alsın da boşuna para versin? senin orduevinde garson olarak çalışman bile devletin kasasından fazladan para çıkmasını önlemek demektir. hem herkes çatışabilir mi? herkes savaşabilse herkesi komando yaparlar. kimin zihin yapısı, vücut yapısı neye elverişliyse o çatışma bölgesine intikal ettirilecek görevi alır. bu kadar basit. olayı bu kadar çarpıtmayın.
kesinlikle katıldığım istek.
bunun için de herşeyi yapıyorum. okulu uzattım, master yapacağım, hiçbir engel kalmayınca yakalanana kadar kaçacağım. yakalandığımda çürük raporu için ölümüne uğraşacağım. belimde fazla omur var, bir doktor senin gibileri almıyorlar askere dediydi. sonunda da beni belki de kelepçeyle askere alacaklar. biliyorum sonu yok. sike sike.
derdim kesinlikle korkaklık ya da "ben barışçıl bir insanım ne öyle silah falan" değil. beni sike sike asker yaptıklarında diyelim ki şırnak dağlarına gönderdiklerinde karşıma pkklı çıkarsa gözümü kırpmam sıkarım. hem kendi canım için, hem pkkdan nefret ettiğim için.
asıl derdim 18 ayımı ordu evinde garsonluk yaparak geçirme ihtimali. ya da kantinci, şöför, postacı farketmez. bunun gibi görevlerin vatan sevgisiyle ne alakası olduğunu anlayamıyorum. işsizler ordusu varken ve ülkenin belini çökerten askeri harcamaların büyüklüğü düşünüşdüğünde bunun gibi işleri gönüllülerin yapması gerektiğine eminim.
askerlik hakkında benim gibi düşünenlerden nefret edenlere bir taraftan hak veriyorum. öyle büyütülmüşler. ama bu beyinlerini neden geliştiremediklerini açıklamıyor. benim gibi askere gitmek istemeyenleri eşcinsellikle itham edenler, vatan sevgimizi sorgulayanlar profosyonel ordunun kurulması gerekmediğini iddaa eden tek düşünce koyamıyorlar ortaya. sadece aptalca hakaretler var.
bir gerizekalı da lütfen gelmeyin askere yazmış. sanki elimizde amna koyim.
haklı bir zerzeniştir. adil olan kanında milliyetçilik damlayan zihinlerin gönüllü olarak askere gitmesi, profösyönel ordunun kurulması ve istemeyene "zorla güzellik olmaz kardeşim" diyerek askere götürüp 1 yıl heba ettirmemek.
çünkü isteksiz adam zorla askere götürülürse ne eli silah tutar ne de orada patates doğrar.
vatanı savunmak herkesin harcı değildir. zorlamayın.
desteklediğim öneri. bu ülkenin 24 saatte pkk'yı bitirebilecek bi ordusu var ama neden bi bok yapılmıyor? biraz düşününce bazı, aklımızın ucundan bile geçmiycek kurumların neylerden beslendiği şüphesi bile bu durumu desteklemek için yetiryor. banane amına koyyim, baştaki şerefsizlerin yaptığı kanlı oyunlardan. ben niye askere gidip onların piyonu olıyim bir hiç için. neden bi insanı öldürmeye kalkıyim onların kanlı planları için.
tarihe damgasını vuran roma imparatorluğu. tamamen paralı lejyonlardan oluşuyordu.
çok övündüğümüz osmanlı imparatorluğu ordusunun büyük bir bölümü paralı askerlerden oluşuyordu.
hayatında call of duty aksiyonları yaşamaktan başka savaş görmemiş tipler; gideriz, pkk'nın amuğa koruz gibi atıp tutmaktalar. sen şimdi ordan atıp tutuyorsun ama, dostum savaşta işe yaramayacaksın bil bunu.
hayatında hiç savaş ortamında bulunmamış, ona göre eğitim almamış askerlerle ne derece başarı yakalayabiliriz? 3 aylık eğitimde rpg'ler patlıyor mu? mermiler gecenin zifiri karanlığında kafanızın yanından geçiyor mu? pusuya düşürüldüğünüzde ne yapacağınız gösteriliyor mu? el kitapçığına, "allah allah" diye bağırarak saldırın yazmakla olmuyor. belki bu konuyu askere gitmek istemeyenler açtığı için tepki görüyor. ama mantıklı olan budur. hem savaşı falan geçtim arkadaş, sen nasıl beni dövebilirsin ya? gecenin bi köründe dize kadar kar varken arabanı nasıl yıkatabilirsin? ben bunu kabul etmiyorum arkadaş, edemiyorum.
bir istek ki mantikli bir istek. bir tarafta hayatini silerek daglara cikan insanlar öteki tarafta sevgilisi, nisanlisi, karisi, cocuklari, anasi, babasi, isi olan 20 yasinda bir genc. aklinizi basiniza devsirip öyle düsünün. bir tarafta kaybedecek birseyi olmayan yaz kis ver allah ver o dag senin bu magara benim gezen, sürekli talim yapan bir tarafta askerlige kadar annesinin kucaginda büyümüs bir genc. kaybedecek birseyi olmayan adamin karsisina cikartirsan o genci korkudan tetige basamaz. o askerlige de gitmek istemez. ya adam gibi parali askerin olacak ya böyle sapir sapir genclerin kara topragin bagrina gidecek.
aslında militarizm içine işlememiş mantıklı insanların askere gitmek istemediğini bedelli askerlik muhabbetinden hemen anlayabiliyoruz. bedelli askerliğe karşı çıkan askere gitme yanlısı genç şu şekilde cümleler kuruyor:
"yok ya, olur mu amınkoyim öyle şey, fakir çocuğu gitçek orda askerliğini paşa paşa yapçak uzun dönem, zengin piçleri parayı verip askerlikten yırtçak. yok öyle yağmaa!"
e güzel kardeşim zaten "askerlikten yırtmak" diye bi ifade ağızdan kaçabiliyorsa laf arasında, yani yırtılması daha cazipse, askere gitmek o kadar da yüceltilesi bir olgu değil demek ki. ölünce şehit olunuyormuŞ! kimse bana gelip sormuyor ki sen şehit olmak istiyor musun diye? elimize pimi çekilmiş bombayı verip canımızı aldıktan sonra tabuta sarılıyor naaşımız şehit diye postalanıyor memleketimize, bu mu şehadet, kendi ülke sınırları içinde kendi insanınla savaşırken ölmek mi şehitlik? eğitim zayiatı da olabilirdik ama di mi, iyi şehit sayılıyoruz.