bakınız ben 1996-97 senesinde vatani görevimi şemdinli jandarma komando taburunda ifa ettim. hani şu birkaç defa onlarca şehit verdiğimiz aktütün karakolu'nun bağlı bulunduğu taburdur şemdinli jkt. erdal sarızeybek komutanımız bu tabur ve şemdinli ile ilgili birkaç tane de kitap yazmıştır hatta...
benim vatani görevimi yerine getirdiğim 14 ay boyunca taburumuz toplam yanlış hatırlamıyorsam 15 şehit verdi. arzu edenler o dönem taburumuzun verdiği şehitlerin listesine ulaşabilir. bu verdiğimiz şehitlerden iki tanesi de bursalıydı. ben askerden döndüğümde ikinci gün bu şehitlerimizin ailelerinin evlerine gittim, anne babalarının ellerini öptüm, bir aile ile hala daha görüşürüm, bu şehidimizin babası osman amca 2006 senesinde vefat etti, şehidimin annesi nurşen teyze allah uzun ömür verirse hala hayatta. geçtiğimiz kurban bayramında ailecek gittik elini öpmeye, çocuklarımı aldı, öptü kokladı, beni öptü kokladı, annemden farkı yoktu sevgisinin, ilgisinin sağolsun...
şimdi nurşen teyzem 1996'da biricik evladını allah'ın siktir ettiği bir coğrafyaya gönderdi dualar ile, davul zurna ile. ama oğlunun terhisine 2 ay kala tabutunu aldı.
ne için?
siktiriboktan, ot bile bitmeyen yavşak bir coğrafya için.
tamam ulan, vatan kutsaldır, her karışı bizimdir dedik. şehitlerimizi kalbimize gömdük. sene 2014 hala içim acıyor, içim yanıyor. çocuklarımı her sarılıp öptüğümde aklıma arkadaşlarım geliyor.
onlar benim gibi sarılamadılar çocuklarına, sevemediler, aşık olamadılar.
ne için?
daha konuşmayı dahi bilmeyen kürtleri korumak, o coğrafyayı, dağı-taşı korumak için.
şimdi o şehitlerimin öldüğü coğrafyada pkk istediği gibi at koşturuyor, terörist köpekler elini kolunu sallaya sallaya geziyor, devletin imkanlarından faydalanıyor. apo köpeği ne isterse yapılıyor.
benim şehidimin annesi nurşen teyzemi ne arayan var ne soran. allaha şükür ihtiyacı yok nurşen teyzemin, hoş ihtiyacı olsa da biz varız, bir telefon yakınındayız, allah güç kuvvet verdikçe de ite köpeğe, devlete, hükümete muhtaç ta etmeyiz evelallah...
işte o nurşen teyzem var ya, günün 24 saati binlerce kez beddua ediyor evladını alanlara, evladını alanları baş tacı yapanlara, tepemize çıkaranlara.
nurşen teyzem gibi binlerce teyzem daha beddualar ediyor.
bizler gibi onbinlerce güneydoğu gazisi de beddualar ediyor.
madem bizim vazifemiz kutsaldı, bizler de kutsalız demektir ve bizim, nurşen teyzemin, diğer şehit annesi analarımın bedduaları tutar, tutacaktır. hem de öyle bir tutacaktır ki, benim şehidimi yok sayanlar, onların kanları yerde iken katilleri ile pazarlık yapanlar, katillerine haklar tanıyanlar bu beddualar karşısında mezarlarında ters dönecektir.
işte bu yüzden bugün askere gitmek istemeyen genç haklıdır.
askere gidecek, şehit olacak, kendisi olmasa da arkadaşları şehit olacak belki. belki sakat kalacak, belki başka bir şey? ne için?
Bırakın bu ayakları kulp uydurmaları. Zamanında serbest bırakılsaydınız keyfinize bırakılsaydı hiç biriniz gitmezdiniz. Ama madem ben o zorluğu yaşadım onlar da yaşasın diyerek mecburiyetmiş vatan sevgisiymiş gibi göstermeyin. Kıskançlıktır bu.
Bir forumda okuduğum yazıyı da ekliyorum buraya daha açıklayıcı olur.
--spoiler--
''Örneklere gelelim; Bir kişi düşünün, standart bir Türk erkeği, göbekli, evli, 2 çocuk babası, askerliğini yapmış ve liseyi bitiremeden eğitim hayatını noktalamış. Bu kişinin karşısına genç ve askere gitmeyen birisi çıktığında, 'Sen hele bir askere git de adam ol, daha sen ne gördün' der. Karşısında ki kişi, eğer ben askere gitmek istemiyorum derse onu vatan haini ilan eder, halbuki bu kişi, imkanı olsaydı kendi de askere gitmeyecektir ancak gitmiştir, dolayısıyla o yaşadıysa diğerleri de o zorluğu yaşamalıdır. Yoksa kıskançlık dediğimiz duygu belirir ama kişi bunu asla kabul etmez.Hatta aynı kişi kendisi askerdeyken babasına sık sık günlerin geçmediğini belirten mektuplar yazmış, kaçsam gelsem sana yarim diyen şarkılarla ruhunu coşturmuştur. Aynı kişi her ortamda askerde bizim anamızı bellediler diye anlatmaktan geri durmamıştır, ancak, gitmek istemeyenleri vatan haini diye nitelendirmeyi hiç abes bulmaz. Çünkü düşünemez, gerçekten bu toprağa borçlu muyum? Borçluysam bunun tek ödeme şekli askerde dayak yiyip tuvalet temizleyip patates soymak mıdır? Gibi. ''
--spoiler--
Edit: hala vatanın, milletin askerlikle korunduğunu, bunun borç olduğunu düşünenler var. Artık savaşlar ülkeler beyin gücüyle yönetilip kazanılıyor. Geçin efenim bu işleri. Tabularınızı yıkıp geleceği düşünüp çalışın.
bundan 2 ay önce olsa dibine kadar aşağılar, sayar, söverdim. gelgelelim temmuz'da olan şey kendi günahsız erini linç edip boğazlayan şerefsizler ve onları savunacak kadar küçülen başka şerefsizlerden oluşan bir kalabalıktır. bunların oluşturduğu bir toplumda askerlik yapmak dünyanın en saçma şeyidir.
vatan haini falan değildir. düzenini bozmak istemiyordur. geride bıraktıkları için endişeleniyodur. insanların üstünde şöyle saçma baskılar kurmayın artık.
Benim bu. 27 yaşımdayım. Bu yaşıma kadar okudum. Beynim sikildi. Sikenlerin ayrı Amınakoyim. Ve sonunda alanımla ilgili bir işe girdim. Yetmedi yüksek lisansa başladım. Yüksek lisansla beraber zaten olan araştırma yapma hevesim kat kat arttı. Kafamda binbir fikir oluştu. Okurken "mezun olayım daha okumam, girer bir işe çalışırım" derken, yüksek lisansa başladıktan sonra okulda kalmayı, doktor moktora yürüyüp gitmeyi düşünür oldum.
Askerlik, yani Türkiye'deki askerlik, vatani görevden çok üç beş orospu çocuğu komutanın, hiç bir sike yaramayacak yavşakların egolarını tatmin etmek için insanın omzuna yüklenen bir yüktür benim gözümde. Asker vatan savunmayı değil üstüne itaat etmeyi öğreniyor sadece. Hatta burada öğrenmekten bahsetmek saçmalık olur. Sadece kendisine robot olduğu aşılanıyor. Asker olan kişinin düşünme yetisi elinden alınıp sadece emir kulu haline getiriliyor. Bu gerzekliğin en güzel örneğini 15 temmuzda gördük. Sadece üstü olan orospu çocuğu, kansız piç emretti diye halka ateş açacak kadar aklını mantığını zekasını kenara bırakabildi asker. Bunun herhangi bir noktasında ben vatani görev falan göremiyorum. Vatani görevini yerine getirenleri de gördük hepimiz. Vatani görev için asker olmak şart değilmiş gördük. O tankların altında ezilen insanların yaptığıydı vatani görev.
Ama askerlik ne yapıyor? Kısa dönem bile olsa, 15-16 senedir okuyorum diye pert olmuş beyni formatlayıp gönderiyor geri.(tabi ölmezse)
Bence vatani görev yavşak bir komutan emrediyor diye gecenin veya sabahın bir vakti toprakta çamurda sürünmek değildir. Vatani görev tuvalet temizlemek de değildir. Varani görev hele hele komutanın evinin alışverişini yapmak da değildir.
Ben şuan kilo sebebiyle askere alınmıyorum. Kilom olmasa okul dolsyısıyla tecilliyim. Eğer benden vatani görev istiyorsa devlet, alsın beni ve benim gibi tüm tecilli mühendisleri, silah ve savunma teknolojisinde görevlendirsin. Ben (eğer kolumdan zorla tutup götürmezlerse) birilerinin egosu tatmin olsun diye veya tuvalet temizlemeye falan 6 ay için bile olsa davul zurnayla gitmem abi. Burada da zerre kadar kendimi sorumlu hissetmiyorum. Ama bana alanımda devletime hizmet etme imkanı sunarsa(bu kesinlikle yazıcı olmak, bilgisayarlarına format atmak olmamalı) değil 6 ay, 6 yıl da hizmet etmeye hazırım.
Bence askerlik baştan düzenlenmeli. Sadece emir vermekten başka meziyeti olmayan orospu çocuklarına 5-10 bin tl maaş vereceğine, okumuş olanlara alanlarıyla ilgili şekilde vatana hizmet imkanı sunsun, bu hizmetinin de maddi karşılığını versin devlet bu kişilere. Bak o zaman insanlar tecil için açık öğretime kaydoluyor mu?
Zaten bu ülke bir tehdit altında olduğunda askerden çok halk savundu ve savunacak memleketi. Bundan hepimiz eminiz. Bu milletin her ferdinin bir asker olduğundan şüphem yok benim. Onlardan biri de benim.
Ekleme: Burada şu şekilde dalga geçen salaklar da çıkacaktır. "ulan okudun da atomu parçalayacan sanki..." Evet atomu parçalayacam. Koduğumun ülkesinde müsaade edilse atınu parçalayacak kafada insanlar var ama imkan bulamayınca ya sindiriliyorlar ya da akıllılık edip siktirolup gidiyorlar. Amınakodumunun ülkesinde bir tane siyasinin ağzından bile "bilim" lafı duyamadığımız için, normal bir insana"ben bilimle uğraşacam" diyince taşşak geçiyor amk.
Açık ve net abi. Sanatsal dalları bilmem (ki sanatı da severim) ama bilimsel dallarda okuyan adamları askerlikle formatlamak resmen katliam. Değil altı ay, altı gun bile o işkenceyi çekmek anlamsız.
Hoş benim dediğim de mallık, daha ülkeyi yönetenlerde bilimsel bi kafa yok ki askerlikte olmasını bekliyorum. Teknolojiye kafanı çok yorarsan aklını kaybedersin diyen adamı getirip başbakan yapıyor reis sırf hatır için. Sonra memleketten bilimsel gelişme bekle.
askere giden çoğu kişi çok pişmandır. bu ülkede askerlik işkence ve zulüm gibi bir şeydir. daha geçen yıl askere giden emmi oğlu dedi ne yap ne et askere gitme.
askere gidip de yaptığının askerlik olmadığını görene kadar haksız bulanların var olacağı, vatan konusundaki değerlere yeterince saygılı olması durumunda aslında hiç de sövülesi olmayan gençtir. askerliği çok gerekli bulup da sözde askerlik yaptığı beş buçuk aylık dönemde, aslında bazılarının bazı özel işleri için orda bulunan bir amele olduğunu görenler bu olayı fazlasıyla normal karşılar. şu kati bir gerçektir ki bunlar, vatan uğruna can vermekten kaçacak zihniyetlere yönelik düşünceler asla değildir.
