sevgili varsa, bunalım geçer. o dönemde ayrılsak mı diye fikirler paranoyalar oluşur. sonrasında ayrılık olur ya da aşk kazanır.
sevgili yoksa bile zor geçer orası ayrı.
ayaklar geri geri gider; ancak gidildikten sonra hayatında hiç bu kadar kendinle gurur duymadığını fark edersin. görevin zor bir yerdeyse hele korku falan olmaz içinde. her türk neden asker doğar, kısa zamanda kendinden anlarsın.
yakında nasıl bir yere, kimlerin arasına gideceğini, ne yapağını nasıl davranacağını bilmediğin için korku, merak, heyecan gibi karmakarışık duygularla geçer. askere gitmiş her er kişiden bir yorum, nasihat gelir ki bunlar da çoğu zaman kendi arasında çelişir. bu durum sinirlerini biraz daha gerer. birde sevdiklerinden ayrılacak olmak vardır, istediğinde konuşamamak ve ihtiyacın olduğunda yanında olamayacaklarını bilmek , o hepsinden zor olur. bu nedenle o günler hiç bitmesin istersin...
askere gitmeden önceki son on gün genç takımına tavsiye verecek olursak kendilerini kasmaları na gerek yok. hayat devam ediyor. hiç bir, şey olmamış gibi askeri gideceği günü bile sayması gereksiz ve anlamsız. şayet bu durumu kafasına çok takarsa işte sıkıntı o zaman başlar. gayet rahat biçimde tatil havasında askere gitsin en önemli mesele tel örgüden içeriye girip ilk bir haftanın geçmesi. gerisi kendiliğinden geliyor. *
çok kötü zamanlardı.. sevgilimden evimden dostlarımdan ortamımdan ayrılıp hiç tanımadığım binlerce kişi arasına gitmek baya koymuştu.. ama ben askerliğimi izmir'de yaptığım için istanbul sonrası pek zorlanmadım.. güzel geçmişti hatta askerlik bittikten sonra da bir kaç kay takılmıştım.. umarım iyi yerlere düşer güzel bir şekilde sizlerde askerliği icra edip gelirsiniz..