günümüz sisteminde, duyulduğunda hepimiz onun bir parçası haline geldiğimiz, artık bireysel olarak bir hiç olduğumuz için duyduğumuzda garip tepkiler verebiliriz. eline silah alıp evet silah diyorum, hani şu adam öldüren, insan vurmak, dikkatinizi çekiyorum, insan diyorum, insan öldürmek diyorum, öldürmek!, ne derece güzeldir? oturduğumuz yerden bikbik konuşmaktan kolay olmasa gerek. işte yukarıda üstüne basarak söylediğim insan kelimesi var ya, ha işte onu yanındaki öldürmek kelimesiyle yan yana kullanabiliyorsak, bizim insanlığımız kalmamış demektir. bu sadece bizim milletimiz için geçerli değil, herkes için geçerli. bunları söylerken tabiki terörizmi kastetmiyorum, bırakın öldürsünler demiyorum, her gün ölen şehit cenazelerini tüylerimiz diken diken izliyoruz. yok yere orayı burayı bombalayanlara diyorum, yok yere ölmek öldürmek için yapılan askerliğe diyorum. şu anki durumumuzda başka çare yokmuş gibi görünebilir, ama ben eminim ki bu düşünceye gülen insanlar, dünyanın her yerinde barış olsa bile, yine ellere silah verip öldür diyebilecek kapasitedelerdir. dünyadaki hiçbir kavga, öldürme düzeyine geldiyse, öldürmeyle sona ermez, ermeyecek.
baba parasıyla internete giren, karı kız tavlama ayağına solcu geçinen burjuvaların askerlik vakti geldiğinde çıkardığı yusuf yusuf seslerinin kelimelere dökülmüş hali.
bugün odtüde gördüğüm pankart.
nasıl bir mantıktır, nasıl aptalca bir cümledir anlayamadım.
şimdi benim askerimi öldüren, karakollarıma baskın düzenleyen, yollarıma mayın döşeyen adamlar benim kardeşim mi?
(bkz: bsg)
o afişi oraya asacak kadar kansızlaşmış kişiler, terörle mücadele şubesi tarafından muhtemelen adım adım takip edildiği için hiç moral bozulmaması gereken konudur.
günün birinde nezarette kendini asmış olarak bulunur.
şırnak'ın sınır karakolunda ben nöbet tutarken,üzerimize taciz ateşi açanlar mı kardeşim.
kendi köylüsünü öldürüp, amca çocuklarına tecavüz edenler mi benim kardeşim.
taşdelen * yoluna mayın döşeyip de biz temizliğini yaparken taş atanlar mı kardeşim.
uluderede askeri araç kaza yapınca başına gidip kıllarını bile kıpırdatmayan, başçavuşun cesedini çıkartırken, kendi aralarında konuşup, gülüşenler mi kardeşim.
hayır efendim;
o gülüşen piçlere silahını doğrultup, havaya iki el ateş eden, defolun lan tararım sizi diye bağıran rizeli emrah benim kardeşim.
mevzide benimle birlikte siper alıp, kendini mermilerden koruyan, annemi keşke arasaydım bugün gardaş diyen erzurumlu salih benim kardeşim.
mayın temizliği yaparken bize atılan taşı alıp,sizin ananızı avradınızı.... diyen mesut uzman benim kardeşim.
ablası amca çocuğuyla evlenmedi diye öksüz kalan şırnaklı kürt edip benim kardeşim.
askerde çatışma esnasında "yanlışlıkla başka bir asker kardeşini öldürme" uyarısı taşıyan sözdür kanımca heralde yani. yoksa karşımdakiler benim kardeşim değil ki? onlar insan mı zaten? maymundan yeni gelen yaratıklar onlar ya. öyle kardeş mi olur allasen. komik olmuş vesselam. *
doğru bir sözdür.ve eminim tepki verenlerin çoğuyla bu konu üzerine konuşulup diğer dağa çıkanların sebepleri arasında " ABD,yoksulluk,ağa ve şeyh sistemi,eğitimsizlik,vs." terimler doğru cümlelerle aktarıldığında onlar da bu cümleye yakın bir mantelıte de olucaklardır.
kanımca bu olaylar şırnakta tuncelide hakkarıde gelişen silahlı çatışmalarla kan davasına dönüştürülücek durum değildir.özünde derinliği herkes tarafından bilnir.
ayrıca uludağ sözlük yazarlarından daha farklı yaklaşım beklediğimden midir bilinmez burdaki bir kaç entryle beni şaşırtmışlardır..
saçma bir yaklaşım. asker olan kişiye verilen silahı her yerde istediği zaman kullanamıyor. kavga, çatışma ve hatta pusu bile olsa komutsuz iş yapılmıyor. düşman sizi gelip vursa bile acaba karşılık versem askerliğim biter mi düşüncesi akıldan hiç çıkmıyor. anlatmak istediğim silahın hiç bir fonksiyonu yok sadece aksesuar.