tek derdinin eski sevgilini özlemek olduğunu düşünüp, "derdimi sikeyim" dedirtir adama.
aynı yerde çalıştığım bi' adam bu, süleyman. oyun moyun yok, süleyman' ın hikayesi bu. okuyun ulan ayılar.
bu adam bulunduğum şehrin yerlisi, ben de öyleyim. ilk günden kanım ısındı zaten herife. üç dört yaş da büyük benden.
doğal adam bi' kere, komik. tekneyi kaldırıyolardı, ben altına lastik koyacaktım. "hadi lan çabuk, healthimiz azalıyo"
dedi. o mekanda bi' daha o kadar içten gülmedim herhalde.
yan otelde çalışıyodum, bu adamla gel git öyle tanıştım. ben işi bıraktım bi' iki sene görüşmedik. sonra sağ olsun,
çalıştığı otelde iş ayarladı bana, su sporları. geçen yaz üç ay geçirdim orda. görüşmediğimiz arada yabancı bi' hatunla evlenmiş.
kızın babası eziyet etmiş kıza, anasına. içmiş içmiş dayak. sadece türkiye' de olmuyomuş yani bu işler.
ama böyle adamlar anca türkiye' den çıkıyo işte; dayanamamış, basmış kıza nikahı, almış yanına, türkiye' ye.
ben çalışırken de kızın yabancı dili olduğu için bizimle birlikte çalıştı kız, para da kazandılar birlikte yani. evine destek oldu.
geçtiğimiz yaz sonu ben ankara' ya döndüm, malum okul. süleyman da zamanında üniversiteden mezun olduğu için
kısa dönem askerlik yapacak, askerlik bittiği gibi de yine yaz gelecek ve işine gücüne dönecek.
telefon çaldı bi' ankara gecesi, "pavlov benim askerlik ankara' ya çıktı, geliyorum"
sevindim önce sık sık ziyaret ederim diye düşündüm. telefon falan sokarım içeriye, yardımım dokunur yani.
zaman geçti, sülo' nun acemi bitti, ankara' da kapalı ceza evine çıktı usta birliği. ziyaretine gittim,
telefon verdim bi' tane, yengeyle rahat konuşsun diye. oturduk bir saat muabbet ettik.
nerde yaz aylarındaki süleyman. adam çökmüş, ölmüş de izine gelmiş mezardan. uyku yok resmen.
ama diyodu ki, tek tesellisi o telefon olacakmış, yengeyle konuşacakmış. öyle şafak atarmış. eyvallah dedim ne diyeyim.
askerlik yapılabilecek en beter yerlerdenmiş ceza evi onu anladım, yetmez gibi bir de ankara' nın en berbat yeri.
dün aradı:
s - ben çıktım iş yerindeyim, sen ne zaman geliyosun ?
p - sen ? kaptan ne ara çıktın ? 13 gün vardı daha ? neden haber vermedin alayım seni ?
s - intihar etmemden korktular pavlov, paketlediler on üç gün kala geldik. boşver sen sonra konuşuruz, arıycam seni.
p - ...
çok zorlandığını düşündüm, askerlik, nöbet, soğuk. ne bileyim insanın aklına onlar geliyo işte.
bugün tekrar aradı:
s - ne zaman geliyosun, patron soruyo seni ?
p - kaptan haziran sonunda ordayım da sen anlatsana noldu ?
s - salakça bi' şeyler yaptım pavlov, gata' ya yattım. ordan çıktım saldılar beni işte.
p - neden ?
s - yengen, sözleşmeyi feshetti..
sesi gitti sonra ağlamadı. arkadan da patronun sesi geliyodu, konuşamadı. kapatıyorum, gelince konuşuruz dedi, kapattı.
uzatmak istemedim ben de.
bu adam tüm askerliği boyunca o kadının adını tutturdu dilinde. ben gidicem iki ay sonra, bu adamın yüzüne nasıl bakıcam ?
nasıl teselli edersin bu adamı, hangi kelime, hangi cümle. ah ulan. hem nasıl güvenebilir bu adam bi' insana bi daha ?
yıllar yıllar önce öss yaklaşırken biriyle tanışmıştım. ufak bi flört dönemi sonunda ben tercihimi yapıp üniversiteye gittim. tabi araya mesafe girdi zaten aramızda olacak birşeyde yoktu.
bi gün okuldan geldim aradım. ben 4 sene burdayım sen istanbuldasın fazla konuşmaya evirip çevirmeye gerek yok ayrılalım dedim. (o zamanlarda duygusuz öküzmüşüm)onun bişey demesine izin vermeden kendi çapımda konuyu kapattım sanıyorum ki tabii öyle olmadı.
2 gün sonra yabancı numaradan gelen bir telefon! efendim diyorum karşımda o. hayırdır bu değişik numaralar falan ne iş diyorum. ben sana söylemedim 2 hafta önce birliğe teslim oldum ben askerim diyor ve ekliyor seni üzmemek için söylemedim.
gerisi ayrı bi hikaye konusu. velhasıl bazen istemeden de yapılıyor kader utansın.
Kendini salak, keriz yerine konmuş gibi hissetmektir. Gözden uzak olduğunuz için gönüldende uzaklaşmışsınızdır. Size düşen görev, vatani görevinizi tamamlayıp en kısa sürede sizi sevenlere ulaşmanız.
hiç sevmediğiniz birisi bile olsa belki de o an bulunulan durumdan ötürü koyacak hadisedir. şartların insan psikolojisi üzerindeki etkisine bir örnek teşkil eder.
genellikle askere giden bünyenin bir süre sonra paranoyaklaşması,sevgilisine kısıtlama getirmesi ve onun hayatını emirvaki kontrol etmek istemesi sonucunda hatun kişisinin gerçekleştirdiği hayırlı eylemdir.
askerlik yapan kişiler bilirler ki sevgilisi olan erkekler askerliğin ilk günlerinde telefon kulubesi sırası beklerler ve her olayı her günü sevgilisine anlatırlar,aradan bir ay geçtikten sonra artık sorular başlar ve nerdeydin,nereye gidiyosun kim var yanında vs.vs.vs. bir çok saçma sapan soruyla hatun kişisi sıkıştırılır,kendinden şüphe edildiğini anlayan hatun kişisi ulan biz bunu seviyoruz o bize neler diyor onu aldatacağımı düşünüyor deyip ya aldatır ya da lavuk karakterimizi terkeder.
17 mart 2007 girne yağmurlu bir kıbrıs günü ankesörlü telefonun ucunda iki insan birisi izmirde diğeri aylardır türkiyeden uzakta bir ada'da. komutanların baskısı, anne baba memleket özlemi, sevgili sandığın insanın bir anda her şeyi bitirivermesi. izmire döndüğünde evlendiğini duymuş olmak. böyle bir şeydir işte.
askerdeyken terkedilmek bir kaç arkadaşımın başına gelmişti. tabi ki çok kötü bir durumdur. arkadaşlarımın halinden anladığım kadarıyla askere sevgilisiz gitmek gerekiyor. sevgili yapılıp gidildiğinde büyük bir risk alınmış olunuyor. ha buna değer mi derseniz. bence değmez.
kız arkadaş tarafından yapılabilecek eylemdir. sevgili yapmaz, aşık olan kadın yapmaz. aşk varsa yapmaz arkadaş. kız arkadaş terk etsin ya ne olur. ateş olsa cürümü kadar yer yakar.
çokça şahit olduğum kız arkadaştır. kız arkadaş bile denmez böyle orospu ruhlularına. sen bu çocuğun askere gideceğini biliyorsun. kaç ay ayrı kalacağını biliyorsun. madem böyle bir kahbelik yapacaksın, askerden önce hallet bu mevzuyu. askere gitmeyen bilmez oradaki psikolojiyi, çaresizliği. lanet olsun hüzünlendim gene bi kahbe yüzünden.
binbir vaat verip sevgilisini demoralize etmeden askere uğurlayan dişi çiyanın yapmış olduğu kalleşliktir..onsuz geçirdiği süre zarfında özgürlüğün tadını cıkarır..yalnızlığın vermiş olduğu abazalık duygusuyla erkek arayışı içine girer ve ilişkiyi bitirir..
sivilde terkedilmekten fazla koymayacak eylem. ulan askerde bütün gün sevgilisini düşünen birileri mi var. sınır nahiyelerinde olan götünü nasıl kurtarırım derdindeyken amelelik yapılan birliklerde de nasıl yapsak da mıntıkıdan yırtsak nöbete on dakika taksak hadi nöbete on dakika takamadık nöbetçi assubaya yakalatmadan nöbete sigarayı çakmağı götürsek düşünceleriyle daha fazla meşgul olur er ve erbaş. terkedilirsen de iyi ne güzel işte. sen orda kendi kıçının derdine düşmüşken günün 24 saati ilgi bekleyen biri eksilmiş olur işte.
(bkz: neyleyim bir sike derman olmayan sevgiliyi)
ilişkide var olan bastırılmış zorlukların gün yüzüne çıkması, insanın durum analizi yapılacak çok zamanı olması ve ilişkisini gözden geçirmesi ve tabiki de bu çok zamanla birlikte saçmalama katsayısının artmasıyla kızın yaptığı ahmaktır*. bencilliktir bir yerde. kuş kadar beyniyle empati kuramadığının göstergesidir. kötüdür. terkedilmek daha kötüdür de terkettikten sonraki pişmanlıkla geçen aylar, seneler bedelidir yapılanın. *
çok sevdiğim bir dostumun başına gelen hadise.Askerliğini revirde bitirmişti zavallı ve 10 kilo kaybetmişti ,gördüğümde inanamamıştım arkadaşımıN halini. kız gidip nişanlandı üstelik 1 ay sonra, 6 ay içinde evlendi.Haklı çıkmatkan nefret ediyorum ama biliyordum, bunu göremediği için, küsmüştük hatta onunla, bu salak kız yüzünden .kötü bir durum olmalı bir erkek için.