3 aylık temel eğitimin sonunda kura günü gelir ve eleman kurada hakkari çukurcayı çeker. gözlerinin önü kararır ve dışarı çıkıp bi sigara yakar. dalgınlığını farkeden komutan yanaşır;
-hayırdır evladım iyi görünmüyosun.
+komutanım, kura çektim biraz önce hakkariye gidiyorum,
-e yavrum bugüne kadar sen elini .iktin, bugün de elin seni üzülme geçer.
+....
+ zehir !!
- emredin komutanım !
+ neden traş olmadın.
- ne desem inanmassınız komutanım.
+ traş jiletim bitti, kantin kapalıydı falan filan diye zırvalamassan bakarım duruma göre.
- komutanım valla üşendim. hafta sonu diye işte.. bir de askerliğimize az kal..
+ ulan bana da bugün hafta sonu ama ben olmuşmuyum !
- olmuşsunuz komutanım.
+ ben senin bölük komutanın değil miydim lan ?
- doğrudur komutanım.
+ sen doğru dur lan !
- hıa.. öhem emredin komutanım ?
+ istikamet sağın ! dağıl marş marş.
+ alo oğlum ben yarbay erol.
- lan sittir git eren dalga geçme.
+ lann askerrr künyeni ver.
- zehir rihez kocaeli emret komutanım.
+ lan sen ne biçim konuşuyorsun benimle.
- komutanım bazen arkadaşlar işletiyorlarda. ( heyecandan)
+ bölük komutanın nerde ?
- yok komutanım. bilmiyorum.
+ anladım çocuğum.
- çattt kapatılır.
30 saniye sonra telefon çalar.
+ yarbay erol.
- bu sefer nah işletirsin. az önce erol yarbayla konuştum olm. siktir git eren.
+ ben telefonu kapatmadan sen kapatamassın lannnn sik kafalı askerrrr.
-öemhmç.. em. emredin komutanım.
+ odama gel lan cabukkkkkk ve olaylar gelişir
Albay x: O ne lan
Katarsis: iş istek formu komutanım
Albay x: Evlimisin sen
Katarsis: Hayır komutanım
Albay x: Hohohoho hahaha (önce gülüş) evli olsaydın akşamları eve de götürürdün (haha hohoh)
Katarsis: Gel dostum otur şöle bakiim.
Asker: Ağlamaklı (Ya abi bu yazucuyla üst devrelere ne yapacağsanuz yapun ühühühü, anamızı belliyor ibneler)
Katarsis: Tmm da sen şimdi burda abi diyorsun başkalarına da deme sakın.
Asker:Olsun yau abi şey gomutanım süzde bizim abümüz sayılırsunuz.
güneydoğu'da karakol ortamı, temizlik yapan uzun dönem asker santrale gelir ve şöyle rüya gibi bi diyalog yaşanır:
- abi ruhh varmı, komutan istiyo..
- yok yavrum uzun zaman önce yitirdim ben ruhumu.
- hadi abi komitan bekliyür.
- ne yapacakmış komutan ruhumu? bi ruhumuz kaldı zaten...
- abi ruh degil sadece, ruh tuzi miymiş öyle bişey
- haa tuzruhu diyosun okey.
- heh ondan...
askerlik bir köy karakolunda yapılıyodur.
+toplanın bakıyim
-emredersiniz komutanım
+bu köyde güzel kızlar var
-hehe biliyoz komutanım
+karakola telefon açanlarıda var
-şey ehem kühüm
+var var sizden öncekilerden biliyorum
-doğrudur komutanım
+siz onları sikmeden ben sizi sikerim ona göre akıllı olun..
bir gün nizamiyede oturmaktayız, birkaç tane kısa dönem bir kaç tane'de uzun dönem arkadaş var.
muhammed: komutanım bahadır hoca kredi almış dönüşte ödeyecek askerlik çabuk bitsede ödesem diye bekliyor.
chan: nicky kredi neki la?
nicky: oğlum kredi şey yani şöyle parayı bankadan bugün alıyosun sonra ödüyosun.
cihan: eee eyimiş o zaman.
nicky: tabi oğlum kullanmasını bilirsen güzel hizmet.
bu arada bizim cihan'ın kantine 10-15 tl borcu vardı. ve beni hatta tüm nizamiyeyi koparan soru.
Merkez Komutanlığındaki asker sayısı lazımdır bilgi almak için aranır
Katarsis: Atğmn xxxx bana ordaki asker mevcudu lazım.
Karşıdaki Er: Siktir git lan hüseyin kaç oldu bu a.q
Katarsis: Olum ne hüseyini bak başına iş alma.
Karşıdaki Er: Hüseyin a.q senin ibne asker sayını da sikerim seni de.
Dıt dıt dıııt.
Er yemekhanesinde kısa dönemlerle yemek yenirken kısa dönem ve alt devrelere patates üst devre yarmalara ise yemeğin kıyma bölümü verilmiştir.
+ Kardeşim bu ne böle kıymayı bi yere patatesi bi yere ayırmışsın.
- Hee ne olacak sana giren çıkan mı var
Yandaki diğer er sessizce
+ Rütbeli lan o
- Siktir git a.q bi de sen beni işletme.
Akabinde mutfaktan sorumlu astsubaya durum bildirilir.
ertesi gün malum er gelir özür falan diler.
Yine piyadeden gelip en düşük yüzbaşının geçtiği yolun kenarında çimlere serilmiş yatan erler.
Yarbay: Olum siz napiyorsunuz orda öle bakın bi sürü rütbeli geçiyor burdan ayıp değil mi.
Erler: Gomutanım biz jandarma değiliz piyadeden geliyoruz.
Yarbay: Evet burası da düşman toprakları zaten.
gecenin 2'sinde koğuş kalk verilir. firar vardır ve sayım yapılacaktır. sayımda bir kişi eksik çıkmaktadır. herkes yatağına otursun emri verilir:
komutan: lan vendetta, senin üstündeki yatak bozuk. vendetta: evet komutanım.
komutan: demek ki firar eden asker o yatakta yatıyormuş.
vendetta: mümkündür komutanım.
komutan: kim yatıyo peki üstünde?
vendetta: bilmiyorum komutanım.
komutan: nasıl bilmiyorsun? şimdi sen ranza arkadaşın kim bilmiyor musun?
vendetta: bilmiyorum komutanım.
komutan: yani şimdi dışarıdan biri gelse, seni sikse -ki belki de sikti, senin ruhun duymauacak öyle mi?
vendetta: ehem, kem küm, duymayacak komutanım.
komutan: o zaman ben nöbetciyken arada senin yatağa geleyim lan.
vendetta: emredersiniz komutanım.
askerde büyük bir karargahta yazıcılık yapılmaktadır. yazışmalar konusunda çok hassas bir paşa vardır. muhabbet yazıları kaleme alan genç bir bayan sivil memur ile şube müdürü albay arasında geçer. imzaya çıkarılacak yazıda bariz kelime hataları olunca;
alb. : kızım bu ne muharebe yerine muhabere yazmışsın?
kız : komtanım gözümden kaçmış.
alb. : kızım dua et komutandan önce ben gördüm bunu, yoksa komutan seni de sikerdi beni de... tamam tamam seni sikmezdi ama beni kesin sikerdi.
aynı paşanın soy ismi avsever' dir. sivil memur yalnışlıkla imzayı amsever diye açar. bu sefer albayda farkedemez bunu. komutan yazıyı inceler. tam imzalayacakken hatayı farkeder. kelimeyi kırmızı kalemle daire içine alır, bir ok çıkarır ve şunu yazar. "kim sevmez ki."
uzun dönem hasan tek diye çok temiz bi arkadaş vardı bizde vanli, bu çocuğu vere vere kantine vermişler...
f: hasanim bana bi redbul versene.
h: rebüül kolonyağı mii?
f: lan içecek yokmu, işte ondan hani kanatlandırıyormuş.
h: ehi ehi, haa vereyim. * ama pehalidir komtanim.
f: lan ver, *iktirme parasını!
h: vallah komtanim ben size çay verem.
f: hasan gözünü seveyim sövdürme kendine.
hasan küskünce bir bakış atar. içinden "nankör herif" demektedir.
h: buyrün komtanim.
f: la haso bi tane de sen iç.
h: komtanim ona yetecek param yoktir.
f: canın sağolsun hasan bi tane ısmarlayalım sana. artık olsun o kadar.
birlikte redbul içilir, muhabbet edilir. hasan'ın taburun en kral elemanlarından biri olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır.
gel zaman git zaman bu çocuk terhisine iki ay kala boğazına saplanan şarapnel sebebiyle ağır yaralanır. boğazından tıkanık lavabo gibi korkunç bir ses gelirken bu satırları yazan zavallı o masum çocuğun bir yandan boğazına baskı yapmakta * bir yandan da elini tutmaktadır. hasan bilincini yitirmeden önce onca kanın arasından şöyle bir şeyler demeye çalışmıştır: "tedevi verirler mi?" **
askerliği hudutta yaptım bulgaristan a yakın sınırda, sınırdan köylülerin inekleri kaçınca protokolle alırdık. Yine böyle bir gündü;
-komutanım geliyorlar.
-selam neydi bulgarca da
-bulgarca yı bilmeyiz de komutanım Rusca da privet
-ha tamam vivident vivident
-yanlış oldu komutanım
-kesin lan gülmeyin!!
bilen bilir usta askerler maç izlerken acemiler içeriye giriş dahi yapamaz. ancak camdan izlerler. askerliğim sırasında beşiaktaşın maccabi maçına denk geldim. gazinoda maç izliyoruz. acemi askerlerde cama dizilmiş. bi tanesi içeriye bağırdı.
+aaağbbii maç kaç kaç?
-4-1
+kimle oynuyo beşiktaş
-yabancı takım
+komutanım yeni telefonunuz hayırlı olsun
-sağol 21grams allah sana daha iyisini versin diyecem ama daha iyisini kullanıyorsun.
+yok valla komutanım aynı modeli kullanıyorum.
+ al işte, bi adam bu kadar ballı olabilir ancak. adama tek atış yaptırmış olsak aslanım koçum diye alnından öperiz hepimiz. adama üç mermi veriyosun birini tam göbeğe çakıyo ikisini dağa taşa sıkıyo.
- (pişkin pişkin sırıtarak) olur mu komutanım üçü de aynı delikten geçti
+ çaaatttt !!!!
hayatımda ilk defa bir tokatla kendi etrafında 360 derece dönen birini görmüştüm...