yalnızca allah bilmekle birlikte şahsi fikrim olarak olduklarını sanmıyorum yani islami ölçekte yoksa bize göre tabi ki şehitler.
adam gece mevzi nöbetinde takıyor mp3 playerını cıstak cıstak müzik dinliyor, mevzideki diğer iki arkadaşı da bu nöbet tutuyor diye güvenip uyurken mevzilerin dibine kadar sızmış bir btö üyesi gelip atıyor mevziye bir el bombası. al sana 3 şehit.
şimdi bu adamlar gerçekten şehit mi?
bence pisi pisine ölüp gitmiş gariban ve biraz da saf çocuklar.
Devlete göre şehitlik ile dine göre şehitlik kavramları vardır. Ayrıdır.
Devlete göre şehittir, intiharlar hariç genelde şehittirler, askeri cenaze töreni düzenlenir, tabut bayrağa sarılır, gömüldükten sonra rütbesi yüksek bir asker gelir eşine yahut annesine o bayrağı teslim eder,
birinci dereceden yakınlarına iş imkanlarında öncelik tanınır, aileye kan parası verilir genelde, eşe maaş bağlanabilir, çocuğun eğitimi karşılanabilir.
Devlete göre şehadet aslında bir terimdir, bir takım prosedürleri olan bir uygulamadır.
Dinen başka elbette ama din de genelde görevi başında ölenlere şehit der. Hamile kadın ölürse, trafik kazasında, hastalıktan, eğitim yolunda, cihat ederken, güvenliği temin ederken ve sair de şehittir der.
şehitlik göreceli bir kavramdır. çatışırken ölürsün şehidin babasısındır. kendi hatan ile arabayı devirir altında kalırsın neticede göreve gidiyorsundur ne bileyim, kafan bozulmuş psikolojin dağılmış intihar edersin neticede askersindir, falan da filan da.
bana göre sorunsal olmayan durumdur. şehitlik günümüzde devlet politikası haline getirilmiş bir balondur. yolda ölen polis görev başında ölen itfayeci ve madende ölen çalışanda devlete göre şehit sayılmakta yok öyle bir olay. hatta şu anda ölen asker ver polislerinde şehit olup olmadıkları şüphelidir. düşünmek gerekir ki peygamber zamanında savaşlarda ölenlerle bunlar bir midir?
islam'a göre şehid; ancak islam'ın ve Allah-u Teâlâ'nın kitabı Kur'an'ın hakim olması yolunda eliyle, diliyle, canıyla çalışan ve bu yolda ölen kişidir.
Allah-u Teâlâ'nın kitabında hakkında:
"Allah yolunda öldürülenleri ölüler sanma! Hayır (onlar) diridirler ve Rableri katında rızıklanmaktadırlar." (Al-i im-ran: 169) buyurduğu, ölü olmayıp sonsuza kadar nimet ve esenlik içinde kalacaklarını bildirdiği şehidler ancak Allah-u Teâlâ'nın kelimesi Lâ ilâhe illALLAH'ın en yüce olması için çalışırken bu yolda ölen kimselerdir.
Rasûlullah SallALLAHu Aleyhi ve Sellem'in hadislerinde bildirdiği bunun dışındaki şehidler ayette geçen şehid değil dünya şehidleridirler. Bunlar da şüphesiz Allah katında ecir alacaklardır, fakat bunların ecri Allah-u Teâlâ'nın dinini hakim kılma yolunda hayatını kaybeden kimsenin ecri kadar büyük değildir.
islam'ın hakim olduğu bir toprak parçasının savunmasını yapan ve dolayısıyla islam dininin yeryüzünde hakim olup bu hakimiyetin devamı için çarpışan kimse bu işi sırf Allah rızası için yapar ve bu yolda ölürse, o yüce şehidlik mertebesine ulaşır.
Bunun dışında sırf doğduğu toprağı veya kavmini korumak için savaşıp ölen kimse şehid olamayacağı gibi cahiliye ölümü üzerine ölüp cehennemlik olur.
Uhud savaşı esnasındaki Kuzman'ın olayı buna açık bir örnektir.
Rasûlullah SallALLAHu Aleyhi ve Sellem'e ondan bahsedildiğinde Rasûlullah SallALLAHu Aleyhi ve Sellem:
"O cehennem ehlindendir." demiştir.
Uhud günü olduğu zaman Kuzman şiddetli bir şekilde Kureyş müşrikleri ile savaşmış ve onlardan yedi sekiz kişiyi öldürmüştü. Fakat sonra ağır bir yara aldı ve evine taşında. Müslümanlardan bir kısmı ona:
"Ey Kuzman! VALLAHi bugün sen çok iyi savaştın, sana müjdeler olsun" dediklerinde o:
"Ne ile müjdeleniyorum? VALLAHi ancak kavmimin şerefi için savaştım. Şayet bu anlattığınız için olsaydı savaşmazdım" dedi. Bir müddet sonra yarası şiddetlenince de bir ok ile kendisini öldürdü.
islam'ı hakim kılmak dışında herhangi bir toprak parçası için veya herhangi bir kavmin şerefini yüceltmek için savaşmak Allah yolunda olamayacağı gibi bu yolda ölen kişi de asla şehit olamaz.
Hele islam kanunlarını tatbik etmeyen bir toprağı, sırf o toprakta doğduğu için savunan, bu yolda savaşan ve bu toprağı savunurken ölen kişi şehid olamayacağı gibi cennetlik de olamaz.
Bunun gibi islam hükümleri dışında hükümlerin hakim olduğu bir toprağı, bir de bu devlette idareyi elinde bulunduran kafirler emrettiği için savunup bu uğurda çarpışan ve bu uğurda ölen kişi ne Müslümandır ne de şehiddir.
Müslüman ancak Allah-u Teâlâ'nın dini ve onun kelimesi Lâ ilâhe illALLAH hakim olsun diye savaşır ve bu yolda canını, malını, ailesini, doğduğu toprağı bile hiç çekinmeden feda eder.
Müslümanın vatanı Lâ ilâhe illALLAH'ın hakim olduğu islam kanunlarıyla hükmedilen toprak parçasıdır. Ancak bu vatan korunur ve bu vatan yolunda cihad edilir.
Biraz önce de bahsettiğimiz Kuzman gibi kişiler bir çok müşriği öldürseler bile, sırf kavimleri ya da vatanları için savaştıkları müddetçe, Rasûlullah SallALLAHu Aleyhi ve Sellem'in de bildirdiği gibi cehennemliktirler ve şehidlik mertebesiyle uzaktan, yakından hiçbir alakaları yoktur.
Rasûlullah SallALLAHu Aleyhi ve Sellem bize Allah yolunda olan cihadı ve gerçek şehidi şöyle tarif etmiştir:
Rasûlullah SallALLAHu Aleyhi ve Sellem'e birisi gelip:
"Ya RasûlALLAH! Kimimiz öfkesine kapılarak, kimimiz utancından dolayı,
diğer bir rivayette;
Bir kısım insanlar ganimet malı için, bir kısmı da kahramanlar arasında yer almak için cihad ederler.
Şu halde Allah yolunda cihad eden kimdir?" diye sordu.
Rasûlullah SallALLAHu Aleyhi ve Sellem:
"Kim ki yalnız Allah'ın şeriatı hakim olsun diye cihad ederse, o mücahidin cihadı Allah yolundadır" buyurdu. (Buhari - Müslim)
Şehid:
yalnız Allah'ın şeriatini hakim kılmak için gerek savaşta çarpışırken, gerekse bu yolda başka alanlarda çalışırken ölen veya kafirler tarafından öldürülen kişidir.
Yalnız Allah'ın dinini hakim kılmak için çalışan ve bu yolda ölen müslümanlara şehid denir. ister Hamza b. Abdulmuttalib, Mus'ab b. Umeyr gibi savaşarak ölsünler, isterse Sümeyye (r.a) gibi işkence altında can versinler, isterse kafirlerle çarpışmak için giderken veya hazırlık yaparken ölsünler, fark etmez
islam dışında; Vatan, toprak, bayrak, islam'ı tatbik etmeyen veya muzaffer olduğunda islam şeriatini tatbik etmeyecek herhangi bir ülke uğruna ölenler şehit değildir. Kim böyle kimseleri şehit olarak isimlendirirse Allah'ın hükmüne karşı gelmiş ve kafir olmuş olur.
Kim Allah (c.c)'nun dinini, şeriatini, hüküm veya emirlerini yeryüzüne hakim kılmak için değil de başka amaçlar uğruna ölürse onun ölümü boş bir ölümdür. Kanı ise boşu boşuna heder olmuştur. "Allah yolunda öldürülmek, borç hariç her şeyi affettirir." (Müslim)
"Şehidin, Allah katında altı mükafatı vardır: Bunlar: Bütün günahları affedilir, cennetteki yerini görür, kabir azabından kurtulur ve mahşer gününün korkunç sıkıntısından emin olur, başına onur tacı konulur, bu tacın üzerindeki yakutlardan bir tanesi bütün dünya ve içindekilerden daha değerlidir, Hurilerden 72 tane hanım ile evlenir ve akrabalarından 70 kişiye şefaatçi olur." (Tirmizi, ibn-i Mace) (Tirmizi hasen, sahih, garip dedi.)
"Şehitler, cennet kapısının yanında, yeşil kubbenin altında bir nehirdedirler. Onlara gece, gündüz rızıkları cennetten verilir." (Ahmed sahih senedle rivayet etti)
türkiye'de askerlik vatan değil devlet için yapılmaktadır ve işlevsizdir. 30 yıldır bu ülkede 30 binin üzerinde genç ölmüş, ancak pkk bırakın bitirilmeyi siyasete dahi bulaşmıştır.
bana göre pkk çatışmasında ölen askerler şehit değildir. amerika, israil gibi ülkeler hem bize hem pkk'ya savaş teknolojisi satacak; tavşana kaç tazıya tut diyecek; onlar para kazansın diye dünyanın en büyük 4. ordusu olan türk ordusu pkk'nın bitirilmemesine göz yumacak ve bu çıkar ilişkisi uğrunda aptal gibi bok yoluna gidenler şehit olacak öyle mi?
türk milleti zeki falan değildir. siz öyle inanmaya, çocuklarınızın katili olmaya devam edin. nasılsa şehitler ölmez, vatan bölünmez değil mi cahil sürüsü?
bizim ülkemiz kapitalist bir ülke ve ideolojisi komünizm olan bir terör örgütüyle savaşmakta. kapitalizm doğası gereği laikliği beraberinde getirir, komünizm desen din kitlelerin afyonudur tezinden yola çıkarak din kavramına karşıdır. şimdi yazar haklı olarak soruyor ki hiçbir islami rengin olmadığı iki ideolojinin çatışmasında niye islami bir terim olan şehitlikten bahsediliyor. bunu şöyle cevaplayabilirim:
geneli müslüman olan türk askeri, çoğunluğunu müslümanların oluşturduğu bir ülke adına, din kavramına tamamen karşı bir ideoloji adına savaşan komünistlere karşı (müslüman olsalar dahi gittikleri yol budur evet, ben islamcı sosyalizmin olabileceğine inanmıyorum çünkü) savaşmaktadır. burda allah yolunda ölmek gibi değil ama bununla eşdeğer bir durum var. şehitliğinde mertebeleri var sonuçta ama bedir şehitleri ve doğudaki şehitlerimiz aynı ölçüde midir, allah bilir ama sonuçta hayatını kaybeden türk askerleri şehittirler.
içki içip helikoptere bindikten sonra helikopterin düşmesi sonucu ölen 2 astsubaya da şehit dedi benim milletim. otopside kanlarında yüksek oranda alkol bulundu adamların. yani her ölen şehit olmaz nasıl, neden, nerede öldüğüne bağlıdır.
bir kişinin şehit olması için ilk önce dinimizin tüm farzlarını yerine getirmesi lazımdır.
çok bilgili olmayıp, bir ara kendimce kafa yorduğum sorunsaldır. bildiğim kadarıyla allah kuran' da vatana sadık olunmasını ya da vatan sevgisini, en azından bu tarz şeyleri yüceltiyor ve teşvik ediyor. * öyleyse evet, şehit diyebiliriz.
önce şunu söyleyim şehitlerimize kesinlikle bir artniyetim olamaz onlar canımızdan parçadır ve bizim için kesinlikle şehit mertebesindedirler. saygısızlık olarak anlaşılmasın samimi şekilde söylüyorum, bir insan anlık bir şeyle cennete giderse bu ne kadar mantıklı olur? yani demeye çalıştığım şu, kötü bir insan askere gidiyor normalde günahkardan da öte kötü biri ama bir kurşunla vefat ediyor ve şehit oluyor. bu insanın cennete gitmesi adil midir allah aşkına? ama bir de şöyle bir şey var, o insan ne olursa olsun bir millet adına savaşıyor ve milyonlarca insanı korurken ölüyor, belki de milyonlarca insanı koruyarak ölüyor. bu da cennete gitmesi için bir sebep olabilir.
şehitlik meselesine takılmayın derim, o manevi ve kültürel bir değerdir, bir saygıdır. olaya cennet-cehennem açısından yaklaşmaya çalıştım. ***
askerde ve polislik görevini yapan insanların tümü için sorunsaldır sanırım. çünkü asker veya polis kendi kendini vursa bile şehit denmekte.
böyle saçma şeyleri engellemek için önce medyaya vermek lazım bu bilgiyi. yoksa yakında herkes askerlik dönemi şehit olmak için kendini vuracak.
öncelikle şehitlik kavramını bir araştırmak gerekir. nedir? ne değildir?
'herşey vatan için, vatanın bir karış toprağı, vatan sana canım feda' gibi anlam dolu cümleleri sadece ezbere söyleyen, siyasetçilerce içi boşaltılıp anlamsızlaştırılmaya çalışan vatan sevgisi ve onurunu cahillere sunulması sonucunda insana bu soruyu uyandırır. elbetteki şehittir! şehit ölenler ısmarlama dinciler gibi şöyle yapıp 3 sevap alayım böyle yaparsam 2 güneh alırım ama hacca gider kaparım gibi tüccarca günah - sevap pazarlığı yapmayıp hayattaki en önemli şeyini 'canını' ortaya koyan kişilerdir. onlar cennete gitmesin de sen laikliğe, modernliğe bok at sonra cennette huri hayali kur öyle mi?
doğum yaparken ölen kadına'da dinimizce şehit denir. bunuda düşünün, başkasının hayatı için kendi hayatını oraya koyarak ölen kişiye şehit denir. amaç önemlidir.
kime göre ve neye göre adlandırılırsa adlandırılsın şehit veya değil yazık olan merhumdur,adamı alıyorlar askere sivildeyken mühendis- bakkal- çırak v.b gibi işleri olan eline silah değmemiş adamı salıyorlar dağa hayatı boyunca orda yaşamış doğmuş büyümüş eğitim almış teröriste yem olmaya sonra şehit olsa nolur olmasa nolur be kardeşim. Birde şöyle düşünülmeli şehit olmasın yani ölmesin o zamanda katil olacak ne suçu var bakkalın? profesyonel ordu olmalı adam birilerini öldürmeyi istese bakkal olmazdı diye düşünüyorum.
laik devlet için ölmek bok yolun'da ölmektir. Allahın dini için ölenlere şehit denir. Türkiye Müslüman ülke mi ? hayır. Allahın kanunlarına göre mi yönetiliyor ? hayır. ee o zaman neden kuran-ı kerim in verdiği sıfatı ölülerinize veriyorsunuz anlamış değilim.
annem geçen yıl ramazan ayında bir eve sohbet dinlemeye gitmiş. sohbeti yapacak bayan hoca, istanbul'dan gelmiş ve kamuoyunca bilinen bir tarikatın mensubuymuş. neyse, sohbet başlamış ve söz her nasılsa şehitlik konusuna gelmiş, hocahanımın bu konudaki görüşü aynen şöyleymiş:
- şimdi güneydoğu'ya savaşmaya giden gençler orada ölüyor, hemen şehit diyorlar, durun bakalım, abdesti gusülü var mıydı?
işte böyle sözlük... o genç, sırf seyrek bıyıklı AKP'li bir tanıdığı olmadığı için o bölgeye gider, ''vatan toprağıdır'' der ses çıkarmaz. çobanla teröristi ayıramayacak derecede miyop olan komutanları tarafından daha acemi oluşuna bakılmadan yıllarca dağda kalmış militanların önüne sürülür, ''hadi hayırlısı'' der. çok bunalınca ana-babasını, memleketini, sevdiğini düşünüp, sigaraları uç uca ekleyip avutur kendini. ve bir gün o en yüce mertebeye erişir, rabbinin yanına gider... tabutunu bayrağa sarıp veriverirler babasının eline... ne için şehit olmuştur bu fidan? bizleri o götü boklu peşmerge bozuntularından korumak için... hepimizi; beni, komşumu, filistin için kıçını yırtarken şehitler için evine bayrak bile asmaya üşenen sözde islamcı çakalları, yukarıda bahsettiğim abdestinden şüphe eden tarikatçı zilliyi, yukarıda entrysini okuduğunuz, vatan gayreti ile din gayretini ayrı şeyler zanneden, ''vatan sevgisi imandandır'' hadisinden bihaber yazarları korumak için...
sizce de boş yere can vermiş sayılmaz mı? şunlar için değer mi yani?