evet sözlük, bu konu aklımda uzun zamandır vardı ama şimdi geldi aklıma yazmak. asker arkadaşı teselli etmek, büyük dert.
askere giden arkadaşa destek olmak herkesin görevi evet, öyle de olması gerekiyor zaten. ama hiç adamakıllı merhabam bile olmayan adamlar askere gittiği zaman her gün zırt bırt aramaya başlıyorlar.
+alo.
-kanka naber?
+aynı bea, sen nabıyon, keyfin nasıl?
+hiç sorma ya, çok sıkıldım aq. hiç bitmeyecek gibi geliyor.
...
diye devam ediyor bu konuşma. her gün aksatmadan aynı muhabbet. yakın arkadaşlarım gittiği zaman zaten ben sürekli arayıp konuşuyorum. ama pek tanımadığım adamların her gün araması gerçekten canımı sıkmaya başladı. yakın arkadaşım olmamalarından daha çok askerlik yapmadan asker birine teselli vermeye uğraşmak sıkmaya başladı. edemiyorum işte, teselli falan edemiyorum. anlamaya çalışsam olmuyor, ezberden yorumlar yapmaya başladım artık.
+yağmurlu havada ağaç sulatıyorlar oğlum ya, taşak geçiyorlar.
-sabret işte oğlum, sabah akşam yatacak değilsin ya.
+millet kafayı benimle bozmuş ya, deli ediyolar adamı. adamların ayak işlerini yapıyoruz.
-savaşsanız daha mı iyi aq, takıl işte ortam yapmaya bak.
+savaşsak daha daha iyi valla lan, milletin karılığını yapıyoruz resmen. adamın gururuna dokunuyo.
...
ne diyeyim ki şimdi bu adama ben? hadi askerlik yapmış olsam ona göre teselli edecek bir şeyler bulurum belki. gerçi onlar da düzeltemez adamın moralini, oturup beraber ağlayalım mı yani ne? ne desem yok, olmuyor. adamlar sürekli üzgün, morallerini düzeltmek de neredeyse imkansız. kararlılar mutsuz olmaya.
+kanka bugün komutan koca çukur kazdırdı aq, sonra da geri kapattım çukuru.
-niye lan ağaç falan mı dikiyonuz?
+yok ya, ibnelik işte. boş çukur açtım, sonra da açtığım çukuru kapattım.
-spor olmuş işte oğlum iyi yanından bak, kas yapıyorsun eheh.
+yok oğlum bu askerlik bitmez. çıkamayacağım buradan gibi hissediyorum.
...
her ne kadar biteceğini, herkesin öyle hissettiğini söylesem de(çevreden duyduğum kadarıyla herkes öyle hissediyormuş, bildiğimden değil yani) fayda etmiyor, moraller hep bozuk. duygusal olmuş adamlar.
+kanka çok dertliyim ya.
-gene ne oldu amk, sen bu kafayla yarak bitirirsin askerliği. gözünde büyütüyosun oğlum, zevk almaya bak.
+yok lan bu sefer komutanlar değil, sevgi ayrıldı benden. uzaktayken olmuyomuş.
-barışırsınız olm kafası karışıktır, üstüne gitme.
+yok kanka ya, bi düşündüğüm o vardı o da gitti işte. başka biri varmış zaten, araştırdım.
...
e ne diyeyim ki şimdi ben ne sevgi'yi adamakıllı tanıyorum, ne bu adamı. "siktir et değmez." desem olmaz, "barışırsınız." desem yalan. adam üzülmekte haklı, teselli edecek hiçbir şey yok. zaten uzaktasın, telefondan konuşuyorsun adamla. ne bira ısmarlayıp güzel konulara değinirsin, ne de alıp bi hava almaya çıkarabilirsin. eli kolu bağlı orada komutanların karılığını yapıyor.
+kanka çok hastayım ya, revire de göndermiyorlar.
-sikerim öyle yeri lan, nasıl göndermezler olum git komutanla adamakıllı konuş.
+yok kanka, göndermiyorlar işte. kimse de arayıp sormuyor zaten, herkes yalan dostmuş onu anladım.
-kontörleri falan yoktur lan, karı gibi trip atma hemen aq.
+çocukluğumu beraber geçirdiğim adamlar aradığımda telefonu açmıyo kanka. onların aramasını geçtim ama benim telefonlarımı bile açmıyolar.
...
söylenecek bir şey yok, haklı; teselli etmeyi de beceremiyorum. arıyorlar, oturup beraber üzülüyoruz. onların beni pek tanımadığı halde araması değil sorun dediğim gibi, gerçekten üzgünler ve morallerini düzeltemiyorum. benim canımı sıkan işte bu. askerde olan arkadaşı teselli etmek zor iş vesselam.
zor iştir. ama vefa borcudur. hergün aynı insanlar, aynı renkler, aynı yemek ve düzen, zavallık hissi, kim olduğunun anlamsızlığı, vs vs o kadar çok nedeni verdırki askerlik yapan kişinin ve hepside haklı nedenlerdir. askerdeki insanlara 1 dk da olsa, oradaki hayatının sanal, sivil hayatının gerçek olduğunu hatırlatmak, hayırlı dost olmaktır. bugün ona yarın sanadır. bütün gece hakkında hayır dualarıdır.