klavye başında göt büyütmekten başka hiçbir işe yaramayan, çük kadar bilgisiyle karı kıza entellik taslayanların insanlık seviyesinden daha yüksek olan seviyedir. hep yazdım yine de yazmaya devam ediyorum. bak adına neymiş? komando! ressam mı? heykeltraş mı? balerin mi? hayır! komando! komando kimdir? komando ülkemizde terör bölgelerinde görev alan, sürekli harekatlara katılan, gece gündüz demeden, saatlerce aç ve susuz yürüyen, daha sonra çatışmaya girip , kendisinin kültür seviyesine dil uzatacak embesiller için canını feda edecek adamlardır. ha bu adamların kültür seviyesi yüksek olmayabilir, doğaldır. ancak bu adamların bu ülkeye faydası iki üç tane sikimsonik liberal kızıl yayın okuyup , faşizm diye mööleyen, milli değerlere sahip olmayıp "eheh çocuk oyuncağı eheh" diyen adamlardan kat be kat fazladır. kimilerinin götü karanlık sokaktan geçmeye bile korkarken, karşısına köpek çıktığında soğuk soğuk terlerken bu adamlar mermilerin, roketlerin üzerine yürüyorlar. az biraz saygınız olsun. inanın karşıdan entel, bilgili, kültür seviyesi yüksek olan bireyler olarak değil, ezik,ona buna bok atarak farklı olmaya çalışan ve klavye arkasında milli değerlere laf eden değersiz insanlar olarak görünüyorsunuz. olsun, bu da bir başarı sizin için. insan olarak görünmek zordur.
ağzı olanın konuşuyor olduğunu gösteren başlıktır. ısparta dağ komando da ki kahraman askerleri, asteğmenleri görmeden klavye başından ahkam kesmektir.
abim (sıhhıyeciydi) hariç kanımdan olan hemen hemen bütün neslim olan erkeklerin 90-2009 arası askere giden kültürsüz olduğunu anlamamı sağlayan başlıktır.
valla pezevenkler ne derse desin KOmando'yu nasıl aşağılamaya çalışırsa çalışsın bildiğim şey tek şey var ki bu da onlardan nasıl da it gibi korktuklarıdır.
%100 olmasa da doğruluk payı yüksek olan bir tespittir.
lakin ülkemizde bu tip konular açılınca kendini bilmez bir kaç densiz öncelikle işe kıç tarafından başlayıp olaya eleştirel yaklaşan kişiyi vatan haini ya da düşüncesi şudur diye suçlamakla işe koyulurlar. nedeni malum. artık bunu tartışıp iyice genişletmenin laçkalaştırmanın bir anlama yoktur. zira faydası yok. herkes kendi cephesinde haklılığı ile gurur duyup durmaktadır. bu tespite öncelikle şundan dolayı katılıyorum. eline silah alan herkes gözümde bir katildir. bunu çok sempati duyduğum che içinde söylerim beriki tarafta tiksindiğim hitler içinde. amaçlar her ne kadar ötekinin dayatmış olduğu zorunlu şartların ürünü olsa bile silah tehlikedir. ne oyunlarımda ne de gerçeklerimde asla ilgilenmedim. malum silah bilinçsiz bir kitleye verildiği zaman, dehşet acı sonuçlar doğurur. komanda dediğimiz, silahları kuvvetler birliği çoğu zaman anadolu'nun veyahut ülkenin başka yerlerinden askerlik görevini yapmak için silah altına alınmış kişilerden oluşur. bunun bir de subay sınıfı vardır. yani eğitimlisi. konumuz o değil sanırım. şu anki konunun öznesi olan o halk evlatlarına yani senin veya benim gibi insanların kardeşlerine dönecek olursak. bu adamlar için çok şeyler konuşulmalı bu ülkede. gözlemlediğim bir çok komando da hep arabesk bir kültür hakimdi. varoş kültürü. çoğu zaman ezilmiş ailesine bakmak zorunda kalmış, eğitimsiz ve biçare insanlar. hiç bir konuda fikri alınmamış hiç bir zaman yetki verilmemiş, hep ezilmiş insanlar. yani yetkili olmaya aç bir insan. eline yetki verilmesi durumunda estireceği kasırganın boyutu tahmin edilebilir sanırım.
fikrimce her asker eğitimli olmalıdır. hele bu tip yani komando dediğimiz ve ülkenin ateş hattına gönderilen askerlerin. yani şu anki konu itibari ile komandoların. çünkü bu adam doğu görevinde elinde silahla dağ dağ dolanacak olan adamdır. başında bir subay olsa bile, bir operasyona çıktığı zaman öldürme yetkisi olan insandır. eğer bu bilinçsiz adam gidip orda bir köye girip densiz hareketlerde bulunursa ya da şüphelendiği her şeye ateş ederse veya ordaki insanlara, suçsuz insanlara, askeri bilsinin eksikliği ve eğitimsizliği neticesinde bilinçsizce hakaret ederse o zaman bu adamın nelere gebe olduğu görülebilir. savaş sadece gez-göz ve arpacık arasındaki mesafe ve dengenin iyi kurulmasından, iyi bir silah tutuşundan, iyi bir hedef vuruşundan ibaret değildir. elbette bu adamdan istenen kültür, sanat tarihini yalamış yutmuş, tiyatrodan, edebiyattan, bütün sanat akımlarından anlamış olması değildir. ama bu adamın psikolojik durumunun iyi olması gerekir. insan ilişkileri denen kavramdan az da olsa haberdar olması gerekir. en azından neden orda olduğunun farkında olması gerekir. bu çok önemli, bunu vurgulamak gerekir. sen orda ölümün eşiğindeysen eğer bunun nedenini bilmen gerekir. ordaki sorunun tarihsel tahlilini yapmış olman gerekir. silah bir yere kadardır. asıl savaş insanları kazanmakla başlar. bahsi geçen kişinin o psikolojisi ordaki savaşı silahlı olarak kazansa bile öteki anlamda kaybetirir. bu komandolardan daha vahim olanı vardır. özel timler örneğin. denilebilirki bu kişiler o bölgede çok büyük hatalar yapmıştır. ve sonuç olarak bugün 25.000 kişi terösit dediğimiz bir insanın cenazesine katılıyorsa bu yanlış politikaların ürünüdür.
bu eleştirilebilir. eleştirmek terörist olmak değildir. tam tersine herkesin aynı telden çaldığı bir ortamda gerçekleri söylemektir çoğu zaman. bu askerler hayatımızda vardı. askerlik görevinde aynı karavanadan yemek yerken bile değişik bir ruh haline sahiptiler. sivil yaşama dönerken bu sorunları devam eder. adam orda olmuş bitmiş bir meselenin peşinde hala koşup durur. mahallenin delikanlısı kesilir. komanda üniformasını çıkarmaz üzerinden bir süre. hırçındır hoşgörü yoktur. her an kavga etmeye müsait bir yapısı vardır. peki bunu neye bağlamak gerekir. evet doğru bu adam eğitimsiz olduğu için hayatın ona getirdiği şartlardan veyahut ne bilinir bir yığın nedenden dolayı asla sorgulamaz, asla bilimsel yanaşmaz, asla nedenlere bakmaz. yani risk taşır. bir olay olması durumunda bir linç kampanyasında en önde yürüyecek potansiyeli taşır. ve işin kötüsü zarar verebilir. kendisine ve herkese.
askeriye havasını teneffüs etmemiş kişilerin ölçüm yapmakta zorlanacağı, askerlik yapanların da düz mantık hareket ettiğinde yanılma payının yüksek olduğu kültür seviyesidir.
zorlanma nedeni askerlikteki ortamın sadece görüntüde neden ibaret olabileceğini düşünüp askerliğin %100 gereksiz ve mantıksız olduğuna kanaat getirmek olacaktır. yanılma payının olması da, askerlik sırasında beyin kapasitesinin %10'undan fazlasını kullanmaya ihtiyaç duymayan bir güruhun kültür seviyesinin gündelik hayattakinden farklı şekilde yansıtılması durumundandır.
derseniz ki bu durumda hangi olumsuz durumla mücadele etmek gerekir, ben de toplu sevk ve idare yönteminin gündelik yaşamda kullanılmasını zorunlu kılan etmenler derim.
ortalamadır ya da yüksektir, ama düşük değildir. komando birlikleri özel birlikler oldukları ve diğer birliklerden daha önemli görevler üstlendikleri için zeka seviyesi düşük askerler bu birliklere tertip edilmezler. çünkü, verilen emri en kısa zamanda idrak edip uygulayabilecek bir zeka seviyesi gereklidir bu birlikler için.
bir kere çok bilgisizce bir ifade bu. en önemli birliklerinde düşük zekalı asker kullanmak, hangi ordunun mantığına sığar? zaten ülkemizde, ordu hakkında bu tip sallayanlara bakarsanız hep dışarıdan gören, eksik bilgili, iki duyduğuna beş katan insanlar olduklarını görürsünüz.
façaları olan alınmaz, kurşun sıkarken ağlayanlar alınır ama küfredenler alınmaz, genelde çoğu lise mezunudur, güzel konuşmaları dikkate alınır, madde bağımlıları gibi kültürsüz mandalar alınmaz, psikolojik sorunları olanlar alınmaz... alınmadan önce de bir çok teste tabi tutulurlar...
değişken bir kültür seviyesidir. boş boş yaşayan, aptal gibi oturup bütün gün televizyon seyreden, hiç bir işe yaramayan, üretmeyen ama yinede üniversite okuduğu için (boktan bölümler dahil) kendini kültürlü sanan insanlardan daha düşük bile olabilen kültür seviyesine sahip olabilir komandolar. ancak bu onların elinde değildir. onlar sizin gibi gölgesinden korkan, agaç dalı rüzgardan cama çarpsa 3.5 atan kapıları pencereleri kitleyen kişilere benzemezler. gece gündüz demeden yeri geldiğinde aç susuz kalarak vatanı korurlar. yanlarında arkadaşları kafasından kurşun yese dahi bir an olsun korkmayıp intikam almak istercesine daha bir hırsla savaşırlar. ve yine bu gibi platformlarda çayını kahvesini içip, ayaklarını uzatarak, götlerini yayarak oturan, keyfi yerinde ancak beyni yerinde olmayan ve onların zeka seviyesini tartışan insanları korumaya çalışırlar.
yinede duymak istediğinizi söylemek isterim. evet belki kültür seviyeleri düşüktür. ancak her şey kültürle olsaydı eşekler şunları yapardı;
1- kravat takarlardı.
2- saman yerine havyar yerlerdi.
3- su yerine Chateau Margaux 1787 içerlerdi. (dünyanın en pahalı şarapları arasında yer alır)
4- anırmak yerine opera yaparlardı.
5- hoşaftan anlarlardı. ***
dağlarda kültür seviyesi aramak abesle iştigal halt yemek olsa dahi görecelidir. savaş kültürü diye bir kültür var ise icracılarının başında gelirler.
genel itibari ile 2000 e yakın kişi içerisinden geriye 400 kişi kalabilmiş ise bunu sadece hayvan gibi kuvvetli olmak ile özdeşleştirmek gerzekliğe bile hakaret addedilmelidir.
şimdi ben dağda das kapital okumadım hiçde sarmazdı açıkçası ispanya iç savaşını okumak daha bir cazipti. içerisinde bulunduğun ortam itibari ile genç werherin acılarını okumak ise saçmaydı