1996. havuçu kızartıp yoğurtlayıp veriyorlardı çok güzel bir sos ile bölük flaması ondaydı ,kırmızı et sote ve tavuk çok güzel çıkardı, çıkan kuru pilavı en kral yerde yiyemezsiniz çünkü fırın odun ateşi ile dönüyordu,tüp yoktu,yemekler yavaş çıkardı ve temiz yapılırdı,eruhun bir köyündeydik,bizim mutfağımız en lüks lokantada yoktu,devrecilik vardı ve benim mutfakçı devrem temizlik,düzen hastasıydı,orada yediğim yemekleri evde yemedim,komando tugayının askeriydik ve olan malzeme en güzel şekilde değerlendirilirdi,gece 300 askerin 250 sürekli mevzideydi onun için fırın 24 saat açıktı,10 kuruşa peynirli kır pidesi alırdık yok böyle bir şey,ayrıca karnıbahar,pırasa,kereviz,bamya ustanın elinde pişsin en kral yemektir,biz ıspartada acemilikte kapuskayı alıp direk çöpe döküyorduk,çünkü yemekte özen yoktu.
yeşil mercimek. cahildik mercimeğin yeşiline kandık, yemedik. şimdiki aklım olsa karavana karavana yer bitirirdim. ama yok btk nın habercisiyiz diye kebap yedik her gün. gitti kilolarca bitkisel protein. hofff!!!
bulgur pilavı ve adına hindi dedikleri bir yemek türüdür. bulgur pilavına içerisinde değişik canlılar olmadıkça hiç hayır demedim ama o hindi dedikleri şeyi 18 ay boyunca 1 defa bile yemedim. haftanın 3-4 günü garanti bu ikisi vardı lan.
2 haftada bir gün yenebilecek bir et yemeği koyarlardı köfte patates falan. diğer günler zaten mercimek ( kara şimşek ) makarna çorba falan şeklinde dönüp duruyordu.
Bol bol beyaz ve kirmizi et cikar. Millet evinde yiyemedigi eti askerde yer sonra da belli bir zaman sonra kucumsemeye baslar: ''offf bugun yine mi et var ya'' diye soylenir..
pilav demiştim ama şu da var; askerde her gün her ere belli besinleri vermek zorunluluğu olduğundan protein ve et dendiği anda kırmızı et pahalı olduğu için;
