doğduğundan itibaren geçtiği tüm eğitim aşamalarında resmi ideolojinin kurbanı olarak asker devletin asker evlatları olduğuna inandırılan güzel insandır.
milli bayramlarda rap rap sesleriyle geçit yapan askerler, ilkokuldan itibaren öğretmen geldiğinde ayağa kalkıp selam vermeler, tek tip kıyafet giyme zorunluluğu, savaş destanları, şehit x gazi y parkları, ülkemizin dört bir yanı düşmanla çevrili senaryoları vs...
böyleee ilk doğdunda avcumuz kadar olan bir bebeğin büyüyüp eline silah alıp bir insanı öldürmesini normal ve gerekli olan bişeymiş gibi karşılamak hangi vicdanda yer alır bilemiyorum.
rakel dink, hrant* cenaze töreninde seslenmişti tüm türkiye ye;
'katil 17 yaşında olsun 27 yaşında olsun bir zamanlar onunda bir bebek olduğunu biliyorum. bir bebeği bir katile dönüştüren karanlık süreç sorgulanmalıdır' demişti.
o karanlık süreç sadece türkiye de değil tüm dünya da sorgulanmalıdır.
aslında asker olarak doğma türk kültürüne has bir durum değildir. bu olay 1920'lerde türk ulusu osmanlı kırıntılarından yaratılırken model alınan prusya modelinin türkiye'ye girmiş halidir. aslı da ; Volk in Waffen yani ordu-millet daha doğrusu her türk asker doğar. işte kendi tarihinden bile habersiz insanlar bunu taa orta asya'ya dayandırmaktadır. yazıktır günahtır.
asker doğma türk kültürüne has bir durumdur.orta asya da kadınlar dahil ele silah tutan herkes savaşa hazır olmasıyla berabaer bu gelenek selçuklu ve osmanlıda da sürmüştür. örneğin osmangazi fetihe çıkacağı zaman meydanda toplanır ve askerler gönüllü olarak savaşa giderlerdi.aynı asker toplama sistemi fatih ve yavuz dönemind de devam etmiştir. ayrıca kimin kendi tarhihiden habersiz olduğu ortadadır.
bu yöntemi genelde sosyalist ve nasyonalist devletler kullanır. sosyalist ve nasyonalist devletlerde kullanılmasının sebebi devletin ve halkın bir olması, halkın devleti için, devletin de belirli bir zümre değil halk için çalıştığı gerçekliği vardır. hani tükiye ye nasyonalsit desen nasyonalist değil, üzerine basan basana, sömüren sömürene; sosyalist desen değil, devlet sadece belirli bir zümre için ter döküyor, ölenler gariban emekçilerin çocukları yok yere toprağa gömülüyorlar. uğruna savaştığı memleketten bedava mezar dışında hiçbirşey alamıyor. ne geleceği var ne başka birşeyi. devlet halktan kopuk. böyle ülkelerde, amerika da olduğu gibi, askerler patronlar için savaşır ve paralarını en iyi şekilde alırlar. ama bizde öylemi? yoq...bizimkiler ölürler...uğruna savaştıkları vatan onlara bir ev bile vermemiştir. ben vatanım için askerlik yapacam toprakları müdafa edecem, askerden gelecem, itin köpeğin yanında çalışacam, bir dikili taşım olmayacak peki ulan ben kimin için savaşıyom? birileri son model arabalarla rahat gezsin diyemi...
o gariban türk asker olmayı şeref sayan türktür. o gariban türk ün anası oğlunu askere gönderirken kına yakar ki vatanına kurban olsun diye. vatan millet kelimesinin türk insanına ne ifade ettiğini bilmeyen zihniyet asker olmanın kötü bir şey olduğunu zanneder.
her türk asker doğar sözünü eleştiren zihniyet bir türk dünyaya bedeldir sözünü de eleştirir. böyle zihniyetler zamanı gelinceye kadar saman saklayacak kişiliğe sahiptir.
Sonuçta tarihi bir gelenekten ötürü bu slogan ortaya çıktı.. Kendisini öyle hissetmek istriyorsa hisseder. Ben askerlik yapmadım ama saygı duyuyorum, içimde bir sempatisi var ve ben bir sanat bölümü okuyorum. Önemli olan kendi işini yaptığın, zaman ülken elden gidiyorsa 'ben işçiyim, köylüyüm, öğretmenim, temizlik işçisiyim, öğrenciyim, sanatçıyım; benim ne işim olur askerde, savaşta dememek' bu kimliğinin üstüne, her zaman bir yere sakladığın bu kimliği giymektir. Çanakkale'de bir nesili kaybettik. Kaybettiğimiz bu nesil, doktordu, öğretmendi, sanatçıydı.. Onlar boş beleş düşünmediler. Dünyada ki askeri sistem yok olmadıkça, sen askerini tasfiye etsen ne olacak? en fazla: 'buyurun efendim, ben askerimi tasfiye ettim, ülkemde güle güle oturun' dersin. Korumak herkesin görevi...
Türk gencini uyuşturmanın basit yoludur."ülken tehlikede derler,sen düşünme çalış,savaş..."derler.Mustafa Kemal Atatürk'e olan zaaflarını kullanırlar ve kandırırlar........."
istikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahilî ve harici bedhahların olacaktır....."
Mustafa Kemal Atatürk
Sözü geçen bedhahlar bu Türk gencini uyutanlar dır.
evet gariban oldugu dogrudur. (bkz: zenginimiz bedel öder, askerimiz fakirdendir) bu bir türküdür. asker olarak dogmak zorunda bırakılmışlardır ebeveynlerince. neden almanya, hollanda gibi ülkelerde bu yok derseniz, herkez bilir ki memleketin üzerinde yüzlerce yıldır oynana oyunlar sayesinde artık vatandaş kendi savunma mekanizmasını etkili kılmıştır. asker olarak dogan insanlar sayesinde şu anda memlekette özgürüz. zaten artık asker olarak dogan pek kalmadı, onlar en son Çanakkale' de görüldü.
8 saat çaprazda bekleyip vatana millete küfreden türktür. savaşta anasına, bacısına tecavüz edilmesini , bebeğinin öldürülmesini, vatanınından sürülmeyi veya onların himayesinde olmayı kabul eden türktür. böyle bir ihtimalin bile olmaması için askerlik yapmaktan onur duyması gerekirken korkan korkak türktür.
bu cümledeki manayı anlamayan aklı kıtların saldırdığı cümledir. tabi ki de bebek olarak dünyaaya geliyoruz, zira bunu aksini iddia etmedik. ancak nasıl çanakkalede 13-20 yaş arası gençler ölüme koşa koşa gittiyse bu genlerimize işleyen vatan aşkıdır. şayet ülkenin bekası tehlikede olursa bu millet yaşına bakmaz, vatana göz dikenin gözünü kör eder.
(bkz: nene hatun) bakın bu kadın beşikteki çocuklarını bırakıp ruslarla savaşmıştır. işte türk milleti erkeğiyle, kadınıyla asker olarak doğar. canını sakınmdan verir. illaki asker olmak gerekmiyor, silahı yoksa düşmanına yerden taş alır onu atar. bence bu meziyetlere sahip olan bir millet için bu cümle hakiki cümledir. tabi anlayana...
asker olarak doğduk, bende buna inananlardanım. ama ordu evlerinde sarhoş subay karılarına rakı sevisi yapmak zorunda bırakılınca şüphelenmedim değil hani.
vatan görevi diye, subayların çocuklarının ayakkabılarını boyattılar bana ve yüzlerce garibim askere. * ) subay akrabalarına itiraz etmeye hakkı olmayan köleler gibi hizmet ettik. düğmelerimiz açılmış diye aşağılandık, hakaret yedik. ne sorarlarsa karşılarında dimdik durup söyledikleri her şeye eyvallah dedik.
işte burası benim kafamı hep kurcaladı.
eden bulur diyorum. Allah!a havale ediyorum hepsini.
Nöbet tutmak gerekirse seve seve tutarım... Mevzide beklemekse canla başla...