aska dair ne varsa buyu atina bindirmek

entry1 galeri0
    ?.
  1. susuzlari yollara dusurup su aratan, bazende suyu susuzlarin pesine dusurur. ne su ne de suya muhtac olan bilmese de vuslatin duragini, bilinen tek sey bilinmeyene olan istiyak olur. ugranilan her durak, ruhun ikirciklenmeleriyle bir pusulaya donusur; yonu, kalbin gosterdigi.

    yone ve yola dair hicbir iz kalmayinca, mihmandar da dahil fitri bir meyelana birakir kendini. yonlere dair hicbir isareti olmayan bir pusuladir oysa bu meyelan. gah olur duz vadileri dolasir, gah olur vurur basini tastan tasa, duser bir cole yani kum denizine. su ve ates burada bir mahiyetler karmasasi yasar. ne su su oldugunu bilir, ne de ates ates oldugunu. her ikisi de aynada zitlarini gorurler.

    zitlari gosteren sirli aynalar bazen kesif bir perde olur da goz, gozu dahi gormez. o yuzden "ben ben isem, sen kimsin?" diyen sair, butunuyle kaybolmustur ayna da. mahiyetler hepten tevhide donusmusse, ortada ne sana, ne de bana dair bir sey yoktur. ne zaman ne de mekan bir mana ifade etmez o seyahatte. her durak sadece keyfiyetleri itibariyle farkli olsa dahi, yolcu icin o farki fark edecek bir lugat olmadigindan, soylenen her soz kiyl-u kal olur.

    is soze, yani kelimeye dusunce, devreye "ben ol da bil!" makami cikar. olmadan bilmeler ancak sozun kuvvetine kalir. sozun bindirildigi kuheylan ne bilir tasidigi yuku. oyleyse once onu oldurmak gerek. bu oldurmalar birbiri icinde halkalar misali bir fasit daire olusturacagindan, hal yine muglakliklar atlasinda bir noktaya tekabul eder: ask!
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük