tabi ki kapitalist sistemi anlıyorum: iyiyi al, daha da iyiyi al, en iyiyi al.
bence aşk böyle bi şey değil canlar. o senin gozunde en eşsiz karşı cins. sadece bu.
yasadiklarimiza degil, birbirimize asik oluruz
bu yuzden asik oluruz zaten hicbir sey yasamasak da..
bir gun hayatindaki boslugumu fark ettiginde beni cekmeceden cikarir, sihirli degneginle yoktan var edersin.
o zamana kadar uyuyacagim..!
sen bir senaryo yazarsin. o da bir senaryo yazar. senaryolariniz birbirine uyarsa, kesistirmeyi basarirsaniz ortaya harikulade bir ask cikar. aksi takdirde bir halt olmaz sizden.
en iyi the smiths klibine sahip 1986 çıkışlı şarkı. öncelikle gözlüklü gencimizin utangaç tavırları ile başlıyor klip (bu arada o yuvarlak gözlüklerin en çok yakıştığı kişi olabilir o utangaç dostumuz), sonra deri ceketli abilerimiz, güzel güzel ablalarla dans etmeye başlıyorlar. bomba falan da girince işin içine çok hoş bir klip çıkıyor ortaya.
not: morrissey'nin kliplerinde arka planda belirip yok olma fantezisini bu klipte de görebiliriz.
mükemmel ötesi bir the smiths şarkısı. aslında şarkı değil de, hayatın kendisi denebilir. özellikle "shyness can stop you from doing all the things in life you'd like to" "if there's something you'd like to try, ask me - i won't say "no" - how could i ? " ve "nature is a language - can't you read ?" kısımları, hayatınızda bazı şeylerden uzaklaşmak zorunda kaldığınız, ancak özlem duyduğunuz anlardan birine denk geldiyse düşündürür insanı.
Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. Git
Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler.
Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin
Oysa Allah bilir bugün iyi uyanmıştık
Sevgideydi ilk açılışı gözlerimizin sırf onaydı
Bir kuş konmuş parmaklarıma uzun uzun ötmüştü
Bir sevişmek gelmiş bir daha gitmemişti
Yoktu dünlerde evelsi günlerdeki yoksulluğumuz
Sanki hiç olmamıştı
Oysa kalbim işte şuracıkta çarpıyordu
Şurda senin gözlerindeki bakımsız mavi, güzel laflı
istanbullar
Şurda da etin çoğalıyordu dokundukça lafların
dünyaların
Öyle düzeltici öyle yerine getiriciydi sevmek
Ki Karaköy köprüsüne yağmur yağarken
Bıraksalar gökyüzü kendini ikiye bölecekti
Çünkü iki kişiydik
Oysa bir bardak su yetiyordu saçlarını ıslatmaya
Bir dilim ekmeğin bir iki zeytinin başınaydı doymamız
Seni bir kere öpsem ikinin hatırı kalıyordu
iki kere öpeyim desem üçün boynu bükük
Yüzünün bitip vücudunun başladığı yerde
Memelerin vardı memelerin kahramandı sonra
Sonrası iyilik güzellik.