işler yoluna girmeye başlamıştı biliyor musun?
- acelen ne? telaşın ne? niye geriliyon?
- yani görünüşte ne olacağı bilinmez tabii. zaten bilirsin, işler yoluna girmeye başladı mı insan için için bir kuşku duyar. ha, öyle değil mi? tekrar kötüye döner mi filan gibi... insan sezer ya... hani...
- hele bi de kolayına kolayına olursa biliyon mu? beleş gibi de geliverirse insan daha bi guşkulanıyo dee mi? emme sen dakma kafana. allah böyük. insan da böyük. aşk da böyük.
- aşk mı büyük? neresi büyük kuşçu? bozgun...
- aşkın yarısı bozgundur be yusufum. hem şarabı iççen hem başın dönmeycek. vaa mı öyle bolluk?
dudağınızın en güzel yerine konan gülücük, gözlerdeki ışıltı ve dalgınlık hatta bazen yorgunluk gibi belirtilerin ortaya çıkmasına neden olan durum.
nedensiz, birden bire göğsünüze yerleşmiş çarpıntı, avuçlarınızın terlemesi gibi yan etkileri de mevcuttur. ama bünye aşıktır ve her şeye rağmen mutludur...
viskiyle karışınca fena çarpan durumdur. viski her zamankinden daha çok etki yapar bünyeye, bünye zaten aşıktır ve başı dönmektedir, sevgiliyi hayal etmek için gözlerini kapar ve viskinin etkisiyle uykuya dalar.
"sarhoşluk" kelimesinin anlatılmak istenene cuk oturduğu; tüm korkuları, endişeleri, olumsuzlukları, sıkıntıları normal kılan; göz ardı edebilecek gücü veren, bir çırpıda silen, uyutmayan, yedirmeyen, içirmeyen(ya da içiren*) yürütmeyen, solutmayan koca bir aptallık, güzellik, tanımsızlık.
kimin yazdığını hatırlayamadığım ama tadı dimağımda kalmış bir şiir.
Sirkeci garında 21:30 trenini ardından,
Çığlık çığlığa bir vapur düdüğünden,
Yanaşmakta olan arabalı vapurun kaptan köşkünden,
Sana şiir yazıyorum özlemimden, hasretimden
Tozlu sayfaların arasından çıkmışcasına,
iki çekerli paytondan gelen nal seslerinden,
istiklal caddesindeki tranvayın arka koltuğundan,
Sana şiir yaziyorum avareliğimden, başıboşluğumdan
Balıkcının ağlarında oynaşan istavritten,
Kör Agobun meyhanesinde yükselen nağmelerden,
Boşaldıkca doldurduğum rakı kadehimden,
Sana şiir yaziyorum Aşk Sarhoşluğumdan
