"...bil ki her şey midemi bulandırıyor benim ve tiksindiriyor beni. sadece sen değil! her şey!. özellikle de aşk! seninki de en az başkalarınınki kadar... senin şu yaratmaya çalıştığın duygularla dolu şey var ya, onun benim gözümde neye benzediğini söylememi ister miydin? o şey tam da helanın içinde sevişmeye benziyor! beni anladın mı şimdi? madem öğrenmek istiyorsun söyleyeyim, sana yapışıp seninle kalmam için gidip bir yerlerden bulduğun lakırdılar var ya, onları ben hakaret olarak algılıyorum hakaret! üstelik sen bunun farkında bile değilsin ve farkında olmadığın için esas namussuz sensin. ayrıca mide bulandırıcı biri olduğun da aklının kıyısından geçmiyor senin değil mi? başkalarının sıçtığı palavraları ağzına sakız etmek seni tatmin etmeye yetiyor! bu sana yeterli geliyor çünkü başkaları sana aşktan daha iyi bir şey olmadığını anlatıp durdular, bu numarayı hem herkesin hem de her seferinde yutacağını söylediler ama işte ben çıkıp diyorum ki: bok yesin orta malı aşk! duydun mu? sökmez bana kızım! sökmez o tiksindirici aşklar! yanlış adama çattın! yanlış zamanlama seçtin, geç kaldın! artık yemezler, işte bu kadar! işte bu yüzden bu kadar esip gürlüyorsun. sen dünyada bu olup bitenin göbeğinde ille de sevişmeye çok mu heveslisin yani? bütün bu gördüklerimizin! yoksa hiçbir şey görmüyor musun? ama bence esas mesele umursamıyor olman! romantik kadın ayakları atıyorsun ama aslında ender bulunan cinsten canavarsın sen. kokuşmuş et mi istiyorsun? aşk sosuna bulanmış? miden kaldırıyor mu? benimki kaldırmıyor! eğer burnuna hiç kötü koku gelmiyorsa ne mutlu sana! demek ki senin burnun tıkalı! insanın midesinin bulanmaması için sizin gibi hödük olması gerek! seninle beni ayıranın ne olduğunu mu merak ediyorsun? söyleyeyim, seninle beni ayıran, koskoca bir hayat var be... daha ne olsun istiyorsun?"