aşk varlığı inkar edildikçe zehrini içten içe akıtan bir gelincik gibidir. kendini öldürür.
sevmek dokunmaktır dedim kendimi inandırdım bu yalana.
sevmek dokunmaktır!
hissetmediğin biri ne kadar gerçektir dedim ama inanmadım ben de bu yalana.
sen benim hiçbir şeyimsin
yolumuz kaderden ayrı
ben senin kenar süsünüm
sen benim hiçbir şeyim
ödeştik?
yürek rehinse bir isimsiz aşk uğruna giden gider kalan acıyı bal eyler, söylediğim duyduğun tüm cümlelerin en çıplak halini bilsen bu aşkın derinliğini bilirdin. ve sen de giderdin. ben gibi, inkar ederdin.
zaman bu aşkı dev aynasında görme vaktidir. dev aynasında gördün kendini bir dev uykusu uyur yüreğin ve bir küçük deniz kızı olmaz o masalda. kader ayrı masal ayrı, sen benim hiçbir şeyimsin. sen benim virgüllerimsin.
olmamalıyım, olmamalıyım şeklinde yapılan telkinlere rağmen yalnızca korkuyla yüzleşememektir. telkin sonucu bu zor durumda kalınıp aslında yüzleşilir, fakat kişi bunun farkında olmaz. kendini kandırır.
gönül kapılmışsa seline bir kere başka aşkları görmezden gelir, adı üstünde kördür aşkın gözü çünkü..eğer doğru kişiyse seline kapılınan aşkın sahibi sorun yoktur amma velakin iş işten geçtiğinde anlaşılmışsa kış güneşi olduğu görmezden gelsen ne fayda gelmesen ne fayda.
unutturamaz hiçbir şey seni bana unuttursam da ben! diye aşkın efkardan efkara sürükleyen halidir. Aşkın nasıl bir çıkmaz sokak olduğunu bu safhada anlarsınız. Tam işte unuttum derken çalan bir şarkı göz yaşlarına boğar insanı. En iyisi bu güzel aşkın tadını çıkarmaktır.