dünya kuruldu kurulalı kaç milyar aşk yaşanmıştır hiç düşündünüz mü? kaç insan aşk yüzünden delirip, en büyük nimet akla veda etmiştir? kaç insan hayalkırıklıklarından ördüğü iple kendini asmıştır aşk uğruna? kaç insan vazgeçtiklerinden inşa ettiği yalnızlık kokan hücrelerde, kalplerindeki rutubet yüzünden ölmüştür? kaç insan içine akıttığı gözyaşları yüzünden midesinde bir tuz gölu taşıyarak yaşamak zorunda kalmıştır? kaç insan kendi gözyaşını içerek çatlattığı dudaklarıyla seni seviyorum zikirleri çekerek ölmüştür yalnız başına yatağında?
bir insanı aldatmak, bir insanı üzmek, bir meleğin gözünden bir damla gözyaşını akıtmak bir yerlerde suç olmalı! bir insanı sevginin gerçekliğine inandırıp, aşkın ateşine atıp, tutkuyla, şevkatle, sadakatle tanıştırıp sonra da bir yığın düşkırıklığının ortasında tek başına bırakmak bir yerlerde suç olmalı!
bir insanı üzmek ağir ceza ask mahkemeleri' nde yargılanan, para cezasına çevrilmeyecek büyük bir suç olmalı!
BiLE BiLE LADES DURUMUNUN EN ZEVKLiSi OLAN AŞKA DAVET ESNASINDA, iNSANIN ESKi ACILARINI HATIRLADIĞINDA ZiHNiNE DÜŞEN KARANLIK DÜŞÜNCEDiR AŞK ACISINA iDAM SEHPASI KURMA iSTEĞi.
başlıkta demek istenen bence; "yeniden başlayabilirmiyiz" diyen sevgiliye verilen bir cevaptır. ee bizim bi tarafımız yerlere vurdu bogazımıza konteynerlar sıkıştı nefes alamadık, ne olacak yani şimdi bunların bir bedelini yok mu? dur. ve aşk acısı cıkmaz kalemle yazılmış bir acı olduğundan, olay bedelsiz yeni başlamakla son bulur büyük ihtimalle. ha bir çogu bak gör bende sana aynı acıları yaşatmassam diyerek başlasada, ilk yanlız kalma anında tüm çekilenler unutulur.
aşk acısının bizatihi aşk denen şeyin bedeli olması ashabıyla manasız olduğu aşikar olan, kullanımı hatalı cümledir. nitekim bilinir ki bedel, acı olan, kötü olan, zor olandır.
yağmuru, karı, güneşi kabullendiği gibi kabullenmelidir insan aşk acısını. delikanlı gibi çekeceksin acını. hatta övünmeli de insan. hiç aşık olamayanlar da var.
müvekkil yediği boynuz darbeleriyle kendine gelememiş, kalbi zonk zonk etmiştir bu aşk acısı müvekkilin iç dünyasını sarsmış onu onulmaz acılara kederlere sürüklemiş aile ve iş hayatını olumsuz yönde etkilemiş bunalımlara sürüklemiştir öyle ki tedavi görmek zorunda kalmıştır bakırköy ruh ve sinir hastalıkları hastenesinden almış olduğumuz raporu mahkemenize bir sonraki duruşmada sunucaz iş bu sebeplereden dolayı bu aşk acının bir bedeli olmalı taleplerimiz şunlardır.
1)içi bunalmış müvekkilin içinin açılması için önce malta adasına sonra maldivlere ondan sonra karayiplerde süresiz tatil yapma olanağının davalı tarfından sağlanması
2)loreal bilmem kaçıncı güzellik enstütüsünde süresiz bakım cila ve onarım
3) bu aşk acısıyla sarsılan kimyası bozulan beynin mutlu olması için 1 yıl boyunca her ay muntazaman müvekkilin evine kadar gelmesi zaruri olan bir kutu baklava
bu devir devranda asik olmak manyakliktir. asik oluncagina kambocyada mendil satmak daha iyidir. hiç olmazsa kişinin kafasi rahat olur. böyle gözleri cakmak cakmak olup zonklayan bir basagrisina malik olmaz.
bütün o romanlar, bütün o şarkılar senin için yazılmadı mı ey aşk? bütün o hüzünler, bütün o çaresizlikten kıvranmalar senin yoluna kurban edilmedi mi? ve bütün yalanlar senin için, bütün akla zarar sözler ve bütün replikler senin için tasarlanmadı mı loblarda? ve kahretsin ki bütün o gururlar senin için incinmedi mi söylesene bana?
senden nefret edeyim diyorum olmuyor. kaçayım uzaklara diyorum yine olmuyor. maskelere bürüneyim tanıma beni istiyorum, maskem de sen oluyorsun. söyle bana ben seninle ne yapayım ey aşk.
ve artık, artıktan da öte hep, dur diyorum sana. anla biraz beni de. ben senin için nelere katlandım bir bak. dön geriye de bir bak. döktüğüm gözyaşlarında yüzen ölü çocuklara bir bak. allahını kitabını seveyim aşk. dön de bir bak.
inan ki göğsümü yarıp bağırmak geliyor içimden. imdat diye. öyle doluyum ki seninle. öyle kaplamışsın ki bedenimi hastalık gibi. ne ilaçlar fayda ediyor ne bıçaklar.
biraz insanlık kaldıysa içinde, biraz sıkıldıysan benle oynamaktan, ve biraz açsan yeni sömürüşlere, gözünü seveyim bırak beni.bırak da yaşayayım hayatımı. artık şiir okumaktan sıkıldım. techno düşünceler sarsın istiyorum beynimi. biraz da kaymak istiyorum kaygısızlığın dağından aşağı. ve birazcık da başka eziyetler tatmak istiyorum. senin eziyetine doydum inan. eğert sende doyduysan ve aşka inanıyorsan sende, kendine inanıyorsan;
azat et beni ey aşk..
asık olupta elem keder cekmeyen insan yoktur. bu bedel kişi götünü yere caksada paşa paşa öyle yada böyle ödenir, binaeylehen mutlu ask yoktur ve olamaz. yok öyle arkadas pembe dizi tadinda ask yasamak.
fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak şartıyla, ağlamaktan ve uykusuzluktan kırışmış gözaltları için iyi kalitede son teknolojiyle üretilmiş gözaltı kırışık giderici krem bir bedel olarak istenebilir hatta yargıtay bu konuda içtihat yapsa yeridir.
birazdan kudurur deniz
birazdan dalgaların sırtından
üst üste fışkıran rüzgarlar
bir intikam gibi saldırınca üstüne.
yüzüne şarkılar çarpar, yüzüne şiirler çarpar, ağlarsın
sen artık, sen artık buralarda duramazsın.
"artık sazın bağrı mı olur
kimsenin bilmediği bir ağrı mı
gider kendine gömülürsün
yoksa bu şehir bu sokaklar
seni alır kullanır seni alır kullanır
santim santim çürürsün."
bazen bir uçurum kalır
bazen de martıların ardından
velvele koparan bir leş kalır
bir intihar gibi puşt olunca sevdalar.
sırtını duvara yaslar, sırtını ağaca yaslar susarsın
sen artık hiçbir sözü, hiçbir sözü kaldıramazsın.
"şimdi bir yeni sevda mı olur,
kimsenin kapını çalmadığı bir inziva mı
tutar, sıfırdan başlarsın..
yoksa bu ilişkiler, bu zaaflar
seni yiyip bitirir, seni yiyip bitirir
dirhem dirhem azalırsın..."