sevgilimle sürekli kavga etmemin ve adımın dırdırcıya çıkmasının sebebidir. her gün olay çıkarıyorum, istiyorum ki aramızda yıllar sonra hatırlayacağımız ve 'oha be ne aşk yaşamışız' diyeceğimiz diyaloglar geçsin. lakin -ve maalesef- benim asi kadar can alıcı cümleler kurma yeteneğim ve isteğim olduğu halde sevgilim demir olma konusunda pek isteksiz.
bizde olsa olsa şöyle bi diyalog geçer;
- bu çocuk benden mi paranoia?
+ bir boşluğa bakmak istemiyorum.
- iyisin di mi?
+ gözlerin o kadar yüzeysel bakıyo ki, ruhumun derinliklerini göremiyosun.
- sen prozac'ını aldın mı bugün?
+ bu çocuğa tek başıma da bakabilirim ancak minicik, günahsız bir çocuğu babasından mahrum bir hayata mahkum etmek istemem.
- peki babası kim?
+ bu soruya cevap verebilmem için seni gözümde o kadar küçültmem gerekir ki, geçmişimizi yoksaymak zorunda kalırım.
- off.. ben kahveye gidiyorum. sonra da bikaç bira içerim. çocuğun kimden olduğunu söylemeye karar verirsen ararsın.
+ erkekler... zorluk görünce kaçan, her defasın...
- gidiyorum ben.
+ git.
- gittim paranoia.
aha son cümlede yakaladı! ama demir'i değil, asi'yi. neyse olucak olucak, moral bozmak yok, azimliyim!
demir: günaydın...birlikte kahvaltı ederiz diye düşünmüştüm.
asi: böyle birşey konuştuğumuzu hatırlamıyorum.
demir: dün gece haber vermeden çekip gittin.aslında benim kızmam gerekmiyor mu?
asi: bunu şimdi tartışmayalım.
demir: sabahları hep böyle ters misin?
asi: hayır.
demir: gece uyuyamadın mı?
asi: sabaha karşı asansörde tanıdık birilerini görecek kadar uyanıktım.
demir: asi...inan ki düşündüğün gibi değil.(gülümser) kimbilir neler düşündün sen şimdi...
asi: bana hesap vermek zorunda değilsin.taksi gelmiştir.ben havaalanına gidiyorum.
demir: ne taksisi? daha çok var uçağın kalkmasına.asi beni dinler misin?beni yanlış anlamanı istemiyorum.dün geceki olay...
asi: beni hiç ilgilendirmiyor.izninle...
demir: olmaz.birlikte geldik,birlikte gideceğiz.
asi: böyle bir mecburiyetimiz yok.sen işine bak,benimle vakit kaybetme.