edit: 2003-2004 yıllarıydı hatırlıyorum. istanbuldaydık o zamanlar orta ikiye falan gidiyorum. babam asgari ücret alıyor. geçiniyorduk çok şükür. ama istanbulda yaşadığım 2 sene boyunca bir kere bile gezmeye gidemedik. bir kere bile pikniğe gidemedik. ataşehir o zamanlar kadıköy'dü. barbaros mahallesi'nde oturuyorduk. bir gecekondu ordu caddesinde. bir oda bir salon. kirası 80 liraydı. salon biraz ışık alıyordu. geride ne mutfağı ne odası ne banyosu ışık görüyordu. diğer arkadaşlarımız gibi kız kardeşimle benim cebimde harçlık olmazdı. onlar sürekli tost falan yerken biz bakardık öyle. günde 1 lira harçlık bizim için büyük sevinç kaynağıydı. geçiniyorduk ama nasıl geçiniyorduk?
sonra bir fırsat çıktı karşımıza. memlekette belediyede kadrolu işçi oldu babam. asgari ücretin iki katından fazla maaşı var. döndük hemen memlekete. yani güzel kardeşim. geçinirsin ama nasıl geçinirsin? elimde laptop var, bu onların hakkını arayamayacağım anlamına gelmez. aramamak senin karakter düşüklüğündür.