Açlık sınırının altında yaşar. Devlet yaptığı zamlarla, eklediği vergilerle sikmedik delik bırakmaz vücudunda. Sefil durumdadır genele bakıldığında. Ama beyni o kadar yıkanmıştır, o kadar cahildir ki devletinin onu sevdiğini sanıp devletini korur. - Çanakkale ruhu taşıyor yaa - diye onu pohpohlayan bazı rantcı ibnelerde yok değildir.
asgari ücretle ya da serbest çalışarak üç otuz paraya geçinmeye çalışanların haklı serzenişidir.
Yok yere çıkan (aslında yok yere değil süzme orospu çocuklarının çapulculuğu nedeniyle) bu zararı o yakıp yıkan tuzu kuru piçler değil tüm halk yüklenecektir.
Daha az hizmet daha çok vergi kaçınılmazdır. Ama doğru ya yıkmaya çalıştığın devlete dayamışsan sırtını sana az girecektir.
O 10 milyar hepimizindi. Yakıp yıkanlara haram zıkkım, kan katran olsun inşallah.
Ülke ekonomimizin gezi parkı olaylarından ötürü yaşadığı ekonomik kayba karşı duyulan hassasiyetin aynısının millet vekili maaş artışlarına, emekli millet vekili maaş düzenlemelerine, ilgili bakanlıkların yurt dışı seyahatlerde himayesindekilerle beraber yaptığı harcamalara, bilmem kim bakanlığının kallavi pideci faturalarına, her yıl sökülüp sökülüp müteahhitlere yeniden yaptırılan kaldırım taşlarına, restorasyonuna milyonlarca lira harcanan köşklere, yandaşlarca kazanılan usulsüz ihaleler neticesinde devletin kasasından ödenen milyonlarca lira fazla paraya, ailesinin ithalatını yaptığı mısıra bir gecede zam yaparak voleyi vuran bakana, siyasete dahil olup kısa süre içerisinde kişisel mal varlıklarını misli misli artıran kişilere karşı da görmek isterdik.
Ama göremeyeceğiz çünkü bunları gündemde tutmadılar hiç bir zaman. Malum olan biteni bize göstermekle mükellef olan medya kurumları da saadet zincirinin bir parçası olmuş durumda.