özel sektörün vergi kesebileceği 85 milyon olmayınca, vergiyi çalışanının gırtlağından kesiyor.
özel sektörün karşılıksız para basabileceği merkez bankası olmayınca, gırtlağa basıyor.
asgari ücret öyle bir seviyeye geldi ki memlekette...
asgari ücreti alabilirsen, öp başına koy.
hemşirelik, bu memleketin en zor mesleklerinden biri mesela kardeşim...
o kadar ağır bir meslek ki, bana sorarsan maden ocağına inen adamdan daha ağır fiziksel şartlarda çalışıyorlar...
72 saat çalışıyorlar bazen. aile düzenleri yok, uyku düzenleri yok, haftasonu, tatil, bayram yok...
çoğuna maden ocağı şartları sunulsa, gözü kapalı kabul edecek haldeler...
emeklerinin, alın terlerinin karşılığı ne?
canını emanet ediyorsun...
hele ki özel hastahane sömürüsü... asgari ücreti alabilirsen, öp başına koy...
özel okul öğretmeni aynı durumda...
özel sektör mühendisi aynı durumda...
özel sektör memur aynı durumda...
özel basın emekçileri aynı durumda...
kaç avukat minimum kanunda tanımlı parayı alabiliyor ki...
tüm özel sektör bu halde...
yahu bir minimum maaş zorunluluğu olmaz mı bu özel kurumlarda?
maksimum asgari ücretli çalıştırabilieceğin bir oran olmaz mı?
ev sahibine koyuyorsun, kira artışında kural.
hastane sahibi, zombi şirket sahipleri...
onlara sürekli ölü doğmuş teşvikler veriyorsun.
asgari öyle bir seviyeye geldi ki memlekette...
asgari ücreti alabilirsen, öp başına koy.
valla ülke çok öfkeli şirinlerle doldu, benden söylemesi.
biraz genel gelir dağılımında adalet sağlanması lazım..
hep asgari ücret olmaz.
hele bu doktor maaşları, kul hakkı kardeşim...
o kadar zor bir eğitime hak değil...
onlar senden, bunlar benden bir yere kadar...
''çalmayacaksın, öldürmeyeceksin, kul hakkı yemeyeceksin!'' yazılmış kutsal kitaplara.
tüm unuttuğum alın teri döken, adaletsizliğe uğradığını düşünenlere, özür ve selamlarımla...
bunun hemşireyle öğretmenle çok alakası yok, ülkedeki ahlak yapısıyla alakası var. çocukluktan beri ezilme ez yoksa zikerler algısıyla büyüdük tüm ülke olarak. pandemi döneminde market kasasında bile mesafe bıraktığın için araya dalanlar oluyordu mesela. çünkü bir şeyleri başarmak için hep mücadele etmelisin yoksa en ufak bir şeyi bile mücadele etmeden alamazsın bu ülkede.
su veren itfaiyenin hortumun seveyim adlı şiiri akla düşürmüştür.
bu masklavi ile zaman zaman fikirlerimiz uyuşuyor çok şaşırıyorum. üzerine ekleme yapayım ; bizim insanımız ahlak yerine ahlaksızlığı benimsemeye başladı son 15-20 senedir. herkes kolay yoldan para kazanayım işimi ahmetten mehmetten önce bitireyim eş dost akraba herkesi sömüreyim kafasına girdi. normal vatandaş böyle olursa işveren dediğimiz kitle de böyle olur işte. mal sahiplerine bakıyorsun alayı sırtlana dönmüş 5 bin lira etmeyecek evine 15 bin lira kira istiyor. lan tamamda adam 11 bin lira maaş alacak daha yeni tüm maaşı kiraya yatırsa ne yiyecek içecek ? adam işçi çalıştıyor ama aklında "lan bu adamlar emek veriyor karşılığını vereyim" demiyor "asgari ücret bu kadar senin maaş da bu kadar" diyor.