kimi asansörler, kata yaklaşıldığı anda sizin onu terkedeceğinizden midir bilinmez, hüzünlü bir aheste duruşa geçer. yani yavaşlar da yavaşlar, 5 kat iniyorsanız, son kata gelip kapısı açılana kadarki süre, 4 kat aşağı inerken geçen süreden daha fazla zaman alır bazen...
yani senelere yaydığınız bir aşkın nasıl geçtiğini anlamamanız, rüzgar gibi geçmesi fakat gün gelip ayrıldığınız vakit, o son saniyelerin asırlara denk düşmesinin hissedilmesi gibi...
fransızca "ascenseur" kelimesinin okunuşuyla türkçeye girmiş kelime.
ayrıca izmir'deki asansör ise, buraya gelen herkesin bir kez de olsa binmesi gerektiği bir asansör. güzel şarkılar çalıyorlar bir de. önceden ücretliydi, şimdi ücretsiz.
canın mı sıkıldı, kafan mı dumanlandı, keyfin mi kaçtı...
izmir'de gidersin asansör'e unutur gidersin hepsini. bi tanju okan, bi dario moreno... az biraz şarap ve şahane izmir manzarası. iyileşir öyle eve dönersin. işte burası böyle ilaç gibi bi yerdir.
kısa yoldan güzel bir izmir manzarası için gidilebilecek yerdir.
giriş ücretsizdir. güzel ve kazığımsı bir kafesi mevcuttur. alan dardır.
sempatik ara sokaklar beni keşfet edasıyla sizi sarıverir.
dario moreno eşliğinde izmir ruhunun kıvılcımları içinize akar, yarı hüzünlü yarı mutlu ayrılırsınız ordan.
eskişehirde kimi binalarında şarkı çalanına denk gelirsiniz. murat boz çalıyordu benim bindiğimde. hadi sen oynamadın, ben oynamadım oraya bilmem kaç kiloluk murat boz hastası bir kız bindiği zaman düşmez mi o asansör? efenim?
bir alışveriş mağazasının cam kapılı beş kişilik asansörü ile dördüncü kata çıkmaktaydım. mağazanın üçüncü katından çağrılan asansörü yaşlıca üç hanım teyze bekliyordu. üçüncü katta asansör durdu ve o şişman teyzeler teker teker ve ağır adımlarla asansöre binmeye başladılar. sırasıyla asansöre adım atan teyzeler, asansöre adım attıkları ilk anda benle selamlaşma gereğini duydular. asansör kabinine ilk giren teyze:
- merhaba çocuğum.
- merhaba.
birinci teyze yanaştı yanıma ve o sırada diğeri adımını attı asansöre:
- çocuğum siz yukarımı çıkıyorsunuz.
- evet yukarı çıkıyorum.
ikinci teyze sıkıştıktan sonra kabine üçüncü teyze adımını attı. göz göze geldik ve başlarımız ile selamlaştıktan sonra asansör kabinindeki kat butonlarının bulunduğu düğmeler takımını gözleri ile işaret ederek:
- çocuğum biz girişe ineceğiz, bize de basarmısınız.
- ...
tabi basarım diyemedim, nasıl denir. saygı falan bir kenara; yok basılacak gibi değil.
asansör 13 kişiliktir. 0 ve 1 katlara çalışır. 1 kat çıkarsınız evet, ama uzun bir yolculuk gibi gelir o bir kat. asansör de tanju okan'ı dinleme şerafine ulaşırsınız. izmir i simgeleyen resimler vardır.kapı ters yönden açılır dikkat. *
Fransızca inip çıkmak anlamına gelen, okunuşu "asans" şeklindeki fiilden türemiş sözcük. esasen engelliler için yapılmış, sonrasında tüm insanların rahatını sağlamıştır. ama gencim diyorsanız merdiven candır, kalbinize iyi gelir.
kelimenin nereden geldiğini bilmem ise, farsçadaki âsân (kolaylaştırmak) anlamındaki sözcüğü görüp de "asansör de buradan geliyormuş bir de hihihihi" esprimden sonra* canım arkadaşımın beni bilgilendirmesi ile olmuştur. o yüzden kelimenin fransızca yazılışını bilmiyorum, affola.
tanımadığın birisi ile bindiğinde inerken iyi akşamlar/günler demek için doğru anın beklenilmesi gerekilen yer.tam otomatik asansör kapısı açılırken 45 derece kafayı çevirip iyi akşamlar demek makbuldur.geçenlerde elemanın biri daha inmesine 1 kat varken söyledi bir saat boş boş bekledi sonra,olmuyor böyle..
(bkz: sözlük yazarlarından gereksiz bilgiler)