--spoiler-- napoleon bonaparte, pariste asillerin de katıldığı bir toplantıdadır. iyi giyimli kadınlar ve erkekler, birbirlerini kıskanç ve kimi zaman da aşağılayıcı gözlerle süzmektedirler. başlar omuz hizasının hep üzerinde karşısındakine adeta yüksek bir basamaktan bakarmışçasına ve kısık gözlerle bakmaktadırlar. geniş bir salonda, bütün hareketler tek tek gösterilerek, ağır ağır, törensel bir havada gerçekleştirilmektedir.
büyük bir masanın etrafına dizilmiş kadınlar ve erkekler kendilerini tanıtmaya başlamışlardır. herbiri kendini uzun isimlerin ardından tanıtır. asaletin simgesi olan soy ağacından asil isimlerle başlarlar kendilerini tanıtmaya. kont michelin oğlu, baron williamın kardeşi, düşes catherinenin kızı gösterişli kadınlar ve erkekler uzun uzun asaletini paylaştıkları yakınlarının isimlerinin ardından kendi isimlerini söylerler.
sıra napoleona geldiğinde, müthiş bir ifade kullanır:
ben napoleon bonaparte ve asalet benim adımla başlar!
asalet senin adınla başlar.
onların kendi adına sahip oldukları hiçbir şey yok. büyük ailelerine sığınıyorlar. geçmişte kalmış yakınlarının gölgelerine sığınıp, kendilerine asalet payı arıyorlar. artık kendilerine ait paye kalmadı. ölülerinden dileniyorlar ve hayatta olduklarını ispatlamak için geçmişten kanıtlar peşindeler. yaşıyor olmalarının karşılığı yok. kendilerini tanıtırken bu kadar uzun cümleler seçtiklerine bakma. tükenişlerini fiyakalı cümlelerle gizleme çabası bu.
( )
asalet, düşmanların saldıracağı bir gece dostunun yerine yatağına girip, yorganı üzerine çekebilmektedir.
asalet, çöl sıcağında, üzerinde kemiklerini kıracak kadar ağır bir kayanın altında, onun adını sayıklamaktır.
asalet bilalin adıyla başlar.
asalet ebuzerin adıyla başlar.
asalet senin adınla başlar.
şimdi başını dik tut ve yürü.
şimdi annenden ve sevgilinden kalma dualarını yanına al ve yürü. hayatı yeniden kuracak bir inadın, hayata yeni anlamlar katacak bir asaletin çocuğusun sen.
--spoiler--