Çatlı değil MiT çökertti
Abdullah Çatlı ve arkadaşlarının "ASALA'yı biz bitirdik" diyerek kahramanlık taslamaları üzerine 'işin gerçek sahipleri' 15 yıldır bir sır olarak saklanan bu gizli dosyanın kapağını açtılar
Acı bir tesadüf: Susurluk kazasının yıldönümünde Türkiye, Haluk Kırcı'ya affı tartışıyor. Avrupa devletleri kendi bünyelerinde Gladio'yu, kontrgerillayı temizlediler. Türkiye ise bu eli kanlı çeteyi yargılayıp, mahkum etmek bir yana, kahramanlaştırma çabasında...
Bu çabayı sürdürenlerin elindeki tek koz, Abdullah Çatlı ve arkadaşlarının "ASALA'yı çökerten eylemler yaptıkları" iddiası...
Oral Çelik, TBMM Susurluk Komisyonu'nda verdiği ifadede şöyle dedi:
"ASALA'yı biz ortadan kaldırdık. Çatlı liderimizdi. 4 kişiydik. 5'inci ben vardım' diyen, hangi makamsa gelsin, desin ki, 'Ben de vardım".
işte bu meydan okuma, ASALA operasyonunun "gerçek mimarlar"ını isyan ettirdi. Yeminlerine sadık kalarak yıllardır susanlar, ilk kez bazı dosyaların kapağını açma ihtiyacı duydular.
15 YILLIK SIR
15 yıllık bu sırrın bazı ayrıntıları böylece açığa çıktı.
ASALA'ya karşı devlet operasyonunun gerçek öyküsünü bu geceden itibaren ATV ana haber bülteninde izleyeceksiniz.
Orada da görüleceği gibi, ASALA'yı bitiren ne Avrupa'daki birkaç ülkücü, ne de devletin istihbarat örgütü...
ASALA'yı asıl bitiren bizzat ASALA'nın kendisi...
Örgüt, kanlı eylemlerini iyice tırmandırıp, 1983 yılında Orly katliamıyla oklarını Fransa'ya çevirince kendi ölüm fermanını da imzalamış oluyor ve hem bölünerek, hem de üzerindeki Avrupalı koruma kalkanının kaldırılmasıyla yok olup gidiyor.
DEVLETiN KATKISI
Peki bu sürece Türkiye devletinin katkısı nedir?
Kamuoyu, ASALA'yla mücadele öyküsünün hep ülkücüler boyutunu dinledi. MiT'in Çatlı'ya görev vermesini, onların Türkeş'in salıverilmesine karşılık bu misyonu kabul etmesini, 10 bin dolar karşılığı bazı eylemlere kalkışmalarını, sonra uyuşturucu işine bulaşınca MiT'i karıştırmalarını ve nihayet devlet onları kullanacağına, onların devleti kullanır hale gelmelerini kısmen öğrendik.
işin daha az bilinen boyutu, devletin bu arada neler yaptığıydı.
Aktarılanlara bakılırsa, devletin zirvesinde bu konu ilk kez 12 Eylül öncesi bir Milli Güvenlik Kurulu toplantısında gündeme geldi. Bazı devlet yetkilileri, hızla tırmanan ASALA terörü karşısında öfkeyle "Biz de onları öldürelim" deyince bu önerinin karşısına dikilen, dönemin MiT müsteşarı Korg. Hamza Gürgüç oldu.
Gürgüç, MiT'in yurtdışında silah kullanmasının mümkün olmadığını, böyle bir eğitimi de bulunmadığını belirtip "Böyle bir şey devlet olmaya yakışmaz. Üstelik diplomatlarımıza yapılan suikastları da artırabilir" dedi ve ekledi:
"Öldür emrini verecek makamlar, bu makam ne olursa olsun günün birinde açıklanacaklardır".
Kendisi bu cümleyi söylerken Başbakan Demirel'in tebessümle yüzüne baktığını Korg. Gürgüç yıllar sonra anlatacaktı.
BEKLENEN FIRSAT
Ancak 12 Eylül'den sonra işler değişti. Saldırıların arkası kesilmeyince devlet bir şeyler yapmaya karar verdi. Ve beklediği fırsat, korkunç bir eylem sayesinde karşısına çıktı.
Kanlı Esenboğa katliamında sağ ele geçirilen Leon Ekmekçiyan, Mamak'ta Devlet Başkanı Kenan Evren'in damadı, Köşk'ün güvenlik danışmanı, istihbaratçı Erkan Gürvit tarafından sorgulandı.
Ekmekçiyan, hayatı karşılığı bazı isimler ve adresler vermeye ikna edildi.
Tam o dönemde işe, Korg. Gürgüç'ten farklı bakan bir istihbaratçı Ankara'ya geldi. Teşkilatta kontrespiyonaj dairesinden emekli olmuş olan Hiram Abas, ASALA'nın temizlenmesi için "yurtdışında mukabil eylemler düzenlenmesinden" yanaydı. Operasyona gönüllü oldu.
"Kan Davası işi" ona verildi.
Operasyonu Köşk finanse edecek, ancak Hiram Abas Köşk'ün kadrosunda görünmeyecekti. Dış temsilciler lojistik konusunda destek olacaktı.
Abas'ın ekibi 5 kişiydi. Bazıları asker kökenliydiler. iyi dil biliyor ve çok iyi silah kullanıyorlardı. Hazır olduklarında kendilerine bir belge imzalatıldı. Yakalanırlarsa birbirleriyle ve devletle herhangi bir ilişkiyi asla kabul etmeyeceklerdi.
Ya işkence görürlerse..?
"Teşkilat"ın bu olasılığa karşı çok ilginç bir önlemi vardı. Tim mensuplarının sol koltuk altlarına bir ameliyatla 3 küçük hap yerleştirildi. Hapların içinde siyanür vardı. Kriz anında ameliyatlı yer, tırnakla yırtılacak ve haplar alınıp ihtihar edilecekti.
Yemin böyleydi.
MOSSAD'IN JESTi
Ekmekçiyan'ın verdiği isimler, Lübnan'da yaşıyorlardı.
Tim, Lübnan'a sızmakta zorlanmadı. Çünkü tam o günlerde israil, Lübnan'ı işgal etmiş ve Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) gerillalarıyla birlikte ASALA militanlarının üslerine de baskınlar düzenlemişti. Üstelik, MOSSAD, MiT'e bir jest yaparak bu baskınlara davet etmişti. Ekip, hemen çağrıya uyarak Bekaa'ya geçti. Bazı belgelere ulaştı. Ekmekçiyan'ın verdiği bazı isimler, belirli adreslere çekilerek (istihbarat jargonuyla "yemlenerek") "halledildi".
SÖZ TUTULMADI
Bu arada Hiram Abas, Lübnan'da Ekmekçiyan'ın annesini de ziyaret etti. Oğlunun hayatta olduğunu ve hayatta kalacağını söyledi. Birbirlerinden yardım istediler. Karşılıklı sözler verdiler.Ancak Beyrut dönüşü Abas'ı acı bir sürpriz bekliyordu. Devlet verdiği sözü tutmamış, Ekmekçiyan 29 Ocak 1983 günü asılmıştı.
istihbarat timleri Paris ve Atina'da
ORLY baskınının ardından önce Paris ve sonra da bütün başkentler ASALA üzerindeki şemsiyesini kaldırınca Avrupa Türk istihbaratçılar için elverişli bir "av alanı" haline dönüştü.
Avrupa'ya geçen timler, Paris ve Atina'da James Bond filmlerine taş çıkaracak sahneler yaşadılar. Hiram Abas'ın St Jeanne de Chantal Ermeni kilisesinin avlusuna bırakıp patlamaya 15 dakika kala bizzat ihbar ettiği bombalar, Paris'te Pont de L'alama köprüsünün sahanlığında çapraz ateşe tutularak öldürülen ASALA militanı, timin bir hatası sonucu Pire-Atina seferini yapan banliyö treninin bir vagonunda, kovaladıkları hedefle teke tek kalan ve kanlı bir boğuşa giren "Yakup Cemil" kod adlı tim üyesi...
Bütün bu inanılmaz olaylar yaşanırken Abdullah Çatlı Paris'te bir cezaevinde yatıyordu.
Bu olayların altına imza atanlara gelince...
Bugün 6 kişilik o timden geriye sadece 2 kişi kaldı. O 2 kişi, Hiram Abas'ın kendilerine yazıp bıraktığı bir şiiri hâlâ kutsal bir emanet gibi taşıyor:
"Ne alnımızda bir ayıp/Ne koltuk altında saçlı haçım/
Biz bu halkı sevdik ve bu ülkeyi/işte bağışlanmaz korkunç suçum".
tek amacı ilgi çekmek olan terör örgütü. 70 ve 80'lerde yaptıkları katliamın sebebi 1915'te ermenilere yapılanların propagandasını yapabilmekti. yapılan birçok cinayette not bırakarak katliamları üstlenmiş, hiçbirini inkar etmemiştir. yapmak istedikleri, "siz bizi dinlemediniz, yanımızda olmadınız, eğer dinlememeye devam ederseniz biz de cinayetlere devam ederiz" mesajı vermekti. nitekim başarılı da olmuştur. avrupa'da örgütün yaptığı katliamlarla ilgili yapılan haberlerin hemen arkasından "ama bakın 1915'te türkler de ermenileri öldürmüştü" şeklinde haberler yapılması da avrupa'nın bu vahşeti kutsaması, bir anlamda yanlış olarak görmemesi demekti. 1980'lerde çocuk sahibi olan türkiye ermenileri çocuklarına türkçe isimler vermek ve her yerde başları eğik gezmek zorunda kalmıştır. tüm bu yapılanları protesto etme amacıyla da ermeni asıllı bir vatandaşımız* taksim meydanında kendini yakarak yaşamını yitirmiştir.
eylemlerini sona erdirdikten bir süre sonra pkk'nın ortaya çıkması ile, pkk'nın da bir ermeni projesi olduğunu rahatlıkla anlamamızı sağlayan terör örgütü.
ermeni araştırmacı johannes lepsius'un da dediği gibi, gecekondu bir kürt devleti kurulmadan ermeni devleti kurulamaz...
hrank dink'i öldüren, son zamanlarda kilise ve sinagoglardaki din adamlarına saldırıp türkiye'yi dış ilişkilerde zor duruma düşürmeye çalışan örgüt. bu sayede yeniden üremeye çalışmaktadırlar. yani o cinayet ve saldırılar milliyetçiyim diye geçinenler tarafından değil, bu terör örgütünün oluşturduğu yeni birimin yediği halttır.
pkk'nın meşhur olmadan önceki yapımcısı..
sonrasında düet yapmışlar, kendilerince iyi işler çıkartmışlardır..
en çok katlettiği diplomatlarımızla akıllarda kalacaktır..
(bkz: never forget and never forgive)
abdullah catli tarafindan cokertilen ermeni teror orgutu.
simdi gelelim trivia kismina:
soru 1) mit neden abdullah catli'nin yetkisini farkli soyluyor?
cevap: mit'in isi bizim merakimizi tatmin etmek mi?
soru 2) bir adam bir oda adami nasil vurur?
cevap: gayette vurur. gafil avlar. adam mit ajani. o vurmuycakta biz mi vurucaz?
soru 3) ulkucu arkadaslar o kadar diplomat olurken nerdeydi?
cevap: ulkucu arkadaslar ocakta cay iciyorlardi. benim atifta bulundugum adam baska bir adam. devlet icin calisan bir ajan. sizin sokakta gordugunuz kupeli dovme gayretinde ulkucu diye gorunenler degil. elmayla armut hala ayni yerde. ayirin artik.
soru 4) asala'nin bitirilmesi icin neden cokus devri beklendi?
cevap: bize salak muamelesi yapanlarin bunun cevabini bulamamasi ne kadar komik. soru 2'yi sormadan bunu sorsaniz, o soru olmazdi.
soru 5) asala'yi bitirenler neden hakkari de degil?
cevap: 1) olmadigini nerden biliyorsunuz?
2) olsa bile bizim bilmemiz mumkun olabilir miydi?
3) asalayla pkk bir mi? (elma-armut ayrimi)
4) bilader bu kadar yazmissin, etmissin. eyvallah. da be guzel kardesim bu memleketin bir ordusu yok mu?
5) turk silah kuvvetleri ne is yapiyor?
6) hakkari'ye ajan soksan da orda bir oda adam mi var?
7) boyle bir devlet bilinci var mi?
8) ordunun emri olmadan pazara gider gibi insan avina mi gidelim?
bu isler bayat cem yilmaz esprisi yapmakla olmaz. merak buyurmasin ama kimse, ne zaman ki vakit geldi diyecekler bize; o zaman sehit sayisini yukselticez iste bedenlerimizle.
bir daha boyle kopekler bizim kanimizi emmesinler diye.
ek bilgi: sizin anladiginiz anlamda ulkucu ocaga giden kimsedir. ulku kelimesini arastirin. bizim ulkumuz farkli.
edit: abdullah catli hakkinda bildigim herseyi soner yalcin'dan duydum.
ünlü kıbrıs belgeselinde anlatılan ve bizim şimdiki "eşkiya" önceki "mitçiler" tarafından ağızlarının payını almış ermeni terör grubudur.fransadaki resmi binalarına konulan bombalarla bina yerle bir olmuş ve örgüt başları arabasına konan bombayla hayatını kaybetmiştir...
Nuri gündeş in acıklamasına göre ;
Asala'yı Çatlı ve Çakıcı gibi tipler bitirmediler. Boş yere övünüyorlar. Asala'yı 1983'deki Paris- Orly Havaalanına yaptıkları baskın bitirdi. Asala'ya para yardımı yapan Fransız ve Amerikalı Ermeniler, baskından rahatsız olunca, musluğu kapattılar ve olay bitti. Bu konuda rol almış Fransız yetkililer anlattığı için biliyorum. Musluğun kapanmasında asıl rol oynayanlar da, MiT ve Dışişleri Bakanlıklarıydı. Yoksa ASALA bizim kabadayılardan korktuğu için pes etmedi. Cinayetlerini abarttıklarından dolayı durduruldular.
Kaynak : hürriyet gazetesi
ermenistan'in planli kaos cali$malarina ornek te$kil edebilecek bir orgut. turkiye'nin cevabi ise kontrgerilla harekatlar olmu$tur ki ba$arisi ortadadir, o donem icin bu tarz kontrgerilla orgutlenmelerin aslinda gerekli oldugunu du$undurur. lakin devir degi$ti artik, ulke bekasi davarlarin tekelinde ama gudecek cobanlar ortada yoktur.
* 27 Ocak 1973 Los Angeles Başkonsolosu Mehmet Baydar ve Konsolos Bahadır Demir, 78 yaşındaki Amerikan uyruklu Ermeni Gurgen (Karakin) Yanikiyan tarafından öldürüldü. Yanikiyan, Baydar ve Demir'i Türk-ermeni dostluğunu geliştirme bahanesiyle kendi evine yemeğe çağırmıştı.
* 22 Ekim 1975 (Avusturya) Türkiye'nin Viyana Büyükelçisi Daniş Tunalıgil 3 saldırgan tarafından makamında öldürüldü.
* 24 Ekim 1975 (Fransa) Türkiye'nin Paris Büyükelçisi ismail Erez ve makam şoförü Talip Yener, büyükelçilik yakınlarında pusuya düşürülerek öldürüldü.
* 16 Şubat 1976 (Lübnan) Türkiye'nin Beyrut Büyükelçiliği Başkatibi Oktar Cirit, bir salonda otururken öldürüldü. ASALA ilk kez bu cinayetle adını ortaya attı.
* 9 Haziran 1977 (italya) Türkiye'nin Vatikan Büyükelçisi Taha Carım, büyükelçilik ikametgahının önünde iki örgüt üyesinin açtığı ateş sonucu öldürüldü. Saldırıyı bu kez "Ermeni Soykırımı Adalet Komandoları" adlı örgüt üstlendi.
* 2 Haziran 1978 (ispanya) Türkiye'nin Madrid Büyükelçisi Zeki Kuneralp'in makam aracına 3 terörist tarafından ateş açılması sonucu büyükelçinin eşi Necla Kuneralp ile emekli büyükelçi Beşir Balcıoğlu, hayatlarını kaybettiler. Saldırıyı "Ermeni Soykırımı Adalet Komandoları" adlı örgüt üstlendi. Bu olayda makam Şoförü ispanyol Atonyo Torres de kurşunlara hedef oldu.
* 12 Ekim 1979 (Hollanda) Türkiyenin Lahey Büyükelçisi Özdemir Benler'in oğlu Ahmet Benler, silahlı saldırı sonucu öldürüldü. Olayı bu kez hem "Ermeni Soykırımı Adalet Komandoları" hem de ASALA ayrı ayrı üstlendi.
* 22 Aralık 1979 (Fransa) Türkiye'nin Paris Turizm Müşaviri Yılmaz Çolpan bir saldırı sonucu öldürüldü. Saldırıyı "Ermeni Soykırımı Adalet Komandoları" adlı örgüt üstlendi.
* 31 Temmuz 1980 (Yunanistan) Türkiye'nin Atina Büyükelçiliği idari Ataşesi Galip Özmen ile 14 yaşındaki kızı Neslihan Özmen, bir silahlı saldırı sonucu öldürüldü. Galip Özmen'in eşi Sevil Özmen ve oğulları Kaan Özmen olaydan yaralı olarak kurtuldular. Saldırıyı ASALA üstlendi.
* 17 Aralık 1980 (Avustralya) Sidney, Türkiye'nin Avustralya Başkonsolosu Şarık Arıyak ile koruma görevlisi Engin Sever öldürüldü.
* 6 Şubat 1980 (isviçre) Türkiye'nin isviçre Büyükelçisi Doğan Türkmen, Bern'de uğradığı saldırıdan yara almadan kurtuldu.
* 17 Nisan1980 (Vatikan) Türkiye'nin Vatikan Büyükelçisi Vecdi Türel'in makam aracına ateş açıldı. Türel ve koruma görevlisi Tahsin Güvenç saldırıdan yaralı olarak kurtuldular.
* 26 Eylül1980 (Fransa) Türkiye'nin Paris Büyükelçiliği Basın Danışmanı Selçuk Bakkalbaşı, uğradığı silahlı saldırıda yaralandı.
* 4 Mart 1981 (Fransa) Türkiye'nin Paris Büyükelçiliği Çalışma Ataşesi Reşat Moralı ile din görevlisi Tecelli Arı, Çalışma Ataşeliği' önünde saldırya uğradılar. Moralı saldırı sırasında hayatını kaybederken, din görevlisi Arı, ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede öldü. Saldırıyı ASALA üstlendi.
* 9 Haziran 1981 (isviçre) Türkiye'nin Cenevre Başkonsolosluğu Sözleşmeli Sekreteri Mehmet Savaş Yergüz uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetti. Saldırıyı ASALA üstlendi. Olaydan sonra yakalanan Lübnan uyruklu Mardiros Camgozyan, 15 yıl ağır hapis cezasına çarptırıldı.
* 24 Eylül 1981 (Fransa) Türkiye'nin Paris Başkonsolosluğu ile Kültür Ataşeliği'nin bulunduğu binayı işgal eden 4 örgüt üyesi, 56 Türk görevli ve vatandaşı rehin aldı. Teröristler, kendilerine müdahale etmek isteyen güvenlik görevlisi Cemal Özen'i öldürdüler, Başkonsolos Kaya inal'ı yaraladılar. Olayı ASALA üstlendi. Saldırıyı gerçekleştiren 4 kişi, Vasken Sakosesliyan, Kevork Abraham Gözliyan, Aram Avedis Basmaciyan ve Agop Abraham Turfanyan, 31 Ocak 1984'de Fransa'da 7'şer yıl hapis cezasına çarptırıldılar. Mahkemenin sonucu Türkiye'de tepkiyle karşılandı.
* 2 Nisan 1981 (Danimarka) Türkiye'nin Kopenhag Çalışma Ataşesi Cavit Demir, oturduğu apartmanın asansöründe uğradığı silahlı saldırıdan yaralı olarak kurtuldu.
* 25 Ekim 1981(italya) Türkiye'nin Roma Büyükelçiliği ikinci Katibi Gökberk Ergenekon yolda yürürken uğradığı saldırıdan hafif yaralarla kurtuldu.
* 28 Ocak 1982 (ABD) Türkiye'nin Los Angeles Başkonsolosu Kemal Arıkan öldürüldü. Arıkan'ın katili Taşnak militanı Hampig Sasunyan, müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
* 5 Mayıs 1982 (ABD) Türkiye'nin Boston Fahri Başkonsolosu Orhan Gündüz, uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetti.
* 7 Haziran 1982 (Portekiz) Türkiye'nin Lizbon Büyükelçiliği idari Ataşesi Erkut Akbay otomobilinde uğradığı silahlı saldırıda öldürüldü; eşi Nadide Akbay yaralı olarak kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi.
* 27 Ağustos 1982 (Kanada) Türkiye'nin Ottawa Büyükelçiliği Askeri Ataşesi Atilla Altıkat silahlı saldırı sonucu öldü.
* 9 Eylül 1982 (Bulgaristan) Türkiye'nin Burgaz Başkonsolosluğu idari Ataşesi Bora Süelkan öldürüldü.
* 8 Nisan 1982 (Kanada) Türkiye'nin Ottawa Büyükelçiliği Ticaret Müşaviri Kani Güngör, uğradığı silahlı saldırıda yaralandı.
* 21 Temmuz 1982 (Hollanda) Türkiye'nin Rotterdam Başkonsolosu Kemal Demirer'e konutu önünde silahlı saldırıdan yara almadan kurtulurken, saldırgan yaralı olarak yakalandı.
* 7 Ağustos 1982 (Türkiye) 2 ASALA örgüt üyesinin Ankara Esenboğa Havalimanında düzenlediği silahlı baskında 8 kişi öldü, 72 kişi yaralandı. Bu örgütün Türkiye'deki ilk eylemi oldu.
* 9 Mart 1983 (Yugoslavya) Türkiye'nin Belgrad Büyükelçisi Galip Balkar'a 2 örgüt üyesi tarafından silahlı saldırı düzenlendi. Olayda ağır yaralanan Balkar, 11 Mart'ta hayatını kaybetti. Olayda bir Yugoslav öğrenci de öldü. Saldırıyı yapan Kirkor Levonyan ile Raffi Aleksandr, olaydan tam bir yıl sonra 9 Mart 1984'de 20'şer yıl ağır hapis cezasına çarptırıldılar.
* 14 Temmuz 1983 (Belçika) Türkiye'nin Brüksel Büyükelçiliği idari Ataşesi Dursun Aksoy silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti.
* 27 Temmuz 1983 (Portekiz) Türkiye'nin Lizbon Büyükelçiliği, 5 örgüt üyesi tarafından basıldı ve bina içindekiler rehin alındı. Baskın sırasında büyükelçilik Müsteşarı Yurtsev Mıhçıoğlu'nun eşi Cahide Mıhçıoğlu hayatını kaybetti. Portekiz polisi, düzenlediği operasyonla rehineleri kurtardı, 5 teröristi de öldürdü. Saldırıyı, "Ermeni Devrimci Ordusu" adlı örgüt üstlendi. Örgüt, üyelerinin öldürülmesi nedeniyle Portekiz Başbakanı Mario Soarez'i ölümle tehdit etti.
* 16 Haziran 1983 (Türkiye) istanbul Kapalıçarşı'da bir terörist tarafından halkın üzerine ateş açıldı. Olayda 2 kişi öldü, 21 kişi de yaralandı. Saldırgan, olay yerinde öldürüldü.
* 15 Temmuz 1983 (Fransa) THY'nin Paris Orly havalimanındaki bürosu önünde bomba patladı. Olayda, 2'si Türk, 4'ü Fransız, 1'i Amerikalı, 1'i de isveçli olmak üzere 8 kişi öldü, 28'i Türk, 63 kişi de yaralandı. Bu olay tarihe "Orly Katliamı" olarak geçti.
* 28 Nisan 1984 (iran) Türkiye'nin Tahran Büyükelçiliği Sekreteri Şadiye Yönder'in eşi, iran ile Türkiye arasında ticaret yapan işadamı Işık Yönder, bir ASALA militanı tarafından öldürüldü.
* 20 Haziran 1984 (Avusturya) Türkiye'nin Viyana Büyükelçiliği Çalışma Ataşesi Erdoğan Özen, otomobiline yerleştirilen bombanın patlaması sonucu öldü. Olayı, "Ermeni Devrimci Ordusu" adlı örgüt üstlendi.
* 27 Mart 1984 (iran) Türkiye'nin Tahran Büyükelçiliği Ticaret Müşavir Yardımcısı Işıl Ünel'in otomobiline bomba yerleştirmeye çalışan bir terörist, bombanın elinde patlaması sonucu öldü.
* 28 Mart 1984 (iran) Tahran'da Büyükelçilik Başkatibi Hasan Servet Öktem ve Büyükelçilik Ataşe Yardımcısı ismail Pamukçu, evlerinin önünde uğradıkları silahlı saldırıda yaralandılar.
* 19 Kasım 1984 (Avusturya) Türkiye'nin BM temsilciliğinde görevli Enver Ergun, aracına yerleştirilen bombanın patlaması sonucu öldü. Bu olayı da, "Ermeni Devrimci Ordusu" adlı örgüt üstlendi.
123124 tane kaynaktada bir çok belgeyle anlatıldığı gibi masalsı biçimde abdullah çatlı ve 2 kankası tarafından yıkılmamış örgüt.
Asala örgütünün yıkılması kısaca özetlenecek olursa üç önemli nedene dayanır
1)kendi iç hesaplaşmaları:
Örgüt yönetimsel sorunları ve bazı çekişmeler neticesinde bir çok merkezli biçimde kontrol edilmeye çalışılmıştır bunun sonucunda irtibatsızlıklar ve bölünmeler yaşanmıştır.
2)avrupa ülkelerinin desteği kesmesi:
Örgütün yaptığı eylemlerde kilit rol oynayan bürokratların bir şekilde deşifre olması, kullanılan sahte kimlik ve pasaport gibi belgelerin kimler tarafından hazırlatıldığının gizliliğini yitirmeye başlaması sonucu olayın arkasında gözükmek istemeyen avrupalı ülkeler desteklerini kesmiştir.
3)türkiyede destek bulunamaması:
türkiyede yaşayan ermeni asıllı insanların asala örgütünün yaptığı eylemleri desteklememesi ve bunlara ön ayak olmayı reddetmesi sonucunda asala türkiye içerisinde etkisizleşmiştir.
bünyesinde bulunan bu kadar ciddi üç sorunu aşması mucize sayılacak örgüt tarihin tozlu sayfalarına gömülmüştür.
ayrıca örgütün zayıflatılması için bazı mit ajanları görev almış ve üst düzey yetkililerine farklı ülkelerde saldırılar düzenleyip kimi zamanlar başarılıda olmuşlardır, ancak bunlar en fazla karşı misilleme olmuştur.*.