sözleri baz alındığında bildiğin şiirdir, şiirsellik içine işlemiştir bu şarkının.
"ve tanrı ne sende varolan iyilikle ilgileniyor
ne de başkalarında bunun yokluğuyla
ilgilenmiyor ayrıca senin pencerelerde oturup
yarattığı dünyayı yargılamanla
toplanırken üzüntüler çevrende
çirkin,yararsız ve abartılı biçimde"
sözleri en dokunan yerlerden birisidir.
müziğe gelince; fondan gelen piyano sesi çok etkileyicidir. entrümanlar birbiriyle ahenk içinde eşlik etmektedir muhteşem sözlere.
nick cave'in sesine gelince; bu şarkıyı söyleyebilen ender insanlar çıkar. nick cave ise bu ender insanlardan biridir işte. o etkileyici sesi sözler ile birleşince müthiş bir tını çıkar ortaya. severek dinlememek elde değildir.
şarkıda kim konuşacaksa kedi yavrusu onun kucağına geçer. öyle güzel tasvirler barındırır ki, gözünüzü kapatıp şarkıyı dinlediğinizde tüm hikayeyi görürsünüz.
1900'lı yılların başında atonal muzikle beraber einsteinın genel görelilik kuramının ortaya çıkması bir raslantı değildir; zira müzik ile zaman son derece birbiriyle ilintilidir.
bu şarkı da newtoncu mutlak zaman kuramını einsteinvari bir tutumla paramparça ediyor, dinlerken zamanın dışına atılmışız da bir türlü içine girmeyi istemiyormuşuz gibi bir izlenimin peşinden sürükleniyoruz. dinlenilmesi de zordur, dinlenilmemesi de...
işte sırf bu yüzden ne zaman biri çalsa ya da ondan bahsetse benim de söyleyeceklerim var demekten kendimi alıkoyamıyorum...
bu şarkı insana tutunacak hiç bir yer bırakmıyor; uzay zaman yıkılmış, sonsuz bir düşüş gibi...
bu da son derece şiirsel sözleri:
üzüntüyle yanına oturduğumda
pencerede,camdan bakarken
kedi yavrusu okşadı kucağında
ve geçmişe dönüşürken seyrettik dünyayı,
buydu usulca bana söylediği sözler
ve faltaşı gibi, yeni açılmış gözlerle
yüzlerimizi dayadık cama
üzüntüyle yanına oturduğumda
dedi ki "baba,ana,kızkardeş,erkek kardeş,
amca,teyze,hala,yeğen
asker,denizci,fizikçi,işçi
aktör,bilimadamı,teknisyen,papaz
dünya ve ay ve güneş ve yıldızlar
hepsi orada, deviniyor sonsuza değin
deviniyor ve şaşkınlık vererek"
sonra gülümsedi ve bana döndü
ve ona cevap vermemi bekledi
saçları dökülüyordu omzundan aşağı
üzüntüyle yanına oturduğumda
üzüntüyle yanına oturduğumda
kedi yavrusu nazikçe kucağıma
ve tekrar dayadık cama
birbirinden farklı yüzlerimizi
"bu güzel olabilir" dedim
"ama caddede düşene baksana
komşularına karşı davranışlarını gör
ayaklarının altındaki ezilişine
dışadönük hareketler ulaşmıyor hiçbir yere
herkes kendi acil ihtiyacının endişesinde
çukurdan çıkmaya çalışan adama bak
ve de gözleri görmeyene çarpıp tökezleyene"
titreyen ellerimle döndüm ona doğru
ve aldım saçlarını gözlerinden
kedi sıçradı onun kucağına
üzüntüyle yanına oturduğumda
sonra perdeleri indirdi
ve dediki "ne zaman öğreneceksin acaba
orada camın ardında olan bitenin
seninle ilgisi olmadığını?
tanrı kalp vermiş sana
kardeşlerinin kalbinin yuvası değilsin sen
ve tanrı ne sende varolan iyilikle ilgileniyor
ne de başkalarında bunun yokluğuyla
ilgilenmiyor ayrıca senin pencerelerde oturup
yarattığı dünyayı yargılamanla
toplanırken üzüntüler çevrende
çirkin,yararsız ve abartılı biçimde"
ve böylece çevirdi başını öteye
damlarken gözlerinden kocaman yaşlar
silemedim yüzümdeki gülümsemeyi
üzüntüyle yanına oturduğumda
father, mother, sister, brother....earth and moon and..... no more shall we part albümünün en çok ses getiren şarkısıdır. klibi nick cave and the bad seeds'in her zamanki önde danseden nick cave tarzındadır...dinlenesidir. (bkz: hallelujah)
gerek başındaki piano ve çello sesleriyle, gerek Nick Cave'in sesiyle çok fazla duyguyu sığdırıp tekrar tekrar dinlemene ve her defasında by her side derken çoktan ortamdan kopmana sebep olan çok özel şarkı.
no more shall we part bir peri masalıysa, canavarların etkisiz hale getirilerek krallığın tekrar eski huzurlu, dingin haline geldiği bölüm budur kesinlikle .