romantik komedi. bir filmin içerisinde jack nicholson varsa, o film iyi filmdir. obsesif kompulsif bozuklukların işlendiği eğlenceli ve sürükleyici bir film. diyaloglar ise harika.
komşusuna "sen ölmedin mi daha?" ve "kadınlara bu kadar uzak olup onları nasıl bu kadar iyi yazabiliyorsunuz?" diye soran editöre "erkekleri alıyorum. içinden mantık ve sorumluluğu çıkartıyorum.ortaya mükemmel bir kadın profili çıkıyor." şeklinde cevap vermesi ve eşcinsel komşusunu depresyonun yüz karası olmakla suçladığı sahnelerle beğenimi kazanmış, kaliteli bir romantik-komedidir.
jack nicholson ve helen hunt'ın şahane oyunculuk gösterdiği romantik komedi filmi.
ileri derecede obsesif kompulsif bozukluğun ne derece kötü bir hastalık olduğu güzel işlenmiş filmde. köpeğin zekasına hayran kalmamak elde değil. ayrıca replikler de filme çok ayrı bi hava katmış.
harika bir film. insanların önyargılarının nasıl kırılabileceğini, herkesin içinde mutlaka bir parça da olsa sevginin barındığını anlatıyor. jack nicholsona bir kez daha hayran olmamak elde değil.
Melvin kendisine yöneltilen nasıl oluyorda kadınlar hakkında bu kadar iyi tanıyorsunuz sorusuna
erkekleri alıyorum,onlardan sorumluluk ve mantıgı çıkarıyorum cevabını verir.
Aslında o kadar ahım şahım Çok etkileyici bir senaryosu olmasada ve film durağan geçsede içinde okbli bir karakter olduğundan ve bu karakteri jack nicholson oynadığından kendini izletir ve nicholson gibi bir aktör bu rolünü hakkını fazlasıyla vermiştir ayrıca okbli insanlar için filmde çok hoş mesajlarda var.
Büyük oyuncu Jack Nicholson ın aslında kendisine en çok yakışan rollerden birine verdiği hayatla devleştiği bir film. Özellikle kurduğu replikler ve tabiri caizse laf soktuğu anlarda yerlerdeydik. Öyle abartı bir komedi değil ama ince espriler ve karakterler ile suratta sürekli bir gülümsemeye neden olan, bunu da iki saat boyunca başarabilen nadir filmlerden. Filmin sonlarına doğru Helen Huntın bana iltifat et dedikten sonra jack Nicholsonın ağzından çıkan "You make me want to be a better man" cümlesi efsane olmuş bir cümle ki aslında film geneline buna benzer cümleler hakim. izleyenin tadı damağında kalan izlemeyenin çok şey kaybedeceği bir film kısaca.
"you make me wanna be a better man" gibi, dünyanın en hoş iltifatının yer aldığı güzel film. bire bir çevirisi olmasa da, anlam bakımından "bende, daha iyi bir adam olma isteği uyandırıyorsun" olarak düşünülebilir ki bir kadına söylenecek en güzel cümleler arasında kafaya oynar.
hatta bu bir seçim şartı bile olabilir.
ilişkinin sizi götürdüğü yerde dönüşeceğiniz insan, aynı zamanda olmak istediğiniz insan mı? yoksa bu ilişki sizden toksik, kıskanç, obsesif bir manyak mı çıkartacak?
evet bu gerçekten bir kıstas.