benim de sahip olduğum bir çeşit ruh hastalığıdır. dozunda yapıldığı sürece herhangi bişi kazandırmasa da, pek bir sakıncası olmayandır. ancak işin dozu kaçırılırsa, ve bu takıntı haline gelirse hayat kalitenizi dahi etkileyecek daha da ağır psikolojik sorunlara sebebiyet verecektir. ve aynı zamanda maddi anlamda hiçbir kazanç sağlatmayan, ve çok fazla zaman harcayan birşeydir. bu tamamen yönelim ve zevk meselesi. bana kalırsa da arşivcilik ruhunun tek getirisi, manevi bir değere sahip olması. ve aslında arşivcilik ruhunu cezbeden yeterli bir sebep bu.
öyle ki yıllardan beri varlığını sürdüren bu ruh, geçmişte ara ara kendini gösterse de yaklaşık 3 ay önce lg marka bir dvd writer satın aldıktan sonra, aktif bir şekilde tekrardan yaşamını sürdürmeye başlamıştır. şuanda aktif olarak severek izlediğim filmleri ve dizileri, belgeselleri, çizgifilmleri ve dinlediğim müzikleri yazılabilir dvd'lere arşivlemekteyim.
neden dvd amuğagoduuum?! dediğinizi duyar gibiyim. şöyle cevap vereyim;
arşivcilik ruhunun şöyle bir özelliği vardır, arşivcilik ruhu tektir, ama sunduğu özellikler şahsidir diye. bu da benim şahsi özelliğim. kimisi usb'ye, kimisi hdd'ye, kimisi de benim gibi dvd'lere, veya da cd'lere arşivleme yapıyor. e küçüklüğümden beri de optik disklere ayrı bir ilgisi olan ben, bu tip bir arşivcilik ruhu özelliği edinmekten de kaçınamıyor haliyle.
herkeste olmayan marjinal kişilerin yaptığı manevi olaydır. bende bi sanatçın arşivini yaparım bi fotoya küpüre 1000 tl para verdiğim zamanlar oldu yıllarca inanılmaz paralar harcadım bazı videolar sadece bende var ünlü bi tv kanalından yetkili biri sizde şu video varmış bize verin şu parayı verelim falan dedi olmaz dedim çünkü o metaryelin arşiv değeri düşecekti? arşivcilikte bi kural vardır kimsenin elinde olmadığı nadide parça sadece sizde olmalı 2 inci kişide olduğu an onun değeri düşüyor.