her yemek yediğimizde bizi ziyaret eden uçan obur böcek. yemekler oldukça ilgisini çekiyor ve bu ilgisinden dolayı sürekli kovalamak zorunda kalıyoruz. ama inatçı bir şekilde biraz dolanıp gene geliyor. bugün ekmek içi kırıntısına geldi boş tabakta. yediğim yemek tabağı olmayınca kovmadım. bir süre arı uğraşarak o kırıntıyı aldı ve havalandı gitti. geçen gün de tavuk yerken geldi. yemek yediğimiz tabağa konmasın diye birkaç kez kovaladıktan sonra kemik artıklarını koyduğumuz tabağa geldi. bıraktım gene kendi haline ve dikkatle onu izledim. ilginçtir, kemikte kalan et parçasını kemikten ağzıyla jiletle keser gibi kesti ve o tavuk eti parçasını iki ayağı arasına alarak uçup gitti. arı da öyle bir alıştı ki, menüde bugün bakalım ne var diye her günkü ziyaretini pek bırakmayacak gibi.
yeryüzündeki en karizmatik, en delikanlı, en onurlu hayvandır.
her şeyden önce muazzam gibi bir görüntüsü vardır. tasarımı şık, renkleri özgündür. helikopter pervanesini andıran kanatları ve güneş gözlüklüymüş gibi duran göz yapısıyla her daim karizmatiktir.
tek sıkımlık mermisi vardır. iğnesini tehdit gördüğü şeye batırdığı an kendisi de ölecektir.
bunun bilincinde olmasına rağmen, kimseye eyvallahı yoktur. kafası atarsa kendisinden 100'lerce kat büyük canlılara karşı bile tereddüt etmeden saldırır. böyle de delikanlıdır işte.
Arılarda hiyerarşi
-arılar kayıtsız şartsız kraliçeye itaat ederler. Sanki bir devlet başkanını korur gibi bir grup muhafız arı sürekli kraliçeyi korur. Bu işi en kıdemli arılar yapar. Petekten yeni çıkan kıdemsiz arılar bir nevi kovan içinde petek örmek gibi ayak işleri yaparak staj yaparlar. Kovan içinde belli bir süre çalışan arı dışarıdan bal getirmeye hak kazanır ve kovan deliği civarında kıdemli arılar tarafından uçmaya eğitilir.
Arılarda sadakat
-arılar bir vatandaşın devletine ve milliyetine bağlılığından daha fazla kovanlarına bağlıdırlar. Herhangi bir tehlikeyle karşılaştıklarında Canları pahasına kovanlarını korurlar. Bir kraliçeden olma ilk arılar kraliçe yaşlanınca onunla beraber kovanı terk ederler. Buna oğul verme denir.
Arılarda iletişim
-arılar dışarıdaki bir Çiçek yığınını veya tehlikeyi petek üzerinde belirli figürler yaparak kovan içindeki diğer arılara haber verir. Bal topladıkları çiçeklere bir koku bırakarak diğer arıların da o çiçekte bal arayıp boşa vakit kaybetmesini engellerler.
Arılarda savaş
-iki ayrı koloni şerbet veya reçel gibi yoğun bir nektar kaynağı bulunca birbirleriyle ölümcül bir savaşa tutuşur. Buna yağma denir. Bu savaş öyle şiddetlidir ki toplamda 100.000 arının öldüğü korkunç rakamlar ortaya çıkar. Bu yaklaşık 2 kovan arı demektir.
çok zeki varlıklar. arılar hayatlarının 4. dönemlerinde kovan girişinde nöbet tutarlar. kovana yabancı bir canlı girmeye çalıştığı zaman onları öldürürler. gece 2 adet arının kovan önünde durduğunu bir kaç gün gözlemledim gerçekten doğru bir olay. bal arılarının iğnesi oval hançer gibidir, soktukları yer eğer kalın bir madde ise iğneyi çektiği zaman iç organları parçalanır. ama eşek arısı dediğimiz siyah iri arının iğnesi düzdür bir insanı 4-5 kere sokabilir.
arıgiller ailesinden zar kanatlıyani kanatları saydam ve az damarlı böceklerin genel adı.
başlıca türü bal arılarıdır. bal arıları yaban arılarından bedenlerinin tüylü ve çiçektozu toplamaya yarayan arka ayaklarının bir sepetçik biçimine dönüşmüş olmasıyla ayrılır. türlerine göre, yalnız ya da topluluk halinde yaşayan birçok yaban arısı vardır. yalnız yaşayan arılar, yuvalarını toprağın içine, oyuklara, salyangoz kabuklarına vb. yaparlar.
topluluk yaşamının en büyük aşaması bal arılarında gözlenir. 15-20 mm boyunda, esmer renkli böcekler olan bal arılarının oluşturdukları koloni 3'e ayrılır: erkek arılar, başları büyük ve kanatları uzundur. dişi arılar kanatları kısa ve uzun bir iğneye sahiptirler. işçi arıların ise siyah anten ve bir iğneleri vardır. işçi arılar aralarında iş bölümü yaparak, yavruları besleme, petekleri temizleme, çiçek özü toplama, havalandırma vb. görevleri üstlenirler.
Arıların yuvaları, balmumundan yapılmış petekgözlerinden oluşur. Balmumu, arının karnının altında bulunan özel bezler tarafından salgılanır. iki çeşit olan petekgözlerinin bir bölümü balla ya da çiçektozuyla doludur; geri kalanların her birinde, dişi arının yumurtladığı bir yumurta bulunur. Yumurtalardan çıkan kurtçuklar, işçi arılar tarafından beslenerek önce nemfe, daha sonra da erişkin arıya dönüşürler.
Yumurtaların içinde bulunduğu petekgözleri de üç çeşittir. Orta boyda olanlardaki yumurtalardan eksik beslenme sonucunda cinsellikleri körelen işçi arılar, daha büyüklerindeki yumurtalardan arı sütüyle beslenen ana arılar, en büyük petekgözlerindeki döllenmiş yumurtalardan da erkek arılar çıkar.
Ana arıyla bir erkek arının çiftleşmesi, çiftleşme uçuşunda gerçekleşir. Kraliçe, arı kovanı çok kalabalıklaşınca işçi arıların bir kısmını alarak kovandan ayrılır: Bu olaya oğul verme denir. Çiftleşme uçuşundan sonra yararsız hale gelen erkek arılar, bazen işçi arılar tarafından öldürülür.
Arılar arası iletişime gelecek olursak (bkz: hayvanların dili/#32753390) çeşitli araştırmalar yapılmış olup avusturyalı karl von frisch'in çalışmalarından sonra, bir işçi arının bir besin kaynağı bulduktan sonra bu yeri karmaşık bir dans aracılığıyla kovandaki öbür arılara bildirdiğine inanılmıştır. Ancak yapılan başka çalışmalarda ana arının salgıladığı ferormonun daha önemli yeri olduğu tespit edilmiştir.
belirtmek lazım ki yaşam döngüleri kısmende olsa insanların toplumsal yaşamına benzemektedir, bu işin ilginç yanı.
*Arılar çiçeklerden topladıkları nektarı çiğner ve suyunu emerek kuruturlar Daha sonra kuruttukları nektarı kusarak bal oluştururlar.
*Arılar yarım kilo bal yapabilmek için arılar iki milyondan fazla çiçekten bitki özü toplamak zorunda.
*Arılar, sivrisinekler ve diğer ses çıkaran böcekler kanatlarıyla bu sesi çıkarırlar.
*Arıların başlarının üzerinde 3 küçük, ön tarafta ise 2 büyük olmak üzere toplam 5 gözleri bulunuyor.
*Arıların bazı çiçeklerden yaptığı balların zehirli olduğunu, bu zehrin arıları etkilemediği için arıların bu çiçeklerden de nektar topladıklarını, ancak yaptıkları balın insanları zehirlediğini ve bu zehirli bala deli bal dendiğini biliyor musunuz?
*Bir arı uçabilmek için saniyede 60 kere kanat çırpmak zorundadır.
*Bir arı yaklaştığında duyduğunuz 'bız’ sesi, dakikada 11,400 kez çırptıkları kanatlarının sesi. Arılar saatte en az 15 millik hızla gider.
*Bir arının 1 litre bal yapabilmesi için yaklaşık 2 milyon çiçek gerekiyor.
Eski bir inanışa göre evinize giren bir arı, gelmekte olan misafire işaret eder. O arıyı öldürürseniz hoş bir misafirle karşılaşmazsınız. Yani siz en iyisi o beklenmedik bal arısını çaya davet edin.