introsunu izleyince beni çocukluk yıllarıma götürmüş çizgi film. insan ne kadar büyürse büyüsün, isterse elli yaşında olsun, içindeki o çocuk ölene kadar kalıyormuş. *
gerçekten de bir arının yaşamını tüm doğallığıyla anlatmayı başarmış bir yapımdı. karınca z, bir böceğin yaşamı gibi filmlerin yaptığını onlardan yıllar önce üstelik çok daha samimi bir şekilde yapmıştı. benim gibi düşünenlerin olduğunu da görerek şunu soruyorum kendime; biz mi çok geri kafalıyız yoksa eskiden pek çok şey daha mı güzeldi?
ih li bidiğh midiğh fidiğh mayaaaaaaaa
Aylin Maylin hautzın mörlin mayaaaaa
Maaaaaaaya fidel eğhzun fide lel! diye telaffuzunu yapardık. ilk telaffuzu yapan mahalle literatürüne öyle geçirirdi. başka telaffuz çıkmazdı mahallenin pipisi yarı fora çevirmenlerinden.
çocukken arasıra seyrettiğim bir çizgi filmdi. arı maya baş karakter onun arı arkadaşları vardı. sanırsam bir de çiçekten evleri vardı. hamamböcekleri ve diğer zararlı böceklere karşı savaşıyorlardı heralde unuttum.
orijinal adlı dıe biene maja olan ve waldemar bonsels tarafından kaleme alınan çocuk masalıdır.
bu masal maya adın da iyi kalpli, saf, küçük ve dünyayı tanımak isteyen bir arının maceralarını konu edinir.
arılar arasında çıkan bir isyan sırasında maya yuvasından kaçar ve dış dünyayla tanışır. böceklerin hayatını görür.
günümüz çocukları arasında pek bilinmeyen bu masal/çizgi film kahramanı 1990 nesli arasında bilinir.
takvimi olan mayalarla ilgisi olmayan zamanının en sevilen çizgi film karakterindendir. hemen her yerde karşımıza çıkardı resimleri. görünce anılar depreşiyor ama ne çare? o kaldı yerinde biz ilerliyoruz kıyametimize doğru.
Küçükken en sevdiğim çizgi film karakteriydi kendileri meğersem oda bir mayaliymis kıyamet elçisi. Neyse elçi'ye zeval olmaz şirin'dir yine de kendileri.
Sabahları alarmla uyanırdım arı maya izlemek için, bitince de geri uyurdum çok erken çıkardı ben küçükken. ileride çocuklarıma da izleticeğim çizgifilm.
Belleklerimize yer etmiş, kokusuyla tazecik zihnimize kazınmış efsane silginin kahramanıdır. ilk alındığı zamanlar koklamaya doyamazdık, zararlı denmesine rağmen içimize çekerek koklardık, yiyenler de vardı..