arçelik

    59.
  1. bayilerinin amına koyan firma. yaptıkları resmen faşizm. istemeden mal gönderirler. kafalarına göre yazarlar, iade etmek istediğinizde çeşitli yollardan tehdit ederler. bölge müdürlerine kota falan koyar, bölge müdürleri de bayilerin amına koyar. saçma sapan ithal küçük ev aletleri vardır. hemen hemen hepsinin ömrü 2 senedir. 2 seneyi geçtikten sonra bozulmaması bir mucizedir. 2 seneden fazla kullandığınız arçelik ya da beko marka küçük ev aletiniz varsa allahın mucizesi bu diyerek peygamberliğinizi ilan edebilirsiniz. ya da siktir edin onun da bozulmasını bekleyin. leş bir firmadır. türkiye'de ucuz alternatifi olmadığı için büyümüş, götü kalkmıştır. ısrarla almayınız.
    10 ...
  2. 79.
  3. 3 yılda sırasıyla buzdolabı, 2 kez televizyon, bulaşık makinesi, kombi ve son olarak fırın bozuldu.
    Kennedy ailesi gibi olduk amk.
    4 ...
  4. 68.
  5. Türkiyenin bel kemiği firmalarından birisidir
    bu sene personellerine bayram için televizyon verdi iyi hoş ama fabrikada bulunan taşeron işçilerine ki bunlar 50 60 kişi hiç bir şey vermedi bunun üzerine reklamı beni güldürüyor 40 bin küsür yurt dışı çalışanı varmış bilmem ne ''ver du yu vörking?'' ''arceliiiiik'' diyor ablamız gururla, tamam anladım ama sen fabrikandaki çalışanını daha doğrusu vatandaşını ayırırsan ne anlamı kalır? bilmem kaç tane yurt dışı çalışanının olması onlara arceliiik taşerona ne? hani aşkla yapıyorduk işimizi hani kuşlar ağaçlar?
    4 ...
  6. 1.
  7. elektrikli ev eşyaları üreten ve satan türk firması..
    3 ...
  8. 76.
  9. 3.
  10. evdeki tüm beyazeşyaların arçelik olması sebebiyle bilgisayarı da arçelik alıp seriyi bozmamak adına yaptığım hatanın ana kahramanı**
    2 ...
  11. 51.
  12. haziran ayında emektar arçelik ankastre ocağımızın bozulması üzerine yenisini almaya giderken "bu kadar yıl iyi idare etti bizi, arçelik alalım yine" dedik. arçelik'in yetkili satıcılarından birine gittik, modeli seçtik, 2 gün sonra kuruluma geliriz dediler, eve gittik. dedikleri gibi de 2 gün sonra eve geldiler kurulum için. kurulumu yapmaya gelen zat-ı muhterem, eski ocağın hala yerinde takılı olmasına sinirlenme hakkını kendinde görerek, söylene söylene de olsa eski ocağı söküp kenara koydu. daha sonra mutfağın ortasında küçük çocukların hediye açışından farksız bir biçimde yeni ocağın kutusunu açmaya başladı. ocağı tam yerine oturturken fark ettik ki önceki ankastre monte edilirken, tezgah eski ocağın tam oturacağı biçimde kesilmiş. yani tam bir kare biçiminde değil de, eskisinin alt kasasının şekline uygun bir biçimde. "e nasıl olacak" dediğimizde de, "kestireceksiniz artık tezgahı birine, ben sadece buraya montaja geldim" dedi. fazla muhattap olmamak için bir şey demedik, doğal gaz borusunu ve elektrik kablolarını bağladı ve gitmek için hazırlanmaya başladı. kutudan çıkan ama kullanmadığı parçaları gösterince de, "gerek yok ya onlara" diye bizi savuşturdu ve çekip gitti. yani sözde ürünü tam olarak kullanılabilir hale getirmesi gereken kişi, geride yarısı havada duran bir ocak, dağınık bir mutfak ve de eski bir ocak bırakarak (onu da almayı reddetti) evden ayrıldı. aradan birkaç gün geçti, bir gece mutfağa girdiğimde elektrikli ocağın lambasının titrediğini farkettim ve hemen ocağın fişini çektim. ertesi gün tekrar takıp denediğimizde lambanın da ocağın da çalışmadığını fark ettik ve aldığımız mağazayı aradık. bize ertesi gün bir yetkili servis göndereceklerini bildirdiler ve dedikleri gibi ertesi gün bir yetkili servis çalışanı eve geldi. tam da kurulumu yapan kişinin gelmediğine sevinirken, adam bize "bunun için mi çağırdınız beni?" diye sitem ediverdi, yerinden çıkmış olan doğalgaz borusunu göstererek. kurulumu yapan abimiz sağ olsun, doğalgaz borusunu sabitleyen parçaları takmaya gereği görmediğinden, doğal gaz borusu yerinden çıkmış. yanmayan lambayı ve çalışmayan elektrikli ocağı söylediğimizde de ocağın içini açıp içindeki bir sigortayı değiştirdi ancak "bu lambalar patlar hep öyle zaten, değiştirmeye gerek yok, nasılsa yine patlayacak" diyerek lambayı değiştirmeyi reddetti. bütün bunları yaparken de sürekli ters tavırlar sergilemeyi de ihmal etmedi tabii ki. insanı azarlarcasına davranışları nedeniyle kendisini şikayet edeceğimizi söylediğimizde de, "bakın beni yanlış anladınız" diyerek tabiri caizse yan çizmeye başladı, işi bitince de çekip gitti zaten.

    bütün bu olaylar sonunda gördük ki, arçelik ürünlerinde de yetkili servislerinde de eski kalite kalmamış maalesef. içinde nasıl aşmış bir teknoloji varsa, daha ocağın 1. haftası dolmadan lamba yanabiliyor ve bu alışılmış bir olay olduğundan da değiştirilme gereği duyulmuyor. kurulumu yapan kişinin kutuyu parçalayarak açması gibi düşüncesizce hareketlerini şirkete yıkmak doğru olmaz, ancak ankastre ürün satan bir firmanın yetkili servisinin elinde bir dekupaj testeresinin bulunmaması bana son derece saçma geliyor. tezgah yeni olsa, tezgahı aldığımız adamlardan kesmelerini isteriz tamam da, makineyle küçücük bir yerin kesilmesini istediğinizde de kimse dükkanından kalkıp gelmiyor ki?

    tavsiyem, eğer beyaz eşya alacaksanız arçelik yerine bosch'u tercih etmeniz yönünde. tüm bu olaylar yaşandıktan kısa bir süre sonra bulaşık makinesi de ömrünü doldurdu ve onu da değiştirmemiz gerekti. sipariş verdikten 2 gün sonra öğlen 12 gibi gelip eski makineyi söküp götürdüler, akşam 8 gibi de yeni makineyi getirip kurulumu yaptılar. hatta kurulumu yapana arçelik ile yaşadığımız durumu anlattığımızda hemen gidip servis arabasından dekupaj testeresini getirerek tezgahta gerekli kesim işlemini de gerçekleştirdi ve bunun için ekstra hiçbir ücret istemedi*. yani ankastre ürün montajına gelen adamda olmayan teçhizat, bulaşık makinesi kurulumu yapmaya gelen adamda var. bu son cümle, arçelik ile bosch arasındaki farkı anlatmaya yeter sanıyorum.

    not: ocağın ışığı hala yanmıyor.
    not 2: bulaşık makinesi ise bir gün bile tık demedi, aslanlar gibi çalışıyor.
    2 ...
  13. 69.
  14. yaklaşık üç sene önce buzdolabısını aldık bu firmanın. kendilerine fırsat buldukça lanet okuyorum çünkü aldığım buzdolabı üç seneyi zor gördü ve direk motoru bozuldu. çok afedersiniz ama aldığım günü ayrı, alman markası almayan aklımı da ayrı ..kmek istiyorum.

    müşteri temsilcisini aradım. "yaz aylarında çok karşılaşıyoruz bu sorunla" vs. gibi bir cevapla karşılaştım. "eğer yaz aylarında sizin buzdolaplarınız bu kadar çabuk bozuluyorsa demek ki sorun biz de değil sizdedir" dedim. "şu aralar çok yoğunuz, en kısa zamanda size teknik servis göndereceğiz" dedi bana.

    ürünlerinin ne kadar kalitesiz olduğunu kabul etmezler. benim buzdolabı içindeki besinlerimin bozulmasından dolayı maruz kaldığım maddi zararı kabul etmezler. bir sürü et, içki, süt ürünleri, meyve, sebze vs. vardı lan o buzdolabının içinde orospu çocukları. pişmiş kelle gibi "çok yoğunuz" demesini iyi biliyorsunuz. çok yoğunsan eğer demek ki senin ürettiğin buzdolaplarının çabuk bozulduğundandır.

    çok afedersiniz ben bir .arak yedim başkası yemesin, almayın arkadaş bu şirketten bir şey. hatta sadece arçelik markasından da değil bu şirkete bağlı Beko, Altus, Elektra Bregenz, Bloomberg, Arctic, Leisure, Flavel ve Tirolia vs. gibi markalardan da almayın çünkü bunların üreticisi de arçelik. ha alırsın almasına da 2-3 seneye kalmaz teknik servis görürsün.

    ne güzel bosch, siemens gibi dünyaca ünlü, kale gibi sağlam ürünler üreten alman firmaları var. biraz pahalı ama en azından aldığın ürünü uzun yıllar kullanırsın. bizim şark kurnazı türk firmalarının sattığı ürünler gibi 2-3 seneye bozulmaz en az 10 sene dayanır. sonuçta almanlar bir şeyin sanayisine girişiyorlarsa onu dört dörtlük yaparlar. bizimkiler gibi yarım yamalak yapmazlar. bozulursa da utancından o ürünü alır sana yenisini verir. sırf isimlerinin vermiş olduğu güven duygusu zedelenmesin diye. yukarı da söyledim bir daha söylemek istiyorum;

    "alman markası almayan aklımı .ikeyim"
    4 ...
  15. 52.
  16. 58.
  17. arçelik ve beko hemen hemen aynı parçaları kullanır.

    buzdolabı doğru düzgün çalışmaz içindeki yemekler bozulur. ölçü aleti 12 derece gösterir. meğer 5 ile 7 derece olması gerekiyormuş. buzdolabı 4 yıl sonra bozulur motoru değişir elektronik kartı değişir.

    Termosifon alırsın titanyum kaplama 2 yıl sonra delinir. servis tamir olmaz der halbuki içerden aliminyum coca cola kutusunu kesip çelik yapıştırıcıyla delinen yeri yapıştırdınmı sorun çözülüyor. aaa bir bakarsın Termosifonda emniyet ventili yok çek valf de takmamışlar neden delindiği anlaşılıyor.

    set üstü ocak 1 yıl içinde paslanır. ateşleme sistemi yerinden oynar düzgün ateşlemez.

    42 inç lcd televizyon net göstermez zaman zaman renkli dikey çizgiler oluşmaya başlar kendi kendine tekrar düzelir.

    demirdöküm şirketi satılmadan önce doğalgaz sobası düzgün çalışmaz meğer italyan patentli valf defoluymuş. dış yüzeyi çabuk paslanır. rutubetli evde değil nasıl bukadar hızlı paslanır.

    elektrikli fırın çabuk paslanır bir kaç yıl sonra arızalanmaya başlar. üretimde gösterge ikonu yanlış baskı yapmışlar bilmeyen kişi yemeği iyi pişmez.

    yaz yaz bitmez.
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük