çalışanlarını kanunların belirlediği mesai saatlerinden çok daha uzun mesaili çalıştıran, "kurumsal" olmaya çalışan ama nedense hep şirket lehine kurumsallaşma yolunda ilerleyen, çifte standartların kol gezdiği bir çok şirketten daha bi' kurumsal şirkettir. adalet kavramının üzerine inşa edilmiş, çalışkan elemanının (vasıfsız işçi bile olsa) her zaman hakkını ödediği, ürünleriyle iki nesil yetiştirmiş ve daha da yetiştireceğine inandığım bir şirket... kalite konusunda ise hatasını, sorgusuz sualsiz yenisini hediye ederek telafi edebilen nadir kurumsal şirketlerden birisidir...
iyiliğini kötülüğünü bilemem de 90 lı yıllarda garanti süresinin sadece 1 yıl olduğu dönemlerde, babamın polis maaşı 65-70 milyon liraydı, 40 milyon liraya o zamanın popüler ürünü tüplü şofben almıştık, peder şimdi çalışsa, 2000 lira maaşın yani yaklaşık 1300 lirasına denk gelmiş( o paraya şimdi kombi alınır lan 300 liraya ariston termosifon aldık mesela), sanki kurulmuş gibi bir yılı geçtiği gibi bozulmuştu, ha tabi evde çalışan fırınla buzdolabı da var ama, kötü izlenim kötü izlenimdir, o yüzden hala benim bilincimde kötü markadır.
ahanda birinci elden müşteri görüşü adamlar ürünü garanti süresine göre ayarlamaktalar kanımca.
2006 model bir buzdolabına sahibiz. 3 yılda garanti verdiler bu dolaba. babamda o dönem almışken iyisi olsun güzeli olsun diye bayada bi para saymıştı. efenim iş o ki 2009 oldu garanti bitti bizim dolap salıverdi kendini. gece dolap sesinden uyuyamaz hale gelmişken motoru bozuldu bunun. neyse servis mervis hak getire ilgilenmediler bizim dolapla. babamda memur adam sonucta koymasada koyar bu durumlar. neyse kendimiz yaptırdık. bişekilde bu güne kadar geldi o buzdolabı. ve 2 gün önce yine bozuldu. bugün usta bi süre daha idare eder bu şekilde dedi. varsın artık 3 aymı gider 5 aymı gider ama bu saatten sonra arçelik almam, aldırmam.
hayır onuda anlarım sonuçta bigün bozulacak diye alıyoruz ama adam kendine büyük firmayım, güvenilir firmayım derkende kulağı duyacak yani.
çağrı merkezini garanti kapsamında servise giden ama tamir olmayan bir ürünle ilgili sorun bildirmek için aramışsanız aynı konu hakkında her aramanızda bir kaç klişe sözün ardından "biz durumu inceleyip siz arayacağız" diyerek görüşmeyi sonlandıran ama kesinlikle geri aramayan görevlilerle muhatap olduğunuz firmadır. iş bu noktaya gelmişse tüketici mahkmesine gideceğinizi yazılı olarak iletme ve belirli bir tarihe kadar çözüm talep etme dışında herhangi bir çözüm yolunu kalmamış demektir.
yeni çıkardığı çamaşır makinesinin reklamlarıyla yaran firmadır.
- ben onlarla her gün oynamaya gidiyorum yaaaa, her gün gidiyorum...
nereden doğurdu bu kadın şu üçüzleri her gün oynamaya gitmekten belimi doğrultamıyorum kardeşim lanet olsun sizin üreme sisteminize der gibi, veryansın içerir bu reklam.
bulaşık makinalarının yan kapaklarını sökünce görülen, iç kasasının çevresini keskin bırakan kendi servis elemanlarının dahi bileklerinin kesilme riskini göze alan, 3 kuruşluk fitili bu saca geçirmeyen evlere sokulmaması gereken bir marka.
geçen gün otobüs duraklarında yeni reklamlarını gördüm. bir fırın reklamı. işte pişirilen keklerin kabarmasını mı ne sağlıyormuş. buraya kadar bi sorun yok. sorun reklamın sloganında! slogan şu "biraz kabarttık galiba"
hemen dankek reklamına bağlanıyoruz; "önce çikolatasını abarttık, sonra kekini kabarttık."
bilmiyorum bana direkt dankek'i hatırlattı, arçelik'teki "kabarttık" lafı.
beyaz eşyayı kaliteli kılan kıstaslar göz önüne alındığında çok pahalıya satıldığı için yıllardır protesto ettiğim marka. düşük kaliteli işçilik ve teknoloji ile üretilip sadece servis ağının yaygınlığı ve tanınmış bir marka olmasını koz kullanarak türkiye pazarına hakimdir. siz siz olun evinize almayın derim. daha ucuza çok daha kaliteli pek çok alternatif var.
reklamlarında 198 senedir (ya da daha uzun?) kullandığı tatsız robot ve onun daha da tatsız ses tonu iyiden iyiye sıkmıştır artık. national geographic belgesellerini izlenmez kılmıştır ("dere boyu inekler"i ve "senin yüzünden ağaç oldum"u çeken bilir).
sırf reklamından ötürü tiksindiğim markayla evimi döşeme noktasındayım şu anda. gerçi biraz da mecburum; annem "en iyifi avcelikk, bafkasını avdıvmam sana ivi viii" falan yapıyor, anne insanı kıramazsın. "yok anne kurban olayım ya, ben yaşıycam bununla sonuç olarak, bigün uyurken gözümü açıp o salak tiple karşılaşırsam? hatta 'dereee boyuuu inekkleerr rayyttiririirirouu' falan yapsa napıcam" falan da diyemiyosun, anne o, iyiliğini düşünüyor.
ama ben şahsen irrite edici bir robotu olmayan, izlediği belgesellerde insanı taciz ederek tüylerini diken diken etmeyen ve kendi (olduğu var sayılan) kalitesini ayaklar altına almayan başka markalar düşünüyorum.
kesinlikle uzak durulması gereken marka. özellikle servisleri inanılmaz derece de kötüdür ki delirmemek için elinizden geleni yaparsınız. geçenlerde bir fırın aldık, bağlattırmak için o kadar uğraştık ki nerdeyse fırını artık çöpe atacaktık.
orta kalitede ve makul fiyatları olan türk markası, çok şey beklemeden alıp kullanmak gerekir. çamaşır makinalarının ömrü ufak tefek tamirlerle ortalama on yıldır.
Yurtiçi ve yurtdışında pek çok yerde işletmesi bulunan, aldığı pek çok ödülden ve patentten haberimizin olmadığı, başarılarını okumaya kalktığımdaysa saatlerimi alan şirket.
Genel Müdürlük Binası Sütlüce'dedir. Gözlemlerime göre, şirket içerisinde Sütlüce'nin ve Sütlüce kampüsünün yemeklerinin yeri ayrıdır. Diğer kampüslerde çalışanlar orayı ütopya gibi görmektedir. örneğin karşılarına geçip 'ben sütlücedeyim' falan dediğinde, seni doğaüstü bir yaratık gibi görürler. oysa böylesine bir resmiyette yaşamak insanı zaman zaman zorlar. ben diğer kampüsleri tercih ederdim.
Bunun haricinde, şuan bilişim teknolojileri departmanında 104 kişi çalışmaktadır. kodlar genel olarak .NET ortamında geliştirilmektedir. şuan için Visual Basic kullanılmaktadır. Java'cılar da vardır elbet, ama bir elin parmağı kadardırlar. ki zaten bir iki ay sonra yazılım standartları getirilecek, tüm departman aynı yapıları kullanacak ve programlama dili olarak C#'a geçilecektir. yani diğer bir deyişle Java'cılara yazık olacaktır.
Bunlara ek olarak, şirketin gayet cimri olduğunu söyleyebilirim.
genel müdürüyle, genel müdür yardımcılarıyla ve direktörleriyle eğlenceli bir klip çekmiş Koç grubu şirketidir. Her ne kadar sesleri berbat da olsa, sürekli asık suratlarıyla gördüğümüz adamların böyle şapşalca eğlenmeleri insanın içini ısıtmıştır.