Hiçbir şey onu telaşlandırıp heyecanlandıramaz artık. Bizi dünyaya bağlayan ve bizi (kaygı, yakıcı arzu, öfke ve korku dolu olan bizi) sürekli acı içinde ileri geri sürükleyen binlerce istenç bağı:
o hepsini kesip paramparça etti. Gülümseyerek geriye, şu anda oyunun sonuna gelmiş bir satranç oyuncusu gibi kayıtsızca önünde duran bu dünyanın düşsel görüntüler geçidine bakıyor.*
Isteklerimizi sınırlamalaıyız, arzularımızı dizginlemeli, öfkemizi bastırmalı, bireyin sahip olmaya değecek şeylerden yalnızca sınırlı bir paya erişebileceği gerçeğini akıldan çıkarmamalıyız... *
nietzsche'nin aşkı bagladıgı kavram. nitekim aşık olunanın arzularımız olduğunu söyleyerek içimizdeki gerçeğe el atmıştır.
ayrıca seksi bir bayan adıdır.
uzun zamandir hakkinda bir $eyler yazmak istedigim. bakiniz bu da arzunun bizzat kendisi. hatta girizgahi kolayla$tirmak icin oksem de, mazeretim de hazirdi. neyse ki breton*'un l amour fou*'sundan bir alintiyla guclendirebilirim hemen diyeceklerimi: "herkese insan zihninde bir ortak payda bulundugunu ve bunun da insanin arzusundan ba$ka bir $ey olmadigi du$uncesini kabul ettirmeyi ba$armi$ oldugumu saniyorum. objesini arayan arzunun bilinc-oncesi sularda zikzaklar cizerken hangi onlemlere ve hangi kurnazliklara ba$vurdugunu ve ke$fedilen bu objenin onu bilinc yoluyla tanitmak icin durum degi$inceye kadar hangi $a$irtici olanaklardan yararlandigini gosterinceye kadar hicbir $eye bagli degilim." (ceviri: ismail yerguz). oldu mu? akladim mi kendimi?
arzunun, 'arzu eden-arzulanan' reel ve cati$ik duzleminde yaratmi$ oldugu ve tum acilimlari reddederek hedef bolgeye, x'e y'ye her turlu yol, yontem ve inanc degeri ile ula$acak bir arzulanan yaratmasi hadisesinin, yine breton'ca 'larva ba$li vah$i hayvan' diye tanitlanan 'unutulmak' eylemini arzulayan icin bir sure zarfinda hic siklenmeyecek bir kaliba sokmasinin buyuleyici, $iirsel, umu$suz etkisini yadsiyamiyorum. her turlu gotlugu yapmaya acik bir hale getiriliyoruz diyorum hafiz, duyuyorsun mu? chutzpah'ya parantez olsun istemem ama, onda biraz tamahkarlik ve nepotizm yuklu. onda "sati$ci pic!" diye ka$elenme riski var. oysa arzu teklifsiz ve paranormal icinde kristalize normal'dir. tavuk donerin yaninda icilen ek$i ayrandir arzu; mineraloji icin uygun i$ik ortaminda aragonit inceleyen di$inin aklindan gecen remake'dir. arzu, bir 'yeniden $ekillendirme' ve $ekillendirirken de oz'un yitirilmemesini ba$at gerekce sayan ic dinamikler ve i$ etigi ile billursu bir uzanimdir. (bu an'a degin yazdiklarimdan nefret ettiginizin farkindayim. bunun beni goto$, yavu$ak, artiz, taklitci, obskurant, ozenti gibi gosteren terminolojiden kaynakli oldugunun da ayrimindayim. lakin arzu, insanin atacagi adimlari ve du$unce sistemini [noolur empati demeyelim] sikler mi? bunu boyle yazmak istedim ve boyle yazdim.)*
arzu objelerini siralayalim:
1. kadin: neden kadin? cunku erkegim. erkek de olabilirdi. olu de olabilirdi. ama kadin.
bir kadini arzuluyorsam beni hic kimse ve hicbir $ey durduramaz; ben bile. arzu, benden bagimsiz ye$eren ama beni de hegemonyasina davet eden bir $eyse, o kadin da bundan $ikayetci olamaz. masumum; arzuluyorum.
2. sigara: bir de o dandik uyarilar olmasa? belki agzima bile alabilirim. [oral seks de birtur dudak tiryakiligi, agiz ali$kanligi degil midir?]
3. alkol: beni bana degilliyor. yava$layan reflekslerim onu arzulayi$imda degil, ona aclik'imda etkili. yanisi arzu ile bagimliligi* kari$tirmamak gerek.
4. du$unsel faaliyetler
5. fiziksel faaliyetler
vs.. vs..
liste uzar gider. arzuladigim $u: anla$ilma kaygisi gutmedigim zamanlarda beni yanli$ anlamayin. biraz deliyim, husrana ugradim ve bedbinim; arzularima ket vurmayacak kadar da zekiyim. cok azinizi seviyorum. ibne degilim. arzulayacak kadar insan, arzulanmayi arzulayacak kadar zayif, arzu'yu tanimlamaya cali$acak kadar malim.
kumdan kaleler yapıyorsun deniz kıyısında
diz çökmüş, çırılçıplak
teninde birikiyor yitip giden güneş
yaşam geri çekilmeyecek bir dalga gibi
yükseliyor bacaklarında
gri bir martı ayak bileğine kayığını bağlıyor
senin için aşk Arzu
aşk
fırtına kopunca söylenen şarkı
gözlerini kapıyorsun deniz fenerinin ışığında
saçların rüzgârda, geceyle buluşarak
ışık demeti parlayan bir sarmaşık gibi
dolanıyor boynuna
gemilerin yıldızları seyrediyor
senin için aşk Arzu
aşk
istiridyede saklanan inci
samanyoluna bakıyorsun, bu şiire alıştığında
elinde kırık denizkabuğu
çantanda sabaha alınmış bir bilet
dönmek istemediğini söylüyorsun ağlayarak
senin için aşk Arzu
aşk
yalnızlık adasında kurulmuş tuzak
kimi şairlere göre aşk
kumdan bir kaledir Arzu
kumdan bir kaledir
dalgaların gözüne kestirdiği
ve
yaşlandıkça şairler
güzelleşir nedense
şiirlere âşık
bütün kadınlar **
arzu, nesnenin bitmek tükenmek bilmeyen nükleer santralidir. bu yüzden arzu santralleri sürekli serin tutulmalı. tatmin edilemez zorlayacılığı ile tanınır.
senelerdir real betis orta sahasinda gorev yapan futbolcu. on libero mevkiinde oynar. gercek ismi "arturo garcia munoz" dur. arzu lakabidir, formasinda da arzu yazar.
istek , dilek anlamlarına gelen bayan ismi. bu isme sahip olan bayanlar çok hoş olurlar. çok iyi ablalık yaparlar. kardeşlerini kıskandırabilecek düzeyde * süper bir fizikleri vardır.
banu alkan ve tolga savacı filmidir ayrıyeten yusuf sezgin de banu alkanın sevgilisini oynamaktadır.tolga savacı sapık bir fotoğrafçıyı oynar ve john carpenterın o herzaman türk filmlerinde duymaya alıştığımız the end parçası kullanılmıştır ,ama banu alkanın bu hiç tanımadığı fotoğrafçıya kapıyı neden havluyla açtığını da hep merak etmişimdir.