günde iki paket sigara içen biri olarak dahil olduğum derttir. benimkisi biraz mantıklı aslında, ota boka sigara yakarsan ilk sigara haricinde zerre tat vermez. sabah uyandığımda içtiğim sigara beni en çok mutlu eden sigaradır. yıllardır böyle, umarım uyku esnasında da arada kalkıp sigara içme alışkanlığı edinmem de, sabahları kendime bir jest yapabilme, kendimi mutlu edebilme şansımı da sikmemiş olurum.
aslında sadece yemek sonralarında içsem sanki güzel bir ambians yakalarım. ama çok zor lan. genetik sıkıntı abi bu, biz, yani türk milleti, fosur fosur içeriz bizim normalimiz kalmamış, hayatımız strateji olmuş bizim...
hem heyecan vardı o zamanlar hemde yeni başlamışız adamız ya artık tatlı geliyordu sigara. okul tuvaletlerinde müdürün adı geçse yere atıcağımız sigaraları içtik korkuyla,, heyecanla, tatlıydı. belki iyi bir sopa yerdik yakalansak ama kendimizce otoriteye baş kaldırdık müdüre, öğretmenlere. sigara içtik her tenefüs abartısız belki sonuna kaldık sigaranın en berbat tat oluşurdu sigaranın sonunda bir avuç ergen sömürürdü sigarayı sizde sona kalırdınız dona kalırdınız. şimdi rahatça içiyoruz sigarayı kimseden korkmadan. alışmışız korkmaya, çekinmeye laf işitiriz diye sigarayı saklamaya.
(bkz: büyüdük galiba lan)
evde çocuk var diye cam kenarında içilince, otobüs beklerken kanser kalkanı olsa götüne sokacak bireylerin oflaması yüzünden durak dışında içilirse, kantinde sıcak çayı alıp da buzzz gibi sokağa çıkılıp içilirse nah tat verir diyerek ortak olduğum derttir.