bugün

duygu yerine hazal'ı ya da kübra'yı tercih etmektir.
isabetli bir karardır. duygusuzların yoğun olduğu günümüzde kırılmazsınız. su üstünde kalırsınız.
görsel
Herşey zamanla kendiliğinden bazen mecburen oluyor.
çünkü fazla duygusal olmak kişiye zarar veriyor..
istemeyle olmazsın.
duygulara karar verilemez çünkü akıl dışıdırlar.
Histeriksizliğe neden olan dumur olayların yaşanmasıdır.
Atom fiziğine de profesörlüğe de lanet olsun, kumarbazlığı, itliği, serseriliği öğreneceğim!!
ilkokulun üçüncü sınıfında almış olduğum karardır. Hala geçerliliğini korumaktadır.
bi kemoterapiye bakar. gidin de bi aklınızı alsınlar.

bi daha isteseniz de eski siz olamazsınız zaten.

boşverin böyle şeyleri. kendiniz olun, kafi.

başka bir arayışa gerek yok.
Mevsimler gibidir duygu
Bazen gecikirler lakin
Hangi mevsimsen yaşarsın onu
Sen değişmek isteyende
Doğan kabul etmez.
her seferinde karar verilip eninde sonunda vazgeçilen.
Evet, gerçekten buna karar verdiğim bir an oldu. Ne var ki olmadı. Duygusuz bir insan olabilseydim zaten çoktan olmuştum. Öyle bir istidat olmayıca o kararı vermek beyhude Çatıyor. Her insan birbirine taban tabana zıt iki karakterin çekişmesinden gelen kararsızlığa mahkumdur. altbenlikte yoğrulmuş bir özellik fırsatı bulduğunda benliği ele geçirebilir. Olmayan özellik fırsat buldu diye bünyeye hakim olmaz.
aptallık ile platonik olma arasında ince bir çizgi yoktur, ikisinin arasında kilometrelerce genişlikte ve derinlikte uçurum vardır.

aşk her şeyi affeder mi?
aptal iseniz ve yetersiz iseniz, değer yargılarınız kişiliğiniz benliğiniz karakteriniz oluşmamış-yerine oturmamışsa aşk her şeyi af eder.

birisi "ay ben çok duygusalım" demesi (genelde hatalarda ve yanılmışlıklarda) aptal olduğu gerçeğinin itirafıdır.
dikkat ediniz; çoğu insan "şimdi ki aklım olsaydı" der pişmanlıklar için...
siz hiç şimdi ki kalbim-duygularım olsaydı diyeni duydunuz mu?

kullan at peçete gibi davranılacak insanlardır bu duyguyu ön plana çıkaran insanlar. basit insanlardır. eğitimsiz ve kendini geliştirememiş (eğitim derken diploma kağıt parçası anlaşılmasın) değer yargıları etik-ahlak kuralları oluşmamış ya da yerine oturmamış insanlardır.
genel de bu ahlak ve etik kuralların şekillenmesi zeka ile orantılıdır.

tv ekranlarında aldatan başkasına kaçan çocuğun babası başkası çıkan vb erkek kadın manzaralarına bakın. hepsi duygusal ve öyle güçlü duyguları var ki tüm bu insanlığa sığmayan durumlar yaşanırken ben eşimi seviyorum diyenler veya böyle insanlarla ömür geçirenler.
çok duygusallar değil mi?

evet, biz de duygusuz odun oluyoruz.
bu bir geçiş evresi. hepiniz eninde sonunda manyak olmaya karar vereceksiniz...
Duygularını çekinmeden doya doya yaşayan, hayattan keyif alan biriyle karşılaşınca, şu ana kadar yapılan en aptalca karar olduğunu anlayıp daha da çok kendinize kızma ihmaliniz oldukça yüksek.
Her şeyi dibine kadar yaşayın gitsin. sonra dönüp geriye baktığında yaşayan toprak, bomboş kaybolan yıllar değil de güzel imrenilecek şeyler yaşadım deyin.
Pat diye oluyor. Deneyimlendi. Sonuç olumlu.
pat diye karar verince yapılabilecek bi eylem değildir. insan yaşaya yaşaya öğrendikçe mutsuzlaşır duygusuzlaşır duygularınızı bi kararla değiştiremezsiniz en sonunda patlak verir en başa mutlaka dönersiniz.
aslında duygusuz tanımı materyalist bir tercih-durum, robatlaşma, insanlık değerlerinden soyutlanma ifade etmez.

örn: çöpten ekmek alan biri veya ucuz ekmek kuyruğunda bekleyen biri.
çalıştığı halde yeterli dengeli ve sağlıklı beslenemeyen biri.
okullarda öğretim-eğitim çağında çocuklarda %80 oranında çıkan kansızlık ve bu yeterli beslenememe açlık durumunun yansıması ve en acısı da %40 varan öğrencilere sorulan soruyu anlamama, sınavlarda çakılan dip seviyesinde matematik sorusu yapma oranı vb durumunun tek nedeni düşen eğitimin kalitesi diyerek yeterli sağlıklı protein vitamin mineral alımı yapılmadığını yaşanılan açlık sorununu görmemek.

hukuk, çalışma hayatı, ekonomi, sosyal hayat vb durumların mağdurlarına bakıp (toplumun %80 kesimi) bunlara acımak anlamsız geliyor.
çünkü; bu sistemi bu insanlar var ediyor, destekliyor, ortaya çıkarıyor ve yaşatıyor.
hele ki bu insanlara yardım etmek bu duruma yol açanları ödüllendirmektir.
bu insanlarda sorumluluk duygularının gelişmesini-öğrenmesini engellemektir.
evde oyuncağını kıran çocuğa bir şey demeyerek önemsemeyerek "ne olmuş ki canım, alt tarafı 3-5 kuruşluk oyuncak. çocuk işte" diyerek ona yeni bir oyuncak almanız çocuğu ödüllendirmektir. çocuğun sahip olma değer verme duygusunu köreltmektir.
yarın çocuk televizyonu kıracak. odasına özen göstermeyen çocuğa göz yummak onun sorumluluk duygusunun gelişmesine engel olmaktır.
dersleri kötü ise arkadaşlarının var onun da olsun diye çocuğa karne hediyesi almak çocukta değer yargısı kazanma isteğini yok eder.

babası "donyo bozo koskonoyor" diyerek ucuz ekmek kuyruğunda bekleyip 3-5 kuruş yardım maaş ile geçinmeye çalışıp, zamları muhalefet yaptı demesi (iktidarda akp veya chp olsun) çocuğun da oyuncağı yok babası alamıyor diye sizin acıma duygusu ile çocuğa oyuncak almanız gelecek nesli kaybetmenize neden olur.
bırakın, çocuk yokluğu görsün, babasının ailesinin yanlış tercihini yaşasın. bu hataları görüp yokluğu tanıyıp yaşasın.
avantadan yaşamayı da babası gibi çocuklara aşılamayın.
insanlara balık da olta da vermeyin, denizi gösterin balık tutmayı öğretin ve oltayı nasıl satın alacak onu gösterin.

bu duygusuzluk değildir.
Yok ben başaramıyorum bunu. Ne kadar çok istesem de başaramıyorum. Böyle umarsız, duyarsız, hiçbir şeyi takmayan biri olayım diyorum ama olmuyor. En ufak bir güleryüze kanıyorum. Lanet olsun.
duygu derken...
acıma bir duygudur.
nefret de bir duygudur.
sevgi de bir duygudur.
acımıyor nefret etmiyor sevmiyor veya acıyor seviyor vs duyguların yanında ilgisizlik, değer vermeme de bir duygudur. duygu; ruhsal bir davranış düşünce değer yargısı tepkime vb olgulardır.
bunun için acımayan değer vermeyen insana duygusuz diyemeyiz.
Duygusuz olmak mümkün. Psikiyatrımın yazdığı ilaçlar beni epey değiştirdi misal. Ağlayamıyorum bile eskisi gibi.
Karar verince öyle olunabileceğini sanmıyorum. Çok zor kötü hislerle mücadele edebilmek. Ben hiç başaramadım.
duygusal olunca zarar gören kişinin verdiği karar.
uzun vadede duyguları bastırmaktan öteye gidemeyecektir. ileride daha kuvvetli bir şekilde ortaya çıkacak veya bastırılan duygular başka duygulara dönüşecektir, evet.
duygusuz insan olamazsın. duygusuz insan rolü yapabilirsin. dışarıdan güçlü görünebilirsin ama iki kat fazla yorulursun. yani uzun lafın kısası yatağa yatınca aklına gelecek, duygulanacaksın. okuyarak öğreneceksin ama severek anlayacaksın.