pamela'nın yeni şarkısı.
aşk sevgi korku nefret
değişen durumlardan ibaret
katı bir yürek, bir de bir bebek
iyi bir araba, para
gelsin yan yana
kebabı adana, rakı tekirdağ
tatil uludağ ya da bodrumda duble ya da tek ya da diskotek
'you and me sex'
no baby, no baby
seni severim sevmem sana ne
güç bende erkek olmandan bana ne!
istanbul'dan gitmek lazım
tayland (şangay, urfa, artvin) görmek lazım
özümüze dönmek için
artık bir şeyler yapmak lazım
istanbul'dan gitmek lazım
mardin (nemrut, harput, bayburt) görmek lazım
özümüze dönmek için
artık bir şeyler yapmak lazım
bana bir şey oldu yoruldum
bir şey oldu hiçbir şeyi sevmez oldum
bir şey oluyor heyecanlanıyorum
nedendir vazgeçiyorum
hissiz mi oldum, başka bir olgunluk mu buldum?
artık soru sormuyorum olduğu gibi mutluyum
gülmek ya da ağlamak istiyorum
herhangi bir şey hissetmek istiyorum
ev sahibi miyim yoksa kiracı mıyım?
kenya, zimbabwe, mozambik, yeni delhi, kaykay, bungee
her şeyi deneyin.. peki!
hakkari, diyarbakır, antalya karşıyaka, ürgüp, manisa...
kolombiya kahvesi içmek lazım
saçını bir kere mora boyatmak lazım
her dilde seni seviyorum demek lazım
e-mail'den vazgeçip mektup yazmak lazım
her denilene inanmamak lazım
yine de inancımızı kaybetmemek lazım
evet demeyi sevin hayır demeyi öğrenin
evet demeyi sevin hayır demeyi öğrenin
istanbul'a dönmek lâzım
rakı balık lâzım
özlediğini bilmek için
bazen uzaklaşmak da lâzım...
müzik olarak cahit berkay da yıllar evvel '' bir şey yapmalı hey '' nidalarıyla derdini anlatmaya çalışmıştı. aslında herkes bunu diyor da, yapılması gerekenler kimsenin işine gelmiyor.
bu güçlü kadın hikayesi giderek daha da iğreti bir hâl almaya başladı. yüksek rocker(!) ablamız hikayeyi -çoğu güçlü kadın imajı yapacağım derken maymuna dönen ablalarımız gibi- biraz yanlış anlamış sanki. öncelikle; güçlü olmak demek aşık olup ipleri eline almak ya da aşık olmamak demek değildir. güçlü olmak, ki modern olmaya da denk düşüyor bu kavram, ne enteresan, bakıldığında "nevrotik"liğe dönüşmüş gibi görünüyor. birinci madde, aşk ve ilişki olsun. modern aşk ve ilişki denilen şey aşkı bir ip çekiştirme oyunu olmaktan çıkarıp, egolardan arınmış bir beraber üretime dönüştürmüyorsa, biz o aşkı yaşayan kadına ve de adama nasıl modern ya da güçlü deriz? güç bunun neresinde? birinci maddenin sonucu üstüne basa basa şudur ki; biri bir yerde gücü elinde tutmak istiyorsa, orada bir ego sorunu, orada bir nevroz, orada bir güç eksikliği ve güvensizlik vardır. (kendine güveni ve kendine inancı olmayan bireyin savunma mekanizmasını ve etrafına ördüğü güç göstergesi duvarları hatırlayalım. duvarlar, kendine güvenden değil, güvensizlikten kaynaklıdır. ) madde bir'e metin içinden örnek verelim [ madde bir sadece aşktan çıksın, genel olarak ilişkilere yayılsın bu arada] : "seni severim sevmem sana ne/güç bende erkek olmandan bana ne! ", "özlediğini bilmek için/bazen uzaklaşmak da lâzım" ve de en vurucu olan örneğimiz; "evet demeyi sevin hayır demeyi öğrenin! " burdan ikinci maddeye balıklama dalıyoruz.
daldık. evet demeyi sevmek hayır demeyi öğrenmek. yani, irade! bu irade meselesi de garipleşti. neye evet, neye hayır dersek güçlü ve özgür oluruz? kaç evet bizi özgür, kaç hayır bizi güçlü kılar? irade dediğimiz şey, bizi "dışardakiler"e bir çeşit güç sahibi gösterme aracı mıdır? ve "dışardakiler" bütün dünya-1 midir?
madde üç ve dört. özgürlük ve özden kopmayış. bu öze dönüş kampanyası nerden ve nasıl türedi, bunu düşünmek lazım uzun uzun. ancak, insan hem özgür hem özünde nasıl olabilir? olsa olsa mardin nemrut harput bayburt geze geze. mesele burda doğuyu ve güneydoğuyu anlamak değil, gezmektir. mesele özgürlüğe özgürlük katmaktır. yaşasındır. o klipteki halleriyle güçlü ve özgür kızlar muhtemelen babalarından kalma ve olabildiğine kötü ama çılgın rock, punk vs. imajına bürünmüş şarkılar yaparak üstüne kata kata kazandıkları paralarla sırtlarına çantalarını takar, "özlerine dönerler"! sizin gözünüz göz mü ki özünüz öz ola! baktığınız yer de, bakıldığınız yer de saçmalığa ait muhteşem bir daniska.
sistem bizi mıncıklaya mıncıklaya, çağın özgür ve güçlü kadınını yarattı! özgürlük hiç bu kadar ucuzlaşmamış; güçlülük de hiç bu kadar tersten anlaşılmamıştı. tanrı nevrozlarımızı korusun!
Günümüzün tabiriyle "cringe" bir şarkı. Verilmeye çalışılan basit mesajlar ve klibi sizi sanatçının yerine utandırabilir. Birkaç klişe özgürlük, kaliteli yaşama, güçlü kadın muhabbetleri bir araya getirilip şarkı yapılmış gibi. Hepsini geçtim de, bu her dilde "seni seviyorum" demeyi öğrenin hikayesini ilk kim çıkardı acaba, çok merak ediyorum.