aşka inanıp inanmamak bişeyi değiştirmez, sen ona ne kadar inanmasan da farkında olmadığın bir anda giriverir hayatına. yani seni takmaz aşk; ama istemesen de sen onu takmak zorundasındır, ya da öyle hissedersin*..
saçmasapan bir düşüncedir. aşk sizin ona inanmanızı beklemez. en hazırlıksız olduğunuz, kafanızın en bigudili, kalbinizin en beton, karşı cinse güvenin en çukurda olduğu anda gelir bulur sizi. öle bi sallar ki, kendinize gelemezsiniz. sonra da etrafta öle ben aşka inanmıyom bilader diye kestiğiniz ahkamları japon yapıştırıcısıyla yapıştırmak zorunda kalırsınız. tabii rüzgar uçurmadıysa öbür budalalıklarınızın biriktiği çöplüğe.
bu kisi muhtemelen nietzcsche'ye (boyle mi yaziliyodu?) kapilmistir.
"Yüksek bireylerin aşk uğruna evlenmeleri ne saçma şey! Hizmetçilerle evlenen kahramanlar, terzi kadınlarla evlenen dâhiler! Schopenhauer yanlış söylüyordu. Aşk, soyu düzeltmez. insan âşık oldu mu, bütün hayatını etkileyecek kararlar almasına bırakılmamalıdır. Bir insan aynı anda hem sevip hem de akıllı olamaz. Âşıkların birbirlerine verdikleri sözlerinin geçersiz olduğunu açıklamamız ve aşkı evlilik için kanunî bir engel tanımamız gerekir. En iyi olan, ancak en iyi olanla evlenmelidir. Aşk aşağı tabakaya bırakılmalıdır. Evliliğin amacı yalnızca çocuk yapmak değildir, aynı zamanda onları geliştirmektir de."
aldatılmış insanların kendilerini güçlü göstermek istediklerinden dolayı aşkı küçümseyerek söyledikleri söz dizisinden bir seçmece.. (bkz: çağla şikel)
artık sevmeyeceğim diye devam eden martaval dizisinin ilk cümlesidir.hiç kimsede sözünde durmamıştır (bkz: binlerce dansöz var)sonuçta yine sevilir ve yine hezimete ugranırsa aynı şeylerin tekrarlanması kaçınılmazdır.
Aşka olan inancını yitirmiş yada kendine farklı bir hava katmak isteyen kişilerin söleyebileceği cümle.Bazıları ise sadece kendini kandırmak icin söyler,bir nevi hayal kırıklıklarından kaçış.