altın madenciliğinin prosedürlere uygun yapılırsa doğaya ve insana hiç bir zararı yoktur. Bunu iddia edenler Bergama'da 15 yıl boyunca , Gümüşhane'de 4 yıl boyunca neden hiç bir sağlık ve çevre sorunu olmamıştır, bunu nasıl açıklayacaklardır?
siyanür zehirlidir konusuna gelince;
zehirlenmede asıl önemli olan dozdur. siyanürün uygun ph değeri ve arıtması sağlandığında doğaya ve insana hiçbir zararı olmaz. kaldı ki daha önce ki entry lerde de bahsedildiği gibi dünyada siyanürün yüzde 80-85 lik kısmı başka sektörlerde kullanılıyor. neden altın üretimine gelince siyanür de siyanür? daha önce de belirtilidği gibi siyanürle altın aranmaz, tesiste uygun yöntemlerle kullanılır.
tek seferde fazla dozda alınırsa tuz bile (300gr) bir canlıyı şak diye öldürmektedir. evet bildiğiniz tuz. siyanür dediğiniz şey yiyeceklerde de bulunmaktadır.( işlenmemiş acı badem, meyve suları)
--spoiler--
dünyada yılda yaklaşık 1,5 milyon ton siyanür tüketilmektedir. bunun %18i (270.000 ton) madencilik sektöründe, geri kalan %82si ise tekstil, sentetik kumaş, naylon, kauçuk, oto lastiği, metal işleme-çelik sertleştirme elektro kaplama, galvanizleme, kuyumculuk ve mücevherat, ilaç sanayi, haşere ve böcek zararlıları ile mücadelede, çivit imali, optik parlatıcılar ve fotoğrafçılıkta kullanılmaktadır.
kamuoyunda altın arama ve işletme faaliyetlerine karşı, özellikle siyanür kullanımına ilişkin haklı gerekçelere dayanmayan bir hassasiyet bulunmaktadır. günümüzde altın madenciliğinde siyanür, arama aşamalarının hiçbir kademesinde kullanılmamaktadır. kömür, bakır, demir, bor, v.s. madenler nasıl aranıyorsa altın da benzer yöntemlerle aranmaktadır. altın madenciliğinde siyanür, ocaktan çıkartılan tuvönan cevherden metal altının kazanımı için, çed izinleri kapsamında her türlü güvenlik tedbirleri alınarak yapılmış olan kapalı tesislerde kullanılmaktadır. bu nedenle kullanılan siyanürün doğa ve insanla teması olmamaktadır. bu güne kadar altın madeni işletmeciliğinde insan ve canlı varlığı açısından tehlikeli bir durumla karşılaşılmamıştır.
ülkemizde altın çıkarılan bölgeler: izmir/bergama-ovacık, balıkesir/havran, gümüşhane/mastra, manisa/salihli-sart ve uşak/eşme-kışladağdaki altın işletmelerinde altın üretimi yapılmaktadır.
yukarıdaki şehirlerin ekonomik durumları artvin ile karşılaştırıldığında artvin'in ne kadar yatırıma aç olduğu görülecektir
siyanür ile altın aranmıyor, sadece taşa kayaya serpiştiriliyor diyen arkadaşlara bir kaç önemli bilgi aktarmak gerekirse, kimse zannettiğiniz gibi cahil değildir.
Altın ve gümüş metallerinin saf olarak elde edilebilmesi için siyanür kullanılma işleminin detaylarına girmeden anlatmak anlatalım hele;
Maden aranacak alanda toprak ve kayalıklar alt üst ufalanıyor. Daha sonra baz çözeltileri ve siyanür ekleniyor. Kimyasal reaksiyon sonucunda altın katı halden sıvı hale geçiyor. bir kaç işlemden sonra altın saf haline geliyoor. peki geriye kalan ne? siyanürlü toprak.
Depolarda saklanan bu topraklar SO2 /hava ile ayrıştırılıp temizlenerek tekrar doğaya bırakılıyor. Bu işlemler sırasında kullanılan havuzun maden kapatıldıktan sonra veya işlem yapıldığı sürede deprem, hatalı inşaat gibi nedenlerle su sızdırması önemli sorunlar yaratabiliyor.
nedir önemli sorunlar?
--spoiler--
Altın madenlerinde kullanılan siyanürün nehir sularına karışmasıyla nehirdeki canlılar ölmekte, tarlalardaki sulama sularına karışmasıyla da meyve ve sebzelere siyanür karışmakta ve insan sağlığını tehdit etmektedir. Ayrıca altın madeni çıkarılma sırasında kullanılan siyanür havaya karışmaktadır.
Siyanür insan sağlığında ciddi tehdit oluşturmaktadır. Solunması ve vücuda herhangi bir çekile alınması sonucunda zehirlenmeye yol açar. Beyini akciğerler ve kalp üzerinde hızlı bir zehirleme etkisi vardır. insanlar üzerinde ölümcül etkileri olan siyanür kullanımı tehlikeli boyutlardadır.
Siyanürle üretim yapan işletmeler siyanür için arıtma tesisleri kurarlar. Bu tesislerde kükürt dioksit ile siyanürü zararlı etkilerinden arıtmaya çalışırlar. Siyanüre hava, su ve kükürt dioksit verilir ve siyanata çevrilir. Ancak bu yöntem pek çok bilim adamına göre siyanürün zararlı etkilerinden arıtmak değil sadece farklı zehirli bileşenlere ayrıştırmaktır.
Günümüzde zararları bilinmesine rağmen siyanür kullanılarak altın aranmakta ve üretimi yapılmaktadır. Dünyadaki altının ;si siyanürle aranmakta ve üretilmektedir. Bu yöntemin zararları bilinmekte ve çeşitli önlemler alınmaktadır. Ancak bu önlemlerin yeterli olmadığı da bilinmektedir
--spoiler--
şimdi ülkemin yıllardır zonguldak ve civarında maden işletme ve madenlere verdiği ruhsatlara dayanarak, madenlerde gerçekleşen patlamalar ve göçükleri göz önüne alarak, onca ölen işçiyi göz ardı ederek, bu tesisleri denetleyeceğine mi inanayım? afedersiniz de arkadaşlar
yok canlarım ciğerlerim, bergama da dahil olmak üzere kaz dağı ve artvin cerrattepe bu kadar riske atılacak yerler değil. altınlarını çıkaracaklar, hem de bizim topraklarımızdan, daha sonra siktir olup gidecekler, güvenliği sağlamadan, gerekli olan önlemi almadan, daha sonra bakanlardan biri çıkacak ve elinde çay bardağı... bi dakika bi dakikaaa.. bu senaryo?!! bu sefer yemez bakanım..
Altın arama işlemi yapan şirketler buldukları altının sahibi olmaktadırlar. Afrikada binlerce ton altın çıkarılmasına karşın hala dünyanın en fakir ülkeleri bu kıtada bulunmaktadırlar. neden ki acaba? o kadar da altın rezervi var üstelik?
Almanya başta olmak üzere pek çok Avrupa ülkesi, (bkz: Kanada ve Amerika)' nın birçok eyaletindesiyanür yasklandı fakat nasıl birşey ise hala dha siyanürün bir zararı olmadığısavunulmaktadır. seneler sonra olacak çevre felaketi kimsenin umrunda değildir. zira artvin ve civarında, bergama da, kaz dağlarında yaşayan insanlar bellidir. ve sorun onları ilgilendirir bu yüzdendir bağırışmaları, çırpınmaları. neden ülkemizde aranıyor altın yahu bu rezerv bir tek bizde mi var?
gelişmiş ülkeler altın arama kriterlerini sıkılaştırınca bizim gibi ülkelere hücum eden şirketler parseyi toplamaya devam ediyor işte, biz de ülkeye sağlayacakları katkıdan bahsediyoruz. sayın başbakan deniz fenerini, afrikalara gönderdiği yardımları, memurlardan arakladığı vergileri, zam diye verdiği üç kuruşu vergi diye geri aldığı meblağları idareli kullansın, o madenden gelecek üç beş milyonu çıkarır zaten. iran'a kullanmadığımız doğalgazın parasını öderken bu paralara ihtiyacımız olmuyor ama konu biryerlere peşkeş çekmek olduğu zaman, eli ayağı boşalıyor adamın.
videoda görünen şahısların alayı öğretmen ve 68 liler 78 liler, yıllarını okumaya vermiş insanlar, bizim gibi orasından burasından olayları tahlil eden insanlar değiller.
4.50 de görünen sakallı bıyıklı esmer genç şahıs, metin lokumcu'nun öldüğü olaylarda, hesleri protesto etmek için orda bulunan fakat daha sonra polisin provokasyonu sonucu çıkan olaylarda içeri alınıp aylarca sebepsiz içeride tutulan eski trabzon!! halkevleri başkanı. sabahın köründe artvinin ilçesi hopa gelip bu olay için o kalabalıkla beraber olmuş şahıs! lütfen *
ne yaptı peki bu insanlar?
sadece eylemlerini yaptı ve onlar için artvin'in
sağlık bir hayatın,
direnmenin,
birlik olmanın,
haksızlıklara boyun eğmemenin ne demek olduğunu gösterdiler.
o kadar kalabalığın arasında kalmış şirket elemanlarının bir tekine bile zarar geldi mi?
kimse dokundu mu onlara?
dokunmadı neden? çünkü oradakiler provokasyon amaçlı orda değiller, oradakiler çocukları için oradalar.
gelecekleri için oradalar. orada birşeylerin mücadelesini veren insanlar, bergama daki gibi,
apansızın bir arabanın da onlara çarpacağı ihtimalini göz önünde bulundurarak ordalar.
benim kardeşim artvin de büyüyecek,
benim çocuklarım da artvin de büyüyecek.
şu an orada sizler yaşamıyorsunuz orada yaşayanlar artvin halkı...
bergamayı da, kaz dağını da cerattepeyide unutmayın unutturmayın.
Cahil insanların yaptığı eylemdir. Siyanür ile altın aranmaz, madencilik faaliyetinde kimyasal kullanılmaz. Milyonlarca dolarlık toprak altında yatan hiçbir madenin kimseye yararı yoktur. Çıkarılırsa hem yerel halka, hem devlet ekonomisine katkısı vardır. seninki kaç santimcilerin gazına gelmeyin.
geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerin hiçbiri, topraklarından başkalarının çıkardığı madenlerden zenginleşmemiştir, mantığını bilen kişi tepkisidir.
Bir zaman somali' ye yapılan şimdi bizim topraklarımıza yapılmak istenmekte. Topraklarımız peşkeş çekilip doğal güzelliklerimiz ( hele de artvin' den bahsediyoruz) yokedilmek istenmektedir.
Daha önce yasal yollarla durdurulmuş bu yanlış, şimdi yeni maden kanunu çıkartılıp,tekrar artvin ormanları için son hazırlanmaya çalşılıyor.
Tabiki halk bunu durdurmak için elinden geleni yapacak.
yanlıştır. yapan da , destekleyen de gaflettedir, siyanürle altın arandığını zanneden de bilgisizdir. bilmeden yorum yapılmaktadır. eylem yapanların da (ki bunların elebaşları çevreci falan değil misyonerdir) amaçları madenciliğin Türkiye de gelişmemesinin işlerine gelmesidir.
''Siyanürle altın aranıyor iddiası
Dünyanın hiç bir yerinde maden arama faaliyetlerinde siyanür kullanılmaz.
Siyanür altının üretimi aşamasında kullanılır.
Altının üretimi aşamasında kullanılacak siyanür için alınan önlemlerin çevre ve insan sağlığı açısından kabul edilebilirliği çevresel etki değerlendirme olumlu görüşü ile belgelenmeden siyanürün kullanımına müsaade edilmez.''
gerçek domates, böyle kokulu mokulu...peynir ile katık ettiğinde ağza muhteşem bir tat bırakan domates...
bir pembe domates vardı organik olan, o da kalmadı artık. onu da hibrite çevirdik, pazarlarda satılan pembe domatesler de çakma artık...
organiğini arıyorsan svalbard adasında depolanmakta...
o badem salatalıklar var ya,
hani hepsi tornadan çıkmış gibi aynı boyda...
onlar da çakma işte. ha yarak yemişsin ha onu. gerçek hıyar tohumu yok mu?
var o da svalbard'da...
o dik yamaçlarda yetişen fasulyelerden yedin mi hiç?
sikimi yedin...daha yaşın kaç ki? senin yediklerinin içinde hep kanserojen kimyasallar var amcık...
he şimdi ekecek dikecek tarla, yamaç da kalmayacak artık.
bir kısmını hes projeleri yok etti, diğer kısmını da böyle siyanürle miyanürle cevher arayan ibineler...
sanıyorsun ki türkiye zenginleşti.
nasıl zenginleşiyoruz?
çocuklarımızın geleceğini çalarak...
en önemli hazinemizi, topraklarımızı yok ederek.
dilerim buna sebep olanlar kanser olurlar da sürünerek ölürler.
#15915223 olaya hakim insanları gördükçe, artvin le beraber olduklarını bildikçe daha da korkacak şirketin artvin de karşılaştığı tepkidir.
daha da sert olanlarıyla karşılaşacaklardır. yalnız kalmamaları, bir kenarda unutturulmamaları için elden gelen yapılacak bütün platformlarda bu olay yankılanacaktır.
ilgi gösteren destek veren tüm onurlu insanlara selam olsun...
yurtiçi destekli uluslararası çekirge sürülerine direnen onurlu artvin halkına teşekkür ederiz.
nedir bu koduğumun yavşaklarının derdi?
altın rezervlerinin çıkarılması zor age of empire oyunundaki gibi yaylaya yayılıp kazma kürekle toplanmıyor. siyanür havuzları kuruluyor, toprak ve barındırdığı canlı organizmalar siyanürle öldürülüp içindeki altın gram gram çözülüyor. taa ki 200 -300 tonluk rezerv sömürülünceye kadar sonra da kaçıp gidiyor bu çekirgeler. arkalarında üzerinde 50 100 200 sene bir ot bile bitmeyecek kilometrekarelerce ölü arazi bırakarak. altın yurtta mı kalıyor? hayır, vergisini burda mı veriyor ? hayır? emek yoğun bir iş mi, istihdam mı yaratıyor? hayır...
peki ne kazanıyoruz?
ahlaksız bir takım adamların aldığı rüşvet dışında hiç bir şey...
bir de yöre halkının maruz kalacağı kanser ve benzeri hastalık riskleri...
özellikle kemik ve kan kanseri... en pisleri kanserin bile ölümü diyeyim anlayın...
bergamalı köylüyle alay ettiniz, aldırmadınız, 60-70 yaşındaki kadınları dövdü polis bir takım ahlaksızlar rüşvet alacak diye. direnişçilerden bazılarına esrarengiz arabalar çarptı, basın kulaklarını tıkadı...
bergama yalnız kaldı, artvin kalmasın... yayın bunu bir kere twitleyin, 3-5 kişiyle facebook'da paylaşın, bir sevdiğinize, arkadaşınıza dinlemese de anlatın...
bergama da yapılan diremişin bir benzeri de artvin ve artvinliler tarafından gerçekleştirilmekte.
devlet eliyle artvin toprağının yabancı sermayeye peşkeş çekilmesi ve kontrolsüzce artvin'in eşsiz doğasına verilecek zarara kayıtsız kalmayan halkın, şirket yetkililerine gösterdiği tepkidir.
özellikle yapılan, toplantının halka son anda bildirilmesi ve artvin merkeze uzak bir okulun seçilmesi, artvinlileri yıldırmamış ve en az 400 kişilik bir kalabalık ile şirket elemanlarının neye uğradığına şaşırmasına sebebiyet vermiştir. toplantı tutanağının yırtılması ve masanın bir anda ters çevrilmesi ile kaçan şirket elemanları, olayın ciddiyetini yetkililerine anlatırlar umarım.