Fransızca bir terim olan 'art brut'nun tam karşılığı, 'ham sanat'tır. 'Art brut'da profesyonel olmayan, kendiliğinden bir sanat söz konusudur.
1948 yılında Dubuffet, Breton ve Tapie, 'art brut'yu kurdular. Bu sanatçıların amacı; kendi kendini yetiştirenlerin, meşhur olmayanların, mahpusların ve ruh hastalarının ürünlerini ortaya çıkarmaktı. Jean Dubuffet'nin topladığı çalışmalardan bir 'art brut' kolleksiyonu oluşturuldu.
Dubuffet, kazanılmış kültürün ürünleri olan sanatları reddetti ve 'art brut'nun ateşli bir savunucusu oldu. Kendi resimlerinde de bu yaklaşımı açıkça görülmektedir.
Isimlerini Fransiz ressam Jean Dubuffet'nin bir zamanlar Londra'yı tamamen etkisi altına almış marjinal sanat akımından alan ve art-punk akımına öncülük eden, akımın en dahi, en parlak gruplarindan biri kabul edilen Art Brut, NME tarafindan Art Wave akımı içinde Bloc Party ve Franz Ferdinand ile aynı kategoride gösteriliyor. Art Brut sözlük anlami ile 'raw art / rough art' anlamina geliyor. Debuffet'e göre bu çesit sanat, kabul edilen kültür sınırlarının dışında yaratılıyor ve buna 'outsider art' adı veriliyor. Deliligin sanatı, dışarıda kalmış sanat. Bir anlamda 'öteki'nin sanati.*