bebeim senin de evinde 52" tv'in, ps3'ün ve sayısız oyunun, üst düzey bir bilgisayarın, sınırsız internetin olsa sen de aşağı inip top peşinde koşmazdın. hoş ben bu yaşımda hala sokakta oynayan çocukları görünce aralarına girip oynuyorum, ama bu yeni nesil için olmayacak bir şey.
çocuklara yapılan toplu tecavüzlerin yasal olmasından sonra ailelerin çocuklarını tecavüzcülerden korumak sokağa bırakmamalarındandır.
(bkz: dikkat akp li)
son derece üzünülesi durumdur, çocukluk çağı tam anlamıyla doyasıya geçirilememekle beraber çocuklarda gelişim bozukluğu, asosyallik ve psikolojik sorunlar ortaya çıktığıda bir gerçektir. ağaçtan düşen, kavga eden, bisiklete binen, hatta hatta imkanlara göre bilyeli araba yapan,düşe kalka büyüyen çocukla apartman dairesinde büyüyen çocuk bir olu mu hiç?..
teknoloji ve dışardaki tehlike buna izin vermiyor malesef. oysa bizler gün boyunca oyuna doymazdık ev bize hapis gibi gelirdi sokak dondurmacı amcamız olurdu .
internetin insanları asosyal yapmalarından kaynaklanmaktadır kanımca. ayrıca artık her yerde binalar olmasından dolayı sokaklarında kalmadığını düşünürsek normal olan durumdur. en son olarak diyorum ki nerede o eski sokak maçları vs.
misket oynamak, bilyalı araba yapıp kaymak, topaç çevirmek, kağıt külahları fişek yapıp hortum ile üflemek.. artık bunlarıda görememektir. ellerinde ıphone' var yahu şimdiki çocukların. benim hiç olmadı misal.
genelde babaları, dedeleri "ne güzel koyun otlatırdık eskiden, hiç biri kalmadı" diyenler tarafından mesele edilen durumdur.
tıpkı bir zamanlar mağaraların önünde tepişen çocukları görememek gibi bir dalgadır. bak bakalım kaç kişi kaldı mağara önünde oynayan çocukların kalmadığından yakınan: hiç. çünkü tarım toplumuna geçildi ve yeni bir medeniyet yaratıldı on bin küsür sene evvel. uyuduk uyandık geçti.
insanlığın yeni bir dönemecinde olmanın gerektirdiği normal bir dönüşümdür; tasalanmaya, zırlamaya ve "bittik" diye hayıflanmaya gerek yoktur, çünkü insan çok yönlü bir dinamiktir ve her yeni nesil bir önceki nesil ile aynı sıfır noktasından başlamak zorunda değildir.
tabiki teknolojinin etkisi büyük ancak sokaklar da eskisi gibi değil. yani kayseride bayram şekeri toplayan 3 çocuğa yapılanları hatırlıyorsunuzdur. artık insanların kimseye güveni kalmadı haklı olarak çocuklarını sokaklara fazla göndermek istemiyorlar.
akşam ezanıyla eve dönmenin, aşağıdan anneye bağırarak su, para istemenin, koşarak 5 dakikalığına eve çıkıp ekmek arası peynir ekmek gömüp dünyanın en mutlu insanı olarak tekrar sokağa inmenin ne demek olduğunu bilmeyen bir neslin yetişmekte olduğunun göstergesidir.
he amk sen burda bilgisayar başında sörf yap , çocuklarla ıkı dakka dışarda sohbet muhabbet yapma sonra da sokaklar bitti de. sen bir çık bakalım dışarıya al eline bir topu bak bakalım peşinden kaç çocuk dışarı çıkıyor. ama yok illa kendi çocukluğunuzu şaha çıkarıp şimdiki çocukları yereceksiniz ya hammına..
ilden ile, hatta aynı şehir içinde farklı semtlerde değişiklik gösteren durum. Genelde şehrin büyüklüğü ile semtin merkezi konumu ve refah seviyesine göre çocukların dışarı çıkıp oynama oranı düşüyor.