arsızca yalamak

entry6 galeri0
    5.
  1. küçükken yaz geldiğinde ilk dondurmayı özlemle yalamanın bir diğer tanımı.

    (bkz: ya ne sandıydın)
    (bkz: hayat sexten iberet değildir)
    3 ...
  2. 5.
  3. lüks arabalar, üst tabaka mekanlar, haftasonu tatilleri veya kimi zaman bir çük/am uğruna yapılandır.

    "bütün kızlar toplandık toplandık toplandık, sorduk neden yıprandık, yıııprandık yıprandık" melodileriyle birlik olur yalayıcılar. yalamayanı dışlar, yalayanı baş tacı ederler. dilleri pörsümüştür artık.
    bir pipi + bol t.şşak uğruna yapamayacakları şey yoktur. aynı insanı sokakta görse başını çevirecek o.ospu ruhlular, 2 çift güzel lafa ve şatafata verirler .mlarını, her şeylerini.

    şu açıdan da bakalım. yalayan suçlu da, yalatan masum mu? hayır! yalatan memnun. çünkü s.kini her gün birileri yalıyor, zevk veriyor ona. işi bittiğinde de bir kenara atıyor. öyleyse neden şikayet etsin halinden? asıl yüklenilmesi gereken, bunu açığa çıkaranlar, keyiflerini bozanlar!

    yalnız bir şeyi unuturlar! o yaladıkları şey, elbet bir gün erir!
    5 ...
  4. 4.
  5. 3.
  6. 2.
  7. çoğunlukla bir mevkiye yükselmek için, bazen de belirli mevkilere gelmiş insanları indirmek için yapılan eylemdir.

    genelde kendini kanıtlamış abileri arsızca yalar küçük insanlar. küçük yaşamlarına büyük paylar biçebilmek adına yaparlar bunu. kimilerine göre ortada bir pasta vardır ve o pastanın çikolata dolgulu topunu yiyebilmek için yapılacak her şey mubahtır. her yol özgürlüğe, kariyere, paraya, yenilenmiş bir hayata çıkar. dolgun ücretli maaşlar, dolgun dudaklı ablaların iştahını kabartır, yiyecekleri büyük lokmaların hesaplarını yaparlar. büyük lokmaları yemek de kolay değildir, çiğnemek, * yalayarak eritmek, sindirmek, iyice ağzına almak gerekir bazen ve bu uğurda var gücüyle savaşmak gerekir er meydanlarında.

    er meydanları çetindir, çok rakip vardır, toz topraktır, çamurdur her yer, göz gözü görmez. birilerini alt etmek öyle de kolay değildir. oysa elde avuçta çoktan kaçıp gitmiş bir yaşam ve şukela butonlarında izmarit gibi söndürülmüş umutlar vardır. her gece son bir taslak giydirilir yalanlarla süslü güzel kelimelere, oradan oraya kopyalanıp yapıştırılır. tesadüfi bir kronolojiyle dizginlenmeye çalışılır planlar, sanki hiç biri yokmuş gibi. ve bu dizgiyi bozacak her olay bertaraf edilir, her kimse etiket gibi sökülür, her kişilik iki ucundan tutulup mandalla asılır kirli çamaşırların sergilendiği iplere. yeter ki denge bozulmasın, oradan düşmesin çikolata dolgulu top ve ne olursa olsun bir dilim tadılabilsin pastadan...
    6 ...
  8. 1.
  9. "oh şeeeet!! aynen devam" dedi orta yaşlı adam. alttaki orta yaşlı kadın devam etti- şakkıdı şakkıdı!
    "o hiç yalamıyor, sevmiyorum ben onu, küstüüüüm" dedi adam dudaklarını büzerek. kadın teselli etti onu, "sen üzülme bebiş, seni kıskanıyor o, hem yeteri kadar yalamıyor muyuz yoksaaa?".. adam mutlulukla kavuşturdu ellerini kafasının arkasında ve gözlerini tavana doğru kaydırdı. herrrrr bi şeylerini tatmin etmişti.

    herkesçe tanınacak, arkadaş olacaklardı. sabahları tıklayacak, "oo haju, yalarım"ları göreceklerdi kutularında. er suyunu patlatacaktı herkes beklerken o saatte. kutusu dolacaktı anında. tek tek cevaplayacaktı, yakın davranacaktı: "ben sizdenim!". ondan kral olmayacaktı: "hani marjinal bizdik?". ünü katlandıkça artacaktı: yalaşmalar, emişmeler, gizli buluşmalar, sohbetler, muhabbetler, kahkahalar, .mcıklar, fındık götler, turunç memeler, küçük ama işlevsel y.rraklar...

    her ortamda onlar konuşulacaktı, gıptayla bakılacaktı onlara, yalanmaktan yorulacaklardı, idolümüz olacaklardı, afacan kankalar olacaklardı. ama onlar bir süreden sonra başkalarını siklerine takmayacaklardı, cool adam olacaklardı. herkese yalatmayı bırakacaklardı.

    biri çıktı, sorguladı. şaşırıldı, orci'ler tatsızlaştı. adım adım takip edildi deyyus. köşede sikertme planları yapıldı: "tamam, saatleri ayarlıyoruz şimdi!". planlanan yerde ve saatte herkes hazırdı. büyük bir özenle girişildi s.kişe. ama kalkmamıştı işte, dağ fare doğurmuştu. görüntü feciydi: büzüşmüş, küçülmüş ve sönük...

    "küçük kızları elliyorsun, dedi bana!" diye ağladı biri. duygusal orci takım arkadaşları teselli ettin onu. "acıtmıyorsun ama, köklemiyorsun da hem. üzülme bebeğim, ağlama geçer"... bir diğeri, "benim motor olduğumu ima etti, ama nerden öğrendi ki?" diye titremeye başladı. sayıklıyordu sürekli. "üzülme canım, dövdüm ben onu, yendik biz" dedi yanındaki.
    sıkı sıkı sarıldılar birbirlerine, teletubbies misali. kötü canavarı toprağın altına saklamışlardı, daha doğrusu öyle umuyorlardı. artık mutluydular, "iiiaahh ihiii" diye gülen güneş tepeden yükselmişti.

    - batarken güneş ardında tepelerin, yanacıklarından öperim(!) bütün teletabilerin.
    9 ...
© 2025 uludağ sözlük