aziz yıldırım kibri ve sevimsizliğini izleyen fanatik fenerbahçelilerin hedefi haline gelmiş, başkanı asla hapse girmemiş ve müzesinde iki avrupa kupası yer alan bir ekibin taraftarı olan yazar.
kendi kapılarını temizlemeyenler kapısını yumrukluyor. ironik...
sahada gerçekten"şerefli ve onurlu" mücadelesiyle nam yapmış bir takımın taraftarı olmakla övünüyorum. kirli sarı cemaat uşaklarının şike ve suistimale batmış geçmişlerine bakmadan ona buna salyalanmaları hoşuma gitmiyor sadece...
hem ahlaksızlığın her çeşidinin mucidi, odağı olucan hem de çaçaronluk edicen. yok öyle!
fenerbahçe'yi değil hukuku savunuyorum elli kere yazdım. ama işe gelmeyince unutuluyor.
"sokaktan geçerken 6 puştu bir adama girişirken görüyor ve başını çevirip gidiyorsan 7. puşt sensin" ya da "haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır" tavrımızın sebeb-i mucibi ve hikmeti budur.
(#16308669) şu eserini buraya bırakalım ki; sözlük ergen görsün...
istisnasız her hafta bir kitap bitiren bir kişinin anlama sıkıntısı çekiyor olması zor bir ihtimaldir.
melo hakkında girdiğim #16280099 entry ortada. özetle demişim ki; "melo'yu severiz ama 5 milyon olmaz, verilmez, galatasaray menfaatleri her şeyin üstünden gelir. isimlere bakılmaz."
şimdi gayet anlaşılabilir bir türkçe girdinin tekrar açıklamasını yaptıranlar mı anlama sıkıntısı çekecek kadar gerizekalı yoksa arshil mi?
okuduğunu anlama güçlüğüne sahip olduğu aşikar olan yazar. en son 6 sene önce şampiyonlar ligine gidip orada da sepetlenip gelince şirazesi bozulmuş anlaşılan. ayriyeten felipe melo'ya sallamaktadır, olur da imzayı atarsa çok güleceğim yazarcık. hobbidik hobbidik hoplasın efendim.
adamların büyük çoğunluğu, yöneticileri, internetteki oluşumları "fenerbahçe isterse hamit'i alır" dedi.
galatasaray hamit'i aldıktan sonra yine aynı güruhlar "fenerbahçe istemediği için hamit gs'ye gitti" dedi. hatta bir kitle de "yönetim alacaktı, aykut hoca istemedi" dedi.
yani bir haftadır özetle bu tipler "biz istersek hamit'i alırız, istemezsek almayız, istemedik, almadık" olayına getirdiler...
ben de diyorum ki; ulan madem öyle... bu aykut kocaman neden "hamit'i istiyordum, kulüp olarak kendisini transfer etmeye çalıştık" dedi? hıı? yalan mı söylüyor yani?
aha bu da linki, kapak niyetine...
not: bana kelime oyunlarıyla, ayak oyunlarıyla gelmeyin. günlerce alaycı alaycı "bizim alamayacağımız topçu yok ooluuum" diyen adamlar götlerinin üstüne sert bir oturuş yapınca beni zavallı olarak ilan ediyorlar. iğrençsiniz ulan!
not2 : en son ne zaman bir fenerbahçe forumuna girdim bilmiyorum, yemin ediyorum bilmiyorum. ara ara tribündergi'ye gözatarım (ki her taraftar vardır orada) bazen de twitter'da 12numara org'un kolpa twitlerini görürüm, takip bile etmem, o kadar.
3 temmuz operasyonu öncesi kendi başkanlarıyla ilgili potansiyeli her defasında dile getiren, "bizim başkan halleder" "bizim başkandaki taşşak kimsede yok" "bizim başkan öyle bir başkan ki öyle böyle değil" "bizim başkanda para bok" tarzı cümleler kullanan güruh; 3 temmuz'dan sonra aynı muhteremi adeta gökten inmiş melek ilan etmekte, toz konduramamakta. ailemdeki tek fenerbahçeli amcam bile -futbol ve futbol tarihi bilgisine kesinlikle saygı duyarım- malum sezonun son haftaları için "parayı basar alır, bir daha öyle bir riski almaz" dediğini daha dün gibi hatırlıyorum.
şu stat işiyle ilgili girdiğim entry'nin sonuna kadar arkasındayım. dip not olarak belirteyim, bu işlerden anlarım, iktisat mezunuyum zira. hatta zamanında o batan bankaların yeminli murakıplığını ve bddk denetimlerini yapan üstatlarla çalıştım. oralardaki operasyonel süreçleri bilirim yani, bu konuda mütevazi olmam. neyse konuya geleyim; o dönemlerde öyle bir bilgi gelmişti, çok üstüne gidilmedi... bir ihaleye girildiği zaman bunun süreçleri vardır, şartnamesi ve yeterlilik raporları vardır. ihaleyi alan firma bilançosunu takdim eder. kaldı ki, ihaleyi alan firmanın arkasında devlet var... boru değil.
ben o iddiayı hiç dile getirmemiştim, ışın çelebi (ki gayet dürüst bir adamdır) böyle bir şey söyleyince dile getirmek istedim. ama belli ki "benim başkanım hallederciler" yine toz konduramamışlar. sonuçta mantık yürütüyoruz burada, tartışıyoruz, irdeliyoruz, kafa patlatıyoruz. hadi ben kıçı kırık bir yurdum insanı... aziz y. engel olmaya çalışmıştır dedim. peki ışın çelebi gibi gözönündeki biri (savcılığı işaret ederek) böyle bir iddiada bulunması garip değil mi? böyle bir şey yaşanmadıysa neden böyle bir yalan söyleme ihtiyacı duysun. zira ispatı çok basit...
girdiğim tek entry'e; dört bin kelime anlatan güruh, aynı entry'nin içindeki jurnalciliği, tff'nin gece yarısı madde değişikliğini pas geçmiş. dert değil... bugüne kadar yaptığım eleştirilerin %90'ında aziz y. ile fenerbahçe'yi birbirinden ayırırken siz ayıramadınız. dolayısıyla iş böyle bir hal aldı...
senin taptığın, toz konduramadığın başkanın spor müdürünü arayıp "bak biz emenike'yle anlaştık, sen şimdi emenike'yle galatasaray ilgileniyor yaz, sonra biz açıkladığımızda fenerbahçe galatasaray'a çalım attı, gol attı tarzında bir şey yazarsın" talimatları verecek kadar küçük hesaplar peşinde koşan adam... bu ve daha nicelerini tek tek okuduk...
en başından beri dedik ki; şike var ya da yok amına koyayım şikenin. tarlaları, şantiyeleri, işçileri falan da siktir edelim. rakip kadrolarını falan da... tff'ye yapılan tehditleride... aziz, şekip, mahmut özgener, göksel gümüşdağ arasında yapılan konuşmalar hiç mi midenizi bulandırmadı... hiç mi "ya amına koyim ne boktan çarpık ilişkiler varmış" diyemediniz.
diyemezsiniz, dedik ya; biraz mide meselesi...
not : kendi nick altıma çok yazmak istemiyorum, kişisel hesabı olan varsa buyursun gelsin, alamayacağı cevap yok. ama üslubunca gelecek, selam verecek, merhaba diyecek, hal hatır soracak... insanız burada...
not 2 : galatasaraylı arkadaşlardan bugüne kadar "boşa kürek çekiyorsun, yoruyorsun kendini" tarzında abartısız 50 civarında mesaj aldım, sağolsunlar. ama destur belli... "haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır"
uzun yazı yazıp ayar verdiğini sanan subjektif kişilerce baskı altına alınmaya çalışılan güzide yazar .
çoğu zaman muhattap olamaya dahi üşendiğimiz rakip takım taraftarlarına bıkmadan usanmadan laf anlatmasını tabi ki takdir ediyoruz ama boşa kürek çektiğini umarım yakın zamanda anlar .
(#16144194) Bugün sırf Fenerbahçe'ye bulaşacağım diye yine sıçıp sıvamayı başarmış, cahil galatasaraylı. Dahası hayatında bankaya gitmemiş olmalı zira banka kavramından habersiz hele Türkiye'deki bankacılık sisteminden iyice habersiz.
Şimdi Arshil efendinin iddiası şu: Neymiş, Eren Talu finansman sıkıntısı içindeymiş, bankalardan kredi almak istemiş de Fenerbahçe baskı yapmış kredi alamamış da vs. Bütün bunlar Arshil efendinin kulağına Eren'e çok yakın kaynaklardan fısıldanmış. Bu kadar yakın kaynaklar sana belki karısı Defne'yi kaç kere aldattığını falan da anlatmıştır ha? Malum o kadar içli dışlısınız ya? Hani Stephen King'e taş çıkartır uçsuz bucaksız hayalgücüyle, kanal d'ye bir eyvallah yap hacı iyi senaryo uydurursun sen.
Eren Talu niye battı efendim? iyi bir mimar, ama boktan bir şirket yöneticisi, boktan bir finans adamı olduğu için. Sen güzel güzel sosyete otelleri dikebilir, beyaz renkler içerisinde çok güzel tasarımlar yapabilirsin, ama iyi bir yönetici, hele finanstan anlayan biri değilsen boyunu on kat aşan projelerde böyle sıçarsın. Türk Telekom Arena, bir Hillside Su otel değil anacım, bunu iyi anlamıştır Eren herhalde de Arshil anlayamamış.
Eren denen iyi mimar, zavallı muhasebecinin batmasında en büyük sebepler 1) eren'in yanlış hesapları, 2) eren'i ilk önce yağlı ballı, akıllı sanan ortaklarının bu yanlış hesapları görüp bir gecede patır patır kaçması, herifi ortada bırakmasıdır. Eren, bilmem kaç göbek galatasaraylı olabilir ama ortaklarının sikinde değil afedersiniz bu göbekler, onlar paraya, işin ucundaki gelire bakar. Eren'in ortaya koyduğu tabloyla realite o kadar farklıydı ki eyvallah bile demediler o kadar düşünün yani. Kim bu ortaklar? Önce Alke insaat, sonradan Dhabi Grup ve Zarooni grup. ilki pek öyle ahım şahım olmayan bir Türk holdingi, ama diğer ikisi Dubai'nin en baba şirketlerinden. Len, ortada gelir getirecek, hakikaten sağlıklı bir proje olsa bu adamlar kaçar mıydı? Bu adamlar hadi Türkiye'deki hiçbir banka Talu'ya Fenerbahçe baskısından kredi vermedi -burada Arshil'e doğru götümüzle gülüyoruz- Dubai'de, New York'ta kendilerine para verecek bir tane bile banka tefeci bulamazlar mıydı?
Bir Fenerli olarak şunları açık ve net ben görebiliyorum, Arshil gibileri göremiyor:
Bu adam, Galatasaray'a 2 yıl kaybettirdi stat meselesinde. yapamayacağı daha ilk günden belliyken, iki çukur kazdı diye aylarca oyaladı. ama sadece zaman değil kaybedilen. Para, prestij, şampiyonluktu belki. Stat açılışında da taraftar bu adama söveceğine, tuttu başbakanı yuhaladı.
senin neyine stat yapmak ya? nerde sende o vizyon, para, yeterlilik? anca eski karısının memelerini anlatır gazetecilere.
Gerçi hata Eren'de değil; ona ihaleyi verende, sonradan takip etmeyende. "Çok pis gassaraylıyım bildiğiniz gibi değil" diye ağladı durdu eren, GS'li kerizler de hemen oltaya geldi. Farkında değiller hala bunun batırdığı projenin sıkıntılarını çekiyorlar. Ne stadın üstü kapandı, ne yolları yapıldı. Hala da Arshil gibiler Fener Fener diye ağlıyor.
Ayrıca: Türk bankalarının kredi vermemesi: Arkadaşım sen hangi hayal dünyasında yaşıyorsun? Senin dediğin dönemler -ki o zaman bile çok zordu- Demirbank'ın 2001 krizinde iki bankanın el ayak oyunları yüzünden battığı zamandan sonra çok değişti. Türkiye'de şu an %100 yerli üç banka var: iş Bankası, Ziraat ve Halk Bankası (şimdi Millennium Bank da var ama Eren Talu'nun battığı sırada o da yüzde yüz yabancıydı, ayrıca tam bilmiyorum ama hadi Vakıf da %100 yerli olsun) Geri kalan hepsinin -Akbank hariç- ya tümüyle ya çoğunluk sahibi yabancı bankalar. Yurtdışındaki dev Citibank, BNP Paribas vs niye dinlesin Fenerbahçe'yi sen hasta mısın? Adamlar onca zorluğa rağmen gelip Türkiye'ye yatırım yapıyorlar, amaçları kar elde etmek, Türkiye'deki takımlar arası çekişmeden dolayı karlarından mı kalacaklar? Bunlar Boeing'e, Airbus'a, ingiliz hükümetine kafa tutan adamlar, Aziz Yıldırım'ın önünde mi diz çökecekler? Hasta mısınız siz? Ayrıca Eren'e Halkbankası kredi vermeyi kabul etmiş, fakat Eren'den sıtkı sıyrılan TOKi Başkanı'nın bizzat kendisi, "kredi verilse bile bir halt olmaz bundan" diyerek kredi almasını engellemiştir, anladın mı şimdi anacım?
Hadi bankalar para vermedi. Bu Dubai'li şirketlerin kendisi yatırım fonları. etraflarında da yabancı fonlar kaynıyor. Bunlar konsorsiyumlar oluşturup, yatırım işlerine girip, para kazanmaya bakan hedge fonlar vs. atıyorum Türkiye'de gayet güzel yatırımları bulunan Franklin Templeton'la konsorsiyum oluşturup da kredi niye vermediler? Aziz Yıldırım onları da susturdu? Bu adamlar kaz tüyü gelecek yerden tavuk çiftliğini esirgemezler, o kadar paraya düşkünler, burdan bir çıkar yol olsaydı sırtlarını çevirirler miydi? Arshil gerçeklerden bu kadar uzak mısın?
Konuşma Arshil Fenerbahçe hakkında konuşma. Fenerbahçe'ye laf atıcam diye kıvrandıkça, saçmalıyor, küçülüyorsun.
çarşı yavşaklığı yapanlar kendisini ultraslan üyesi veya sebahattin şirin hayranı biri olarak görmekte.
7893757035670 tane entry girmişim, ultraslan ile ilgili kaç tane entry girmişim tek tek bakılsın. beni ismen tanıyanlar da ultraslan ile ilgili neler bildiğimi çok iyi bilirler hatta sebahattin şirin ile ilgili... zira hiçbirinden hazzetmem. zira hepsinin; gfb'nin, çarşı'nın ne mal olduğunu çok çok iyi bilirim.
yönetim adam soktu astırdı o pankartı (!)
hadi ordan!
ultraslan, çarşı, gfb gibi grupların içinden 20 tane adam gidip pankart asamaz, göt ister. bunu bilmeyenler muhatabım değildir. ha, eğer gerçekten böyle bir şey olmuşsa çarşı diye gezinen grup kendini çok şişirmesin.
görülüyor ki; 2009'da asy'de oynanan maçta galatasaray'ın ölmüş kutsal değerleri olan ali sami yen'e, metin oktay'a ve alpaslan dikmen'e küfür etmeye ses soluk çıkmıyor...
galatasaray taraftarı iyi günde de kötü günde de takımının yanındadır, armasının peşindedir. unutulmamalıdır ki, bu ülkede seyirci rekorunun kırıldığı maçlar bile galatasaray maçlarıdır. hem de, kimsenin beğenmediği olimpiyat stadında...
bir maçı gösterip "aha gitmiyorlar stada yeaa" diye ağlamak kelime oyunu yapmaktan başka bir şey değildir, çok şükür kelime oyunlarını anlayabilecek kapasitedeyiz.
not: galatasaray tribün reisi sebahattin şirin'in zamanında ne yaptığıyla hiç ilgilenmiyorum, hatta yılmaz abi'nin de, hatta kasap gökhan'ın da, beni hiç ilgilendirmiyor. bildiğim bir şey varsa; o da bu adamlar kimsenin ölmüşlerine küfür etmezler.
ben galatasaraylıyım, münferitim. kişileri savunmam. kulübümü savunurum. galatasaray'ın kutsalına küfür edip, kendi statlarında 30 bin kişiyle "beşiktaşlı olunmaz beşiktaşlı doğulur beşiktaşlı olmayanlar orospu çocuğudur" diye bağırıp; yıldırım demirören'in kulübü rezil kepaze etmesine seyirci kalmış bir gruptan asla taraftarlık dersi almaz.
2- bazı beşiktaşlılar tribüne sarhoş gelir diye alayımıza tinerci diyen biri kendisine ve risine (!) katil denince niye çıldırır.
3- iyi günde stada koşup( onu bile yapamadığınızı play off'taki trabzon maçında gördük), kötü günde forması sandıkta küf tutan bir grup taraftar olabilir mi? olamaz.
4- hepinizden daha adamım. tineri bırak sigara bile kullanmam. ama bak benim tinerci bir arkadaşım ne diyor?
''tinerciyim. evet. ama bu güzel kafayla bile ŞikeCI BIRinin korunmayacağını bilirim.''
beşiktaş taraftarının o iki kupalı sezonun kutlaması sırasında bile yıldırım demirören'e prim vermediği gerçeğini atlayan yazar. beşiktaş bu sezonu aşırı başarılı geçirmesine rağmen milangaz'ın sponsorluğunu neden kaybetti? taraftarından başkanına herkes yıldırım demirören'e sövdüğü için. bu demirören'in başkanlığı süresince de değişiklik değildi. sadece o zaman beşiktaş taraftarının yanında stada alınan, parayla tutulmuş piçler de vardı.
hayır bir de transferle sevinmemize laf edilmez mi? adnan polat döneminde gelen transferlere galatasaray taraftarının nasıl tepki verdiği de ortadadır.