Organik ve inorganik formları vardır.
inorganik formlarının daha toksik olduğu belirtilir. Doğada en çok bulunan inorganik form ise arsenik trioksittir.
atom numarası 33’tür.
metal ile ametal arasında bir özelliğe sahiptir.
herbisit, pestisit ve insektisitlerde kullanılır, ayrıca bazı alaşımlarda kullanıldığı görülür.
Yapılan güncel bir araştırmada bazı gıdalarda arseniğe rastlanmıştır.
Abd’nin New hamshire eyaletinde oturan 852 katılımcının (denek) beslenme durumu incelendi.
Katılımcıların Besleme durumlarına göre ayak tırnaklarındaki arsenik seviyeleri belirlendi.
( insan vücudunda bulunan arsenik miktarı; saç, idrar ve tırnak tahlilleriyle bulunur)
katılımcıların gıdalardan aldıkları varsayılan arsenik miktarı ile onların tükettikleri evsel içme sularındaki arsenik seviyeleri birlikte değerlendirilip, çalışma yürütüldü ve bu çalışma sonuçları rapor edildi.
***
Arseniğin önemli kaynaklarından biri de beslenmenin vazgeçilmez bir unsuru olan içme sularıdır.
Arsenik, vücut dokuları ve fonksiyonları üzerinde birçok zararlı etkiye sahiptir.
Uzun vadede düşük dozda bile olsa arseniğe maruz kalmayla mesane, akciğer ve deri kanserleri; tip 2 diyabet ve kardiyovasküler hastalıklarına yakanma riskiniz kat be kat artar.
***
Araştırma bulguları:
Araştırmacılar katılımcıların tükettiği 120 gıda içerisinde önemi derecede arsenik seviyesini artırıcı gıdaları tespit etti. Bunlar; bira, beyaz şarap, (bir dereceye kadar kırmızı şarap), brüksel lahanası ve somon, tuna, sardalya gibi koyu etli balıklardır.
Çalışmada deneklerin (katılımcıların) evlerinde kullanmış oldukları musluk suyunun arsenik seviyesi epa’da belirtilen sınırların epey altında bulundu.
her litrede ortalama 0.30 mikrogram bulunmuştur.
Yine de 52 katılımcının evinde kullanmış olduğu musluk suyunda arsenik seviyesi epa’nın sınırlarının üzerinde bulunmuştur.
***
Epa’nın Türkçe açılımı: Çevre koruma ajansı
Not: Çevre koruma ajansı (epa), içme sularının her bir litresinde 10 mikrogram’a kadar arsenik bulunmasını kabul edilebilir üst sınırlar içerisinde görmektedir.
***
Katılımcıların ayak tırnaklarında arsenik düzeyi gram başına ortalama 0.12 mikrogram bulunmuştur.
Araştırmalar, günlük ortalama 2.5 bardak bira içen insanlardaki arsenik seviyesinin, bira içmeyen insanların arsenik seviyesinden yaklaşık %20 ila %30 daha fazla olduğunu göstermiştir.
not: bira ve şarabın ışıltılı, berrrak bir görünüm kazanması için filtreleme prosesi esnasında içerisine eser (iz miktarda) arsenik ilave edilebilir.
Vücut içerisinde gerçekleşen bazı mekanizmalar yoluyla gıda ile vücuda alınan zehirli bir maddenin, toksik etkisi giderilebilir.
Fakat alkolün fazla tüketimi bu mekanizmanın işleyişini bozar. Bu durum Zehrin vücut içerisinde birikmesine neden olur.
koyu etli balıkları fazla miktarda tüketen bireylerin daha yüksek arsenik seviyelerine maruz kaldığı belirtilmiştir.
Haftada bir kez koyu etli balık tüketen insanların ayak tırnaklarındaki arsenik düzeyleri, ayda bir kez koyu etli balık tüketen insanların arsenik konsantrasyonlarından yaklaşık olarak %7 daha fazla bulunmuştur.
Tavsiyeler:
Bazı gıdalar arsenikçe zengin olsa da insanlar bu gıdaları tüketmekten tam olarak vazgeçemiyor.
Arseniğe bağlı Zararlı etkiyi önlemenin muhtemel en iyi yolu beslenmenin çeşitliliği ile bertaraf edilebilir.
aynı tür besinlerin çok sık tüketilmemesine dikkat edilmelidir.
içme ve kullanma suyunun güvenliği çok önemlidir. Bu suların fiziksel ve kimyasal analizlerinin yapılması önemlidir.
Periyodik cetvelin VA grubunda yer alan yarı metal element. Doğada serbest hâlden çok realgar (AsS, kırmızı zırnık), orpiment (As2S3, sarı zırnık) ve arsenopirit (FeAsS, Mispickel taşı) mineralleri biçiminde bulunur. Filizinin kavrulmasıyla ele geçen As2O3 ün odun kömürüyle indirgenmesi ya da arsenopiritin ısıtılmasıyla elde edilir. iki allotropu vardır: beyaz fosfora benzeyen ametalik sarı arsenik (As4) ve grikırılgan, yarı iletken, kolayca süblimleşen (613°C) metalik arsenik. Bileşikleri çok zehirlidir. Eskiden sodyum ve bakır tuzları haşerelere karşı kullanılırdı; bu yüzden sıçanotu olarak da bilinir. Arsenik zehirlenmesi, dokudaki arseniğin, AsH3 gazına çevrilip alevde ayrıştırılması sonucunda soğuk bir yüzeyde siyah kristaller oluşturmasıyla saptanır. Arsenik, transistörlerde, iletkenliklerini ayarlamak için kirletme maddesi olarak, galyum arsenür de lazerlerde kullanılır.
arsenik normalde: deri problemlerinde; mantarla, yabani bitkilerle, karınca ile mücadelede kullanılan metalik özellikte bir maddedir. ancak belli ppm üzeri vücuda alınmasında, zehirlenme belirtileri ortaya çıkar. yada kronik olarak belli dozlar halinde alınan arsenik kümültatif olduğundan dolayı sinirlerde, karaciğerde, böbrekte birikebilir ve buralarda deformasyon oluşturur. tedavisinde dimerkaprol dediğimiz, " bal " kullanılır.
ismini yunanca'da "güçlü erkek birey" manasına gelen arsenikos kelimesinden almış elementtir. zehirlidir diyerek kesip atılması mümkün değildir zira her madde zehir etkisi gösterebilir. mühim olan ne kadar arseniğe maruz kalındığıdır. tüm canlılara hayat veren su bile fazla miktarda alındığında ölüme sebebiyet verebilir.
son günlerde popüler olan arsenik elementi için dünya sağlık örgütü, 1999 yılında, 50 mikrogram/litre olan risk sınırını 10 mikrogram/litre'ye indirmiştir. zira bu durum, belirtilen risk sınırı üzerinde arsenik içeriği olan suyu tükettiğimizde hemen zehirlenip öleceğimiz anlamına gelmez. hatta 50 mikrogram/litre sınırında arsenik içeren suları tüketen insanlar üzerinde yapılan araştırmalara göre herhangi bir klinik vaka görülmemiştir. bu sebepten dolayı izmir dahilinde ortalama 40 mikrogram/litre arsenik içeren suyu içen insanların risk sınırında olduğunu bilimsel olarak söyleyemeyiz. her ne kadar dünya sağlık örgütü sınırı 10 mikrogram/litre olarak belirlediyse de...
peki arsenik ile nasil zehirleniriz? bunun cevabı birazcık araştırmaya bakıyor. ld50 denilen, ortamdaki denek hayvanlarının %50 sini öldüren miktar olarak kabul edilmiş zehir ölçüsü standardında; arsenik(III) için bu değer 15-44 mg/kg, arsenik(IV) için ise 112-175 mg/kg'dır. yani ortalama 75 kg'lık bir kişi için 1 g'ın az üzerinde arsenik birikimi insanı öldürebilir. böyle bir birikimin sağlanması için ortalama 40 ppb arsenik içeren izmir'in suyundan 77 yıl boyunca içmemiz gerekli ki arsenik bizi öldürebilsin. bu da daha önce aldığımız arseniğin hiçbir suretle vücuttan atılmadığı durumlar için geçerlidir. zira arseniğin %90'ına yakını ilk gün içinde idrarla atılır.
yukarıdaki açıklama arseniğin direkt olarak zehirleme yolu ile insanı öldürmesi durumu için yapılmıştır.
uluslararası araştırmalara göre 100 mikrogram/litre ve üzeri arsenik içeren sularda belli kanser vakalarına yakalanma riski görülmüştür. daha ileri safhalarda ise cilt kanseri, mesane kanseri, akciğer kanseri, çeşitli deri hastalıkları, asabi ruh hali ve tip 2 diyabet bile görülebilmektedir.
neymiş efenim; arsenik=zehir değilmiş. maddeyi zehir yapan dozuymuş. hatta insanlar bazı vücut fonksiyonları için çok çok az miktarda da olsa arsenik alması gerekirmiş.
türkçeye arsenik ve eski dantel olarak çevrilen ahududu isimli tiyatro oyununda iki tonton ninenin iyi niyetle insanları öldürürken ahududu şerbetine kattığı zehirdir. zamanında suna pekuysal, tanju tunçel, cem davran gibi ünlü isimler tarafından istanbul şehir tiyatrolarında sahnelenmiştir.
Dünya Sağlık Örgütü, sudaki arsenik oranının en fazla 10 miligram desilitre olması gerektiğini ifade ederken her ne hikmetse izmir'deki sularda bu oran olması gerekenin 5 katı olduğu halde bizim munis halkımızdan bir tepki sesi gelmiyor. sağolsun başkan suyu bedava dağıtıyormuş ya artık.
hasılı arsenik düz adam mantığı ile zehirdir. okumuş adam mantığı ile ise kimyasal ideolojidir. pehhh
ankara şebekesinde olduğu iddia edildikten sonra yapılan araştırmalarda üst limitlerde olmadığı görülen fakat izmir şebekesinde üst limiti bayağı bi geçtiği görülen yan etki olarak kanser yapıcı özelliği bulunan 'şey'.
ölçümler sonucu ankara'nın suyunda iddia edildiği gibi yüksek çıkmayan hatta içilebilme standardının bir hayli altında çıkan, ama izmir'in suyunda standartların üstünde çıkan zehir.
esansiyel bir biyoelementtir.
bilinen en iyi toksik ağır metaldir.
rönesans dönemi soyluları antisfilitik ajan olarak kullandıkları için yüksek doza bağlı toksikasyon sık görülmüştür.
Dünyada, başta kanserojen etkisi olmak üzere, insan sağlığına zararlı etkileri nedeniyle içme suyunda en fazla sorun oluşturan toksik maddelerin başında gelen kimyasal. Arsenik, Dünya Sağlık Örgütü tarafından içme sularındaki en tehlikeli kimyasal kirlilik olarak kabul ediliyor. içme suyunda yüksek oranlarda arsenik bulunması; "mesane, akciğer, cilt, böbrek ve karaciğer kanseri"ne yol açabiliyor. Ayrıca sinir sisteminde, kalpte hasara neden olabiliyor. Dünya Sağlık Örgütü, TSE ve Sağlık Bakanlığı insani Tüketim Amaçlı Sular Yönetmeliği'ne göre, 1 litre içme suyunda izin verilen en fazla arsenik değeri 10 mikrogram. Ancak içme suyunda 0.5 oranında arsenik bulunması bile her 100 bin nüfus için 10 binde bir, 1 mikrogram arsenik bulunması ise 5 binde bir kanser yapma riski taşıyor. Sudaki arsenik arttıkça, kansere yol açma riski de artarken ihtimal yüzde 1'e kadar çıkıyor. Ankara içme sularında litrede 10 mikrogram arsenik olduğu takdirde, Ankara'nın nüfusunun 4 milyon 140 bin olduğundan hareketle, yaşamları boyunca Ankaralılardan yaklaşık 250 kadın ve 490 erkekte mesane kanseri; 380 kadında ve 300 erkekte de akciğer kanseri gelişecek. Bu içme suyundaki arseniğe bağlı olarak, 1420 yeni mesane ve akciğer kanseri vakası anlamına gelecek. (Kaynak: Cumhuriyet)
Tunç rengi vermek için Organarsin bileşikleri tıp sektöründe ilaç olarak, Pb-As bileşikleri saçma yapımında ve Transistör yapımında doping ajanı olarak kullanılır.
Agatha Christie kitaplarında , katillerin çokça kullandığı renksiz , o döneme göre tespit edilemeyen zehir. Şimdilerde herkeş anlıyor , ağız tadıyla fantazi bile yapamıyorçz